Duyarsız bir toplum haline geldik.
Askerimizin kafasına çuval geçirildi aldırmadık. Ordumuzun kolu kanadı kırıldı,oralı bile olmadık,bayrağımız yakıldı ve indirildi,açılım süreci hikayesiyle hoşgörüyle karşıladık.Güneydoğu’da eşkıya yolları kesti, kontroller yaptı,vergiler topladı,hepsini tahammülle seyrettik.
Atatürk’ümüzü silmeye çalıştılar.Anayasamızı paspasa çevirdiler.Yasalarımızı yaz-boz tahtası haline getirdiler.Yargının,emniyetin,milli eğitimin üzerinden silindir gibi geçtiler.Görmezden geldik, (aman bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın) rehavetiyle davrandık.Öyle olmadı mı?
Sanki müslümanlığımız tehlikeye düşmüş gibi,sanki ibadet imkanlarımız ortadan kalkmış gibi, sanki toptan hristiyanlaşıyormuşuz ve din elden gidiyormuş gibi,laikliğin canına okuyuşa,din devletine doğru yürüyüşe geçişe sesimizi çıkardık mı?İç ve dış politikamızın tersyüz edilişi karşısında ne yaptık peki?
Milleti dindar-dinsiz diye ayıran,Kürtlere her türlü tavizi veren,yönetimden memnun olmayanların üzerine polisi sürdüren,biber gazı sıktıran,Toma’larla sulayan,basına korku salan,onlarca gazeteciyi hapsettiren bir anlayışa kayıtsız kalmadık mı? Yandaşları zengin eden,yolsuzluk ve suistimal bant ve filmleri elden ele dolaşan,yolsuzlukla suçlanan Bakanları koruyan ve hala da korumaya devam eden bir zihniyeti seyretmekten öte ne yaptık ki?
Elini attığı her konuyu rezil eden,dış politikasıyla Türkiye’ye düşman ülke bırakmayan,şeriatçı güçleri besleyip,ülkemizin başına musallat hale getiren,her Allah’ın günü milleti azarlayan,önüne gelene çatan, devlet adamlığına ters düşen kaba,saygısız ve külhanbeyi gibi davranan bir sun’i lidere daha ne kadar tahammül edeceğiz?Türkiye’nin şu haline bakın.Demokrasinin arkasına sığınan siyasetin çok kötü bir esnaf takımı,güzelim ülkemizi mahvetmedi mi?
Allah korusun iç savaşın eşiğine geldik. Ülkemiz sorumsuz yöneticiler yüzünden bölünecek diye, yüreğimiz ağzımızda dolaşıyoruz.Terörist piçler askeri üslerimize rahatça girebiliyorlar artık.Daha ne bekliyoruz,neyin olmasını endişeyle izliyoruz ki..? Bunun ötesi yok. İktidarıyla, konuşmaktan başka bir işe yaramayan muhalefetiyle,yandaş basınıyla duvara doğru dörtnala koşuyoruz. Hala farkında değil miyiz?
Biz bu ülkeyi sokakta mı bulduk?Bir avuç belediyeci imamın ülke yönetimine soyunmasının zararlarını ve büyük faturasını hala ödeyecekmiyiz? Devlet yönetimini inşaat yapmak olarak anlayan ve her şeyi (ben yaptım oldu)zihniyetiyle sürdüren bu kadroyu,Türkiye artık taşıyamaz.Bunu görmemek için kör olmak lazım.
Can çekişen Türkiye’nin sağlığını,yeni bir seçim koruyamaz.Seçim güvenliğinin olmadığı,sandıkların çalındığı,elektronik sonuçların kolaylıkla değiştirilebileceği böyle bir ülkede,seçime ilaç gözüyle bakılamaz.Hele Cumhurbaşkanlığı seçimine böyle bir tabloda gitmek,kelimenin tam anlamıyla felakettir.Bu gerçekleri ne yazık ki kimse söylemiyor. Bir açmaza düştüğümüzü,demokrasiyi tanınamaz hale getirdiğimizi kimse dillendiremiyor.Nasıl çıkacağız bu kapkaranlık ortamdan,nasıl kurtulacağız sorumsuz insanların elinden,bir bilen varsa beri gelsin…
Bu topraklar,bu toprakların üzerinde yaşayanlar,bu memleket 12 yıldır Recep Tayyip yönetiminden çok çekti.Artık bu toplumun daha fazla tahammülü kalmadı.Başbakanlığından bu kadar zarar gören bu millet,bir de Cumhurbaşkanlığına göz yumarsa,geriye (geçmiş olsun)demekten başka bir söz kalmıyor.
Allah Türkiye’yi ve bu güzel ülkede yaşayan insanları, Recep Tayyip’in Cumhurbaşkanlığından korusun. Aminnn..