Türk-Çin dostluk heyeti ile Pekin'deyiz.9 saatlik bir uçuşla geldiğimiz Çin'de turizm bölgelerini geziyoruz. Xiamen ve Sanya'da gördüklerimiz müthişti. Turizm reformunun pilot bölgesi seçilen bu iki şehirde, dünyanın en ileri modelini yaratmışlar. Modern havaalanları, mükemmel yollar, dünyanın en lüks otelleri, alışveriş merkezleri, yat ve cruise limanları, golf sahaları, mimarlık harikası yapılar ve gökdelenler anlatılacak gibi değil...
Bunların Bodrum'la ne ilgisi var, paraları var ki yapmış adamlar diyebilirsiniz. Ama onlar Türkiye'de kardeş şehirler arıyorlar. Antalya'yı düşünüyorlardı, biz Muğla'yı ve Bodrum'u önerdik. Hatta Marmaris ile Fethiye'yi de söyledik. Bodrum'u öyle bir anlatmışız, öyle methetmişiz ki, ağırlık oraya kaydı gibi. Pekin İzmir'le kardeş şehir oluyor. Xiamen ise Antalya'yı düşünüyordu. Şimdi Muğla ve ilçeleri bir adım öne geçti. İnşallah Bodrum'u kabul ettirebilirsek, Sanya'yı ise Marmaris'le kardeş yapabilirsek, bölgemiz için önemli bir iş başarmış oluruz.
Türk-Çin Dostluk Derneği ve Türk Tanıtma Vakfı Başkanı Kemal Baytaş, iki ülkenin işbirliği ve kardeşliği için yıllardır çalışıyor. Çin'de büyük itibarı ve saygınlığı var. Ayrıca Çinliler ona fahri büyükelçi sıfatı vermişler. Bu yüzden her gittiğimiz yerde büyük devlet protokolüyle karşılandık ve ağırlandık. Heyette TBMM eski Başkanları Hikmet Çetin ile Köksal Toptan, işadamları ve gazeteciler vardı. Resmi toplantı ve yemeklerde Çin'lilerin kardeş şehir arzu ve heyecanı dikkat çekti.
Sonbahar'da bu iki kentin yetkililerini Muğla ve Bodrum'a davet edeceğiz. Bölgeyi detaylı bir şekilde gezdireceğiz. Sadece kentlerimizi değil, Muğla ve Xiamen Üniversitelerini de kardeş yapacağız. Dünyanın en büyük otelllerine, tatil köylerine, golf kulüplerine, müzelerine, sanat eserlerine sahipler ama, biz de yabana atılmayız. Muğla'nın iki modern havaalanı var. 50'nin üzerinde beş yıldızlı otel ve tatil köyümüz mevcut. Bölgedeki kaliteli yatak sayısı bir milyonu geçti. Ayrıca mavi yolculuk gibi bir markaya sahibiz. Teknelerdeki denizüstü yatak sayımız da , ülke mevcudunun yarısından fazla. Bunun ötesinde çok güçlü bir kültür turizmimizi de unutmayalım.
Gelelim, önce Xiamen şehrine... Kentin görüntüsü Hong Kong'u veya Singapur'u andırıyor. Ama onlardan çok daha planlı ve düzenli. İnanılmaz bir estetik anlayışları var. Bu yüzden nereye baksanız, her yer tablo gibi. Para da olunca, dünyanın tüm imkanlarını kendileri için seferber hale getirmişler. Yabancı sermaye buralarda el üstünde tutuluyor. Bir dedikleri iki edilmiyor. Araziyse arazi,elektrik ve vergide indirimse indirim, ihtiyaç malzemelerine ithal serbestisi ise,serbestlik.. Hiçbirşey esirgenmiyor yabancı sermayeden ve yatırımcıdan. Bazen biz onlardan daha komünistmişiz gibime geliyor. Çünkü bizde her şeyi engellemek, zorlamak, frenlemek gibi huylarımız var. Yatırımcıya kök söktürüyoruz.
Dünyanın tüm marka otelleri, restoranları, giyim-kuşam mağazaları, kuyumcuları, saatçileri yerleşmişler bu kente. Endonezya'dan, Filipin'lerden, Japonya'dan ve Tayvan'dan gelen zengin müşterilere hitap ediyorlar ve iyi satış yapıyorlar. Trafiğe kapalı alışveriş merkezleri yapmışlar. İçinden caddeler, şık sokaklar geçiyor ve on binlerce insan rahatça gezebiliyor burayı. Gökdelenlerdeki daire satışları ile rezidansların pazarlaması da çok hızlı şekilde gelişiyor. Otellerin lobilerinde gayrımenkul teşhir platformları yapmışlar. Bizim gibi maket üzerinden değil, tamamen bitmiş daireleri satıyorlar.
Sanya ise, dünyanın en şık turizm merkezi olmaya aday. Buraya Çin'in Havai'si diyorlar. Kumlu plajları çok güzel ve temiz. 9 golf sahası, 20 golf kulübü ve etrafında 60'ın üzerinde lüks otel var. Bir yerde bizim Belek'i andırıyor. Ayrıca çok modern yat ve cruise limanına sahip. Nüfusu 1 milyon civarında. 4 milyon nüfuslu Xiamen'den daha küçük yani...
Evet, Çin muhteşem turizm kentleri yaratmış, gıpta etmemek mümkün değil ama, havası müthiş sıcak ve rutubetli. Nerede bizim Ege ve Akdeniz sahillerimiz, nerede buraları..? Ama gelip görmek lazım. Millet neler yapıyor, biz Allah'ın bize verdiği güzellikleri ve doğal değerleri nasıl berbat ediyoruz. Görmek ve Çinlileri alkışlamak lazım. O ne temizlik, o ne hijyen, turistin aradığı her şey var burada. Sadece havası farklı...
Çin'liler bizim turizm tecrübelerimizden yararlanmak istiyorlar. Kendi ülkelerinde altyapı işini bitirmişler. Muhteşem şehirler, tesisler yapmışlar. Herşey planlı, düzenli ve dörtdörtlük. Ancak hizmette,hizmet personelinde ve pazarlamada bazı aksaklıklar var. Örneğin lisan bilen personel sayıları çok az. Kardeş şehirler olursak, ne karımız olur diyenler için söyleyeyim. Çok karımız olur, onların turist acentalarıyla bizimkiler işbirliği yapar. Bölgenin malları ihraç edilebilir. Çin'den muazzam bir turist gelir. Daha kardeş olmadan ihracat başlamış bile. Muğla'dan büyük miktarda mermer alıyorlar. Zeytinyağı alabilirler. Çam balının tamamını Çin'e satabiliriz. Bunları biz önermedik. Onlar incelemişler, bize anlatmaya çalıştılar....