DUAYEN

Cumhurbaşkanı’ndan Mektup Var

     Bizim mektuplarımız Cumhurbaşkanımıza ulaşmıyor ama, onunki bizlere kolayca ulaşıyor. Hoş bizlere derken, milletin tamamına yazılmıyor mektuplar. Genelde AKP’li millete gidiyor, ayrıca tanıdıklara da el yazısıyla ‘’ En kalbi selamlarımla’’ notu ekleniyor. Zarfın içinde toprakla buluşturulması dileğiyle birkaç tohum da var.

     Aslında fena bir iletişim yolu değil bu. Başkandan mektubu alan seviniyor, Türkiye’nin her alanda 16 yılda 3,5 katı büyüdüğü ifadelerine, ceplerini yoklayarak ve çektiği geçim sıkıntılarını hatırlayarak pek katılmasa da, sonuçta memnun oluyor işte. Kemal Kılıçdaroğlu kendi seçmenine niye böyle tatlı dokunuşlar yapmıyor, gerçekleri niye mektup yoluyla anlatmıyor halkına? Bunları bile yapamayınca, iş bilenin kılıç kullananın sözünün doğruluğu ortaya çıkıyor, atı alan Üsküdar’ı geçiyor tabii.

     Şimdi önce Cumhurbaşkanımızın mektubunu eksiksiz okuyalım, sonra da bizim mektuplar onun eline geçmediğine göre,cevabımızı efendice ve saygılı bir şekilde verelim…

     -Büyük Türkiye idealine ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz hizmetlerle Türkiye’yi eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan sanayiye kadar her alanda 16 yılda 3,5 kat büyüttük.

     Bugüne kadar yaptıklarımızla yetinmiyor, 2023 vizyonumuzla çok daha büyük hedeflere doğru kararlılıkla ilerliyoruz. Elde ettiğimiz başarılarda, Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın yaptığı yatırımların ve çalışmaların da büyük katkısı vardır. Bakanlığımız her bir köşesi cennet parçası olan güzel vatanımızda çığır açan yatırımlar yaptı, yapmaya devam ediyor.

     Orman, su, tabiat ve meteoroloji alanında yaptığımız her çalışmada, çevreyi ve canlıları korumayı temel ilke edindik. Ülkemizin tabii kaynaklarını koruma-kullanma dengesini gözeterek, sizlerin hizmetine ve kullanımına sunmayı sürdürüyoruz. Orman ve Su İşleri Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan “daha yeşil bir Türkiye’yi birlikte inşa edelim” kampanyamız çerçevesinde sizlere ulaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Zarf içindeki tohumları toprakla buluşturarak, daha yeşil bir Türkiye için siz de katkıda bulunabilirsiniz.

     Bu vesileyle 21 Mart dünya ormancılık, 22 Mart dünya su ve 23 Mart dünya meteoroloji günlerinizi tebrik ediyorum. Ailenizle birlikte mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Recep Tayyip Erdoğan- Cumhurbaşkanı- İmza.

     Mektup aynen böyle. Türkiye’nin 3,5 katı büyüdüğü tespitine pek katılamıyorum. 16 yılda hayli işler yapıldı,  yaşamı kolaylaştıran uygulamalar görüldü. Ekonomiye katkıda bulunmayanlara, dargelirlilere ve muhtaç insanlara,bizim vergilerimizle büyük destek ve yardımlar götürüldü. Havaalanları, köprüler, barajlar, alt ve üst geçitleri görmemek için kör olmak lazım. Bunlar doğru ama, neyle yapıldığına bakmak gerek. Devleti ve milleti gırtlağa kadar borçlandırdık. Bu muazzam borçla nasıl 3,5 kat büyüdük

                                                                                                                       

acaba? Pek aklımız ermiyor, onun için kusura bakmayın lütfen. 3,5 kat büyüdüğümüzü görmedik, anlamadık ama demokrasiyi, devletin gücünü ve yapısını, bin bir emekle kurulmuş kurumlarımızı, eğitimimizi, tarımımızı, adaletimizi de, kaç kat olduğunu belirtemeyeceğim ama hayli  küçülttüğümüzü söylemeliyim. Ayrıca basın özgürlüğünün feci şekilde hırpalandığı ülkemizde, kaç kat büyüyüp küçüldüğümüzü de sağlıklı bir şekilde tartışmak mümkün değil. Bunu da görmemizde ve kabullenmemizde fayda var.

     Şimdi geliyorum mektubun benim için kabulü çok zor bölümüne. Cumhurbaşkanımız (çevreyi ve canlıları korumayı temel ilke edindik)diyor. Buna inanmayı, kabul etmeyi ve alkışlamayı çok isterdim. Ama gerçek böyle değil maalesef. Türkiye’nin doğal güzellikleri ve değerleri son 16 yılda feci şekilde biçildi, ormanları kesildi, akarsularına ve göllerine, denizlerine büyük zararlar verildi. Genel bir kirlenme, günümüzde artarak sürüyor.

     Evet son yıllarda ormanlarımıza hayli ekimler yapıldı. Ama haylinin de üzerinde çok büyük kesimler görüldü. Evet yangınlar azaltıldı, ciddi mücadeleler yapıldı ama, kesilen ve zarar verilen orman mevcudu, yangında kaybettiklerimizden çok fazla oldu. Hele ormanlarımızın önüne gelene dağıtılan maden ruhsatlarıyla delik deşik edilmesine ne demeli? Dikilen fidanların büyümesi için 50 yıl lazım. İnsanoğlu rantı gördü mü,50 yılı filan dinlemiyor. Örnek isterseniz size, Muğla girişindeki TOKİ apartmanlarını yapmak için kesilen on binlerce çok genç ve yeni ağacı gösterebilirim. Ya ormanları adeta yok eden binlerce taş ocağına ne demeli?... Bu örnekleri çoğaltabilirim ama, amacım sizi üzmek değil bilgilendirmek…

     Mektubunuzun zamanlaması iyi olmamış.  dünya Ormancılık gününde(21 Mart) size Okluk’ta yapılan muazzam yazlığın yolları için dünyanın ağacı kesiliyordu. Ben o ağaçların dibine oturup gözyaşı döktüm. Umarım siz ve Orman Bakanınızda o gün orada olsaydınız yanıma çöker, benimle birlikte gözyaşlarınızı akıtırdınız.

     Mektubunuza koyduğunuz tohumları toprakla buluşturma isteğiniz, hoşuma gitti doğrusu. Ama bu tohumları sadece AKP milletine değil tüm millete yollayınız. Ayrıca bugünden tezi yok, bir daha Türkiye’nin tek bir ağacına dokunulmaması, ormanların Bakanlığın çok yanlış politikaları sonucu zarar görmesinin önlenmesi talimatını veriniz. Veriniz çünkü, halen Meclis’teki bir tasarı kanunlaşırsa, ihtiyaç fazlası canlı ağaçlar ihale yoluyla satışa çıkarılacak ve Orman Kanunun 30.maddesi değiştirilerek orman içlerinde ağaçla ilgili tesis kurmak serbest bırakılacak.

     Allah korusun ama, kanun çıktı çıkacak işte…

     Arzettim Cumhurbaşkanım.

Yayın Tarihi
28.03.2018
Bu makale 1039 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!