Çin’in Pekin,Şanghay ve Guanzhou gibi büyük kentleri fuarların, kongrelerin ve festivallerin merkezi haline gelmiş.
Son derece güzel, donanımlı ve büyük alanlar yaratmışlar. Her konuda çok sık fuarlar düzenliyor, uluslar arası kongreler alıyor, festivaller yapıyorlar. Bu organizasyonlarla büyük bir turizm trafiği yaratıyorlar, mallarını kolayca pazarlayıp satıyorlar, böylece büyük paralar kazanıyorlar.
Dünyada böylesine büyük ve planlı fuar ve kongre alanları bulamazsınız.Akla gelebilecek her şey düşünülmüş. Ayrıca ipek pazarları, alışveriş merkezleri, elektronik mahallesi gibi herkesin ilgisini çekecek ve para harcayacak cazibe merkezleri yaratmışlar. Fiyatlar hayli ucuz, turistler rahatça alışveriş yapıyorlar.
Çin çakma malların merkezi durumunda. Dünyadaki tüm markaların başarılı taklitlerini yapıp, çok ucuza satıyorlar. Malların kalitesinden şikayetler geldikçe, ciddi önlemler almışlar. Artık kalite kontrolü yapmadan dışarıya çivi bile göndermiyorlar. Bunu devlet politikası haline getirmişler. Artık eskisi gibi (ne alırsan bir dolara) zihniyeti, yerini (iyi yap-pahalı sat) anlayışına terk ediyor.
Koskoca Pekin’de iki havaalanı var. Bizim gibi üçüncüyü yapmayı düşünmüyorlar. Aklına esen havaalanı yapamıyor oralarda. Bu yüzden uçaklar, zaman zaman iniş ve kalkış için sıra beklemek zorunda kalıyorlar. Xiamen’e giderken, 3 saat uçağın içinde kalkış izni bekledik. Kimsenin çıtı çıkmadı, itiraz eden tek bir kişi bile görmedik. Bizde olsa kıyametler kopardı, ama oralarda sabırla bekliyor herkes.
Çin’in Güney ve Güneydoğu bölgesi, diğer bölgelere nazaran daha kalkınmış durumda. Bizdekinin aksi yani… Ama bir gerçek var ki, ulusal gelişme ülkenin her yanına dalga dalga yayılıyor. Nasıl Japonya’da eski kıyafetler,kimonolar,geyşalar filan kolay görülmüyorsa,Çin’de de eski Çin’li pek kalmamış. Hani huni şapkalı, tokyolu,üstü başı dökülen,eski püskü elbiseli Çin’liler… Varsa da, kenarda köşede kalmış olabilirler. Eskinin milyonlarca bisikleti çöpe gitmiş galiba. Yerini son model arabalar almış. Çoğunun markasını ve şeklini bile bilmiyoruz.
30 yıllık reform ve dışa açılışın sonucu, Çin’de 11 şehir, refah standardının altında kalmış. 1979’da serbest bölge ilan edilen Guanzhou, 100 milyon nüfusa sahip olup, şehir sakinlerinin sayısını artık arttırmayı düşünmüyor. Nüfusu kontrol ettikleri için de, artış hızı hayli azalmış. Tek çocuktan fazlasını isteyenler, devlete vergi ödüyor.
Yılda bize 120 bin turist geliyor Çin’den. Rakamın azlığını tanıtma eksikliğine bağlayabiliriz. Avrupa’ya yönelenler genelde kültür turizmine ilgi gösteriyorlar. Biz bu konuya el atar, gerekli tanıtımı yapar, kendimizi iyi anlatırsak, gelen turist sayısını çok arttırabilir ve dünya kültür turizmindeki pastanın bize düşecek payını iyice çoğaltabiliriz.
Şimdi sizlere Çin’le ilgili bazı ilginç bilgileri aktarmak istiyorum…. Tuvalet kağıdını 14. Yüzyılda ilk defa Çinliler buldu. Çin’liler ölünün mezarına yada öldürüldüğü yere, ruhları karnını doyursun diye yiyecek koyarlar. Çin’liler uçurtmayı düşmanı korkutmak için bulmuşlar.Panda yiğitliğin sembolüdür.Rivayete göre ,İlk deprem ölçme aletini de , MÖ 130 yılında Çin’liler bulmuş.Çin ondalık sayı birimini Avrupa’dan 2300 yıl önce kullanmaya başladı.Sıfır rakamını da ilk kullanan Çin’lilerdir.Çin dilinde lehçe farklılıkları çok fazla olduğu için, Kuzey ve Güney’liler kolay anlaşamazlar.Tek at kuyruklu kız evli,iki at kuyruklusu ise bekardır. Yemekte içkiyi bitirmemek nezaketsizlik olup,ağız şapırdatmak yemeği çok beğendiğinizi gösterir. Kağıt, pusula,barut ve matbaayı Çin’liler bulmuştur. Nilüfer çiçeği Çin’de uğur getirir.Batıda siyah, Çin’de ise beyaz elem ve keder rengidir. Çay MÖ 2037’de keşfedildi.Çin’de erkek nüfusu, kadından 32 milyon fazladır.