Bu çevre işleri iyice ortada kaldı.
Gözü inşaattan başka bir şeyi görmeyen Şehircilik ve Çevre Bakanı,ülkenin doğal güzelliklerini korumayı unuttu adeta.Aylardır öyle çevre kıyımları ve tahribatı yapılıyor ki, meydana gelen zararı önlemek iyice zorlaşıyor.
Günümüzde doğal çevre,siyasi çevreye inanılmaz boyutlarda yenik düştü.Gizli kapaklı yapılan işlerin, kimlere verildiği şimdilik belirsiz tahsislerin kokusu yakında çıkar.Hiç bir şey gizli kalmaz,her şey netleşir bir gün.
Özel Çevre Kurumu kaldırıldı,Anıtlar Kurulu kararları delindi,şimdi bir de büyükşehir Belediyeleri yasası çıktı ki,kimin eli kimin cebinde kalacak belli değil.Bu yüzden kaçak inşaatlarda patlamalar görülüyor.Valilikler ne yapacaklarını şaşırdı.İl Genel Meclisleri,İl Özel İdareleri kalkınca ne olacak?
Çevreciler de ürküyor galiba bu iktidardan.Doğaya hançer gibi saplanan tesisler bittikten sonra akılları başlarına gelen çevreciler,protesto ettikleri yapıların karşı sahilindeki ormanın ta göbeğine dikilen inşaatları fark etmiyorlar bile. Güvercinlik’ten Bodrum’a gelirken sola bakın,yeşil örtü nasıl biçiliyor görürsünüz?
Golfün yeşiline kafa tutanlar,Bodrum’un tepesindeki heran patlamaya hazır çöplüğün feci ve rezil durumunu görmüyorlar.Orada büyük bir felaket var.Çöplüğün sınırları öylesine büyümüş ki,çöp dağları Torba’nın tepelerinden aşağı dökülüyor artık.Bir çöp şehri oluşmuş burada.Yüzlerce kişi yaşıyor çöplerin arasında,okula gitmesi gereken küçücük çocuklar çalıştırılıyor.Yüzleri gözleri kapkara,pislik içinde ve ağlıksız koşullarda yaşayan çocuklar…Teneke evler ve hayatlarını burada geçiren aileler.
Gidin ibret olsun diye dolaşın orayı.İnsanlığınızdan utanırsınız,Bodrum’da yaşamaya korkarsınız.Böyle bir rezalete nasıl göz yumulur,nasıl kayıtsız kalınır onca pisliğe?
Çöplerin arasından Torba koyunu seyrettim,Güvercinlik sahillerine baktım,cennetin tablosunu çöplüğe asmışız sanki.
Hemen arkada beş yıldızlı oteller, yüzbinlerce dolara satılan evler var.Rüzgar güney esti mi,The Marmara ve Grand Yazıcı otelleri ile çevresindeki evler kokudan etkilenebilir. Allah korusun yangın çıkarsa,hepsi kül olabilir.Çöplerin yarattığı metan gazının şakası yok.Bir patladı mı,günlerce söndürülemiyor yangın.Geçen yıl yaşamadık mı bunu,cayır cayır yanmadı mı güzelim ormanlar..?
Bodrum gibi bir antik kentte,Türk turizminin gözbebeğinde,yılda bir milyondan fazla yabancı turist ağırlayan bir yerde,şehrin ta ortasında çöplük olur mu?Güya kaldıracaklardı buradan,ihalesini bile yapmışlardı ama müteahhit işe başlayamamış bir türlü.Başlıyamamışsa iptal eder,yeniden ihaleye çıkarır yada bir formülünü bulursun hemen.Devlet dediğin ,bir yıldan fazla zamandır seyreder mi bu rezilliği?Bodrum’un mayın üzerinde oturmasına göz yumar mı?
Buluttan nem kapan medyatik çevreciler,hiç yolunuz düşmez mi buraya?Koca ormanın tahrip edilmesini,o muazzam çöp dağlarının yarattığı feci manzarayı,o pisliği görmezmisiniz hiç?Bunu görmeyen çevrecilere nasıl saygı duyulur,eylemlerine nasıl sempatiyle bakılır?
Devlet ilerde imkan bulursa,Bodrum’un çöpünü Mumcular’a taşıyacakmış.İşte bu daha da kötü bir haber.Bir yeri düzelteceğim derken,bir başka yeri bozacaklar.Mumcular
ormanlarıyla,yakın köyleriyle,yeni ve modern çiftlikleriyle çok güzel gelişiyor.İyi bir planlamayla çevresi ve Karaova, İtalyanın Toskana vadisi gibi olabilir.
Mumcular’daki,Kuzyaka’daki ve çevresindeki yeni çiftlikleri görmelisiniz.Buralarda bağlar dikiliyor,değerli şaraplar üretiliyor,İthal Saanen keçileri besleniyor ve bunların sütleriyle çok lezzetli peynirler üretiliyor.Çiftliklerde
bakımlı zeytin ağaçlarından elde edilen yağlar,çok yüksek fiyatlara pazar bulabiliyor.Yakında buralarda çiftlik turizmi başlarsa hiç şaşmayın.Turizme çeşitlilik kazandırmaya, bölgede sezonu uzatmaya çalışıyoruz ya,sayısı giderek artan bu çiftliklerin ilerde çok önemli rolleri olabilir.
Şimdi böyle bir bölgenin ortasına çöplük yapacağız. Kendiliğinden gelişen,devletten en küçük bir yardım bile görmeyen Mumcular ve çevresine büyük zararlar vereceğiz.
Devletin buraya bir şey yaptığı yok,bari gölge etmesin başka ihsan istemez.
Peki orası olmaz,burası olmaz,çöplükleri nereye yapacağız?Dünyayı iyi takip etmek lazım.Artık kimse vahşi çöp toplama işine sıcak bakmıyor.Yerine yeni sistemler çıktı.
Toplanan çöpler kapalı fırınlarda anında yakılıyor,külleri gübre olarak tarımda kullanılıyor,yanan çöpten enerji elde ediliyor.İsteyen ısıtmada,isteyen aydınlatmada kullanıyor bu enerjiyi.
Örnekleri Türkiye’de de var.Gidin bakın Ankara’nın o meşhur Mamak çöplüğüne.Kokudan durulmaz,yanından geçilmez,çevreye rüzgar ve fırtınayla savrulan çöpler feci bir manzara oluştururdu.Oysa şimdi,ne kokudan eser kaldı nede çöpten.Rahmetli İhsan Doğramacı’nın ekibinden Ali Padır,çöplüğe talip olarak adeta bir mucize yarattı.Çöpler fırında yakılıyor,elde edilen enerjiyle seralar ısıtılıyor,bu seralarda domates dahil sebzeler yetiştiriliyor,yanan çöpün külleri gübre oluyor.
Bu modern projeler için dünyada fonlar var.AB bile böyle projelere para yağdırıyor.Devlet bu işlere artık bir el atmalı,öteki dünyaya yaptığı yatırım kadar,yaşadığımız dünyaya da önem vermeli,halkını çöpün içinde yaşatma sorumsuzluğundan bir an önce kurtulmalıdır.