Vatanım yanıyor, Türkiye sevdalıları kahroluyor, terör iyice azıttı. Şehit cenazeleri peş peşe geliyor yine. Bombalar patlıyor, halk tedirgin ama siyasetçiler işin ciddiyetinin farkında değiller galiba.
Hükümetin meşruiyeti ve aldığı kararlar tartışmalı hale geldi. Seçimlere rağmen, ülkeyi iki aydır hala eski hükümet yönetiyor. 8 bakan seçilemedi ama, yeminsiz görev yapıyorlar hala. Bu açıkça, hem de çok büyük bir suçtur. Yeminsiz bakanların imzalarını taşıyan tüm kararlar, yapılan tüm tayin ve harcamalar, eğer Türkiye bir hukuk devletiyse geçersizdir. Buna ses çıkarmayan, hatta seyirci kalan bir muhalefete sahibiz. Böyle muhalefet olur mu? Muhalefetin bu kayıtsızlığı, ilgisizliği ve sorumsuzluğu da, en az iktidarın yaptıkları kadar suçtur.
Ülke huzursuz, halk endişeyle takip ediyor olup bitenleri. Güneydoğu’da harp var. Her cephede çarpışıyor vatan evlatları. Yabancı ülkelere imtiyazlar tanıyoruz, uçaklarına alanlarımızı açıyoruz. Askerimizi hem de Başbakanın ağzından, Suriye’ye gönderebileceğimizi söylüyoruz. Meclis’e danışmadan,
Meclis’ten karar çıkarmadan istediğimizi yapıyoruz. Olur mu böyle şey, böyle devlet yönetilir mi?
Ülkede kıyametler kopuyor, teröristler açıkça devleti tehdit ediyor, yarın başımıza neler gelecek bilen yok. Yahu bu ülkenin bir sahibi yok mu? Başı belada olup da Parlamentosu tatilde olan, yeryüzünde bizden başka devlet yok. Şu dönemde Parlamento tatilde olur mu? Yüzlerce mebusun içinde biri çıkıp da, (Ne tatili beyler, Meclis’i çalıştırmamız lazım) demiyor, diyemiyor. Biz böyle bir Parlamento’ya nasıl güvenebiliriz ki?
Bizim demokrasimiz 80 PKK sevdalısını Meclis’e soktu. Tavşana kaç, tazıya tut diyor bu arkadaşlar. Hatta bazıları açık açık, hem de uluslararası arenalarda PKK’nın bir terör örgütü olmadığını söylüyorlar. Türkiye gerçekten bir hukuk devleti olsaydı, PKK’nın avukatları Parlamento’ya değil cezaevine girerler, hatta oradan hiç çıkamazlardı. Ama Anayasa Mahkemesi, Yargıtay filan hesap sormuyor ki HDP’ye, ben sorsam kaç yazar?..
Acaba dünyada yaşadığı ülkenin devletini çökertmeye çalışan bir başka parti var mıdır? Hele bu partinin Parlamento’ya giren üyelerine, devlet bütçesinden maaş veren bir başka ülke duydunuz mu hiç? Kürtlerin haklarını savunuyorlarmış. Sevsinler sizin gayretlerinizi. Bu iktidar sayesinde Kürtlerin değil, Türk’lerin hakları tehlikeye düştü. Huzuru kaçtı ülkenin, ne kadar karanlık ve kirli işler varsa,eroin ve silah ticareti ve trafiği dahil, Kürtlerin kontrolünde. Kürtlerin kullandığı kaçak elektriğin parasını bile günahsız insanlarımıza ödetiyoruz. Ciddi bir ülke böyle mi yönetilir? Bunları kimse çıkıp cesaretle söylemiyor. Bir korkaklar ve ödlekler ülkesi olup çıktık. ‘Aman bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ Böyle düşünenleri, yılan soktuğunda ne yapacaklar göreceğiz.
Ha, bir de bizim 80 tane milliyetçi milletvekilimiz yok mu? Nerede bunlar Allahaşkına? Attı mı mangalda kül bırakmayan Devlet Bahçeli, iktidara stepne olmayı düşünmekten başka bir işe baktığı yok. MHP’ye üç seçimdir oy verenler, Bahçeli yerinde kalmaya devam ederse, bir daha bu partiye oy vermeyecekler. Onun yüzünden Meclis Başkanlığı yine AKP’ye geçti. Kendisine CHP tarafından önerilen Başbakanlığı bile elinin tersiyle itti. Yahu arkadaş sen nasıl siyasetçisin? Siyaset iktidar için yapılır, senin ne için yaptığını hala anlayabilmiş değiliz. Seçim meydanlarında AKP’ye atıp tutan sen değil miydin, hesap soracağını ve tüm suçların üzerine gideceğini sen söylemedin mi? Bizler
de buna bakarak sana oy vermedik mi? Peki şimdi nedir bu perhiz, nedir bu lahana turşusu?
Artık bunları cesaretle konuşmanın zamanı geldi. Vatan göz göre göre elden gidiyor. Kefeniyle gezdiklerini söyleyenlere, bizlerin de birer kefenimiz olduğunu artık hatırlatmak isteriz. Herkes ödevini eksiksiz yapmak zorundadır. Bu memleketi sokakta bulmadık. Savunmamız gerekirse, arkamıza bile bakmadan canımızı veririz. Kimse bana görevimi ve ne yapmam gerektiğini söyleyemez diyenlere, bizim de bir çift lafımız var.
Bu ülkede korkusuz, gözünü budaktan esirgemeyecek ve vatanını kurda kuşa yem etmeyecek vatanseverler de yaşıyor. Bunlar görevini aklına estiği gibi yapanlara, Anayasayı ve yasaları işaret ederek,bunlara uyulması gereğini elbette hatırlatacaklar ve hatırlatmaya da devam edeceklerdir. Gerisi sorumlulara kalır. Herkesi dava etmek, herkesin gözünü korkutmak, yapılanları beğenmeyenlere zarar vermek, kimseye bir şey kazandırmaz. Aksine eleştirilere kulak vermek, yanlışları düzeltmek, sadece ülkeye değil sahiplerine de fayda sağlar. Bizden söylemesi…