Başarısızlığa masraf eden, büyük paralar ödeyen tek ülkeyiz. Öyle ya, Parlamento başarısız, iktidarıyla muhalefetiyle siyasi partiler başarısız, hükümet başarısız ama biz başarısızlığa oluk gibi paralar akıtmaya devam ediyoruz.
Acaba yeryüzünde bu enayiliği kim yapar ve yıllarca sürdürür? Bir Parlamento düşünün, üyelerinin çoğunluğu seçim bölgelerine gidemiyor. Kimi yeminin dışında kürsüye çıkmıyor, verilen sözlü ve yazılı soru önergeleri ele dahi alınamıyor. Ama buna rağmen biz mebuslara büyük paralar, sekreterler, şöförler, dünyanın hiçbir yerinde olmayan imtiyazlar veriyoruz. 550 mebusa, bir o kadar danışmana, sekretere, şöföre, araçlara filan ne ihtiyaç var? Dünyanın en pahalı ve masraflı Parlamentosuna sahibiz.
Bari bir şeyler yapsalar, ülkedeki yangını söndürmeye gayret etseler, savaşan asker ve polislerimizin moralini bozmasalar, Güneydoğu’daki savaşı elbirliğiyle engellemeye çalışsalar iyi olmaz mı? Ne gezer, verdiğimiz bunca şehit bile harekete geçiremiyor mebusları, (ne oluyoruz yahu-nereye gidiyoruz) bile dedirtemiyor çoğuna. Bunca rezalete ve ülkemizin freni patlamış kamyon gibi gidişine seyirci hepsi. Yazık çok yazık…
Peki Kürt milletvekillerine ne demeli? Suç üzerine suç işliyorlar. Ortalığı yatıştıracaklarına, savaşı kızıştırıyorlar. Bölgelerinde yüzlerce binlerce insan ölüyor, büyük bir nüfus evlerini ocaklarını terkediyor, oralı bile değiller.İsteseler bir çırpıda bitirirler savaşı, dökülen onca kanı, gözyaşını hemen durdururlar. Ama onların niyeti bu değil ki.. Varsın ölsün insanlar, analar ağlayıp dursun, millet gözyaşı döksün devamlı, yeter ki özyönetim gelsin, on binlerce kişinin katili çıksın İmralı’dan.
Nereden nereye geldi Türkiye. Bakmayın siz o koca koca binalara, köprülere, havaalanlarına filan, bu iktidar tehlikeye sürükledi, İpin ucunu kaçırdı, savaşın eşiğine getirdi ülkemizi. Yanlış politikalarla, (ben yaptım oldu) zihniyetiyle, yasalara filan kulak asmadan dilediğini yaptı. Önümüzü göremiyoruz artık. İş dünyası tedirgin, hovardaca harcamalara ve Güneydoğu’yu terörden temizlemeye para yetiştiremiyoruz. Kim sebep oldu bu teröre, kim yaptı dünyanın masrafını saraylara, kontrolsüz kim soktu 3 milyon Suriyeliyi topraklarımıza? İşte bunların bedelini ödeyeceğiz şimdi. Peki nasıl ödeyeceğiz bunca masrafı, nasıl bitireceğiz plansız programsız yapılan o dev yatırımları?
İhracat ve turizm mahvoldu, işsizlik ve pahalılık aldı başını gidiyor. Milleti nutukla daha ne kadar uyutabiliriz ki..? Suudi Arabistan ve Katar’dan para alıyorsak, daha ne kadar alabiliriz? Üstelik ne karşılığında alıyoruz? Milletin bunları bilmeye hakkı var. Piyasada sıcak para dolanıyor, herşey kötüye giderken nereden geliyor bu değirmenin suyu? Etrafımızda tek dostumuz kalmadı. İmdat desek, sesimizi duyacak, bize yardım eli uzatacak kimseler yok ortalıkta. Aksine (aman başları biraz daha belaya girsin) diye ellerini oğuşturuyor bütün dünya. Bizi yönetenler farkında değil mi bunun?
İşte şimdi 2016 bütçe tasarısı Parlamento’da ele alınıyor. Yine dünyanın en masraflı ve başarısız Meclisine trilyonlar ayıracağız. Türkiye’yi bu hale getiren ve yarattıkları karanlık tablo karşısında kılını bile kıpırdatmayan partilerimize milletin kesesinden servetler dağıtacağız. Giderek şişen kadrolara, Türkiye’nin işini doğru dürüst göremeyen bürokratlara, bir kişinin yapacağı işi binlerce kişiye yaptıran sorumsuz idarecilere, devletteki gereksiz lüks ve israflara inanılmaz paralar akıtacağız. Bakalım bunları komisyonlarda,milletin kürsüsünde dile getirecek, karşı çıkacak, hesap soracak kimseleri görebilecek miyiz? Eskiden Meclis televizyonu naklen yayınlardı bu müzakereleri, şimdi bu imkan da kalmadı galiba.
Mevcut tablo, demokrasiye inancı da zorluyor. Demokrasi büyük yaralar alıyor günümüzde.Sen kalk ülkeyi savaşın eşiğine getir, iç ve dış politikada yaptığın yanlışlarla devletin ve milletin başını belaya sok, sonra da seçimlerden yüzde 49,5 luk bir başarıyla çık.Nasıl oluyor bu, biri çıkıp anlatsın millete.. Radyoları televizyonları ele geçir,halkın haber alma hürriyetini traşla, basın özgürlüğünün kafasını kopar, milletin parasını oy alacağın tabana pompala, sonra da buna milli irade de, millet böyle istiyor de, bunu anlamak ve anlatmak kolay değil.
Vatansever askerlerimiz, polislerimiz savaşıyor. Ülkeyi hain, kalleş ve bölücü terör örgütlerinden temizlemeye uğraşıyor. Siyasi partilerimiz elele verip buna destek olacaklarına, iktidarı (ille de başkanlık) sancısı çekiyor, kafayı buna yoruyor. Muhalefeti ise, kurultay kavgaları yapıyor. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli için sokaktaki adamın söylediklerini duysalar, değil parti başkanlığından ayrılmamak, evlerinden dışarı bile çıkmamaları lazım. Ama nerede öyle liderler, nerede öyle genel başkanlar..?
Bırakın bu başkanlık sevdalarını, bırakın siyasi oyun ve kavgaları. Elele verin ve ülkedeki çatısmayı, savaşı, yangını durdurun. Ülkenin esenliğinde ve düze çıkmasında birleşin. Aksi halde bu yangın, bu çatışma ve çekişme ortamı sizlere de zarar verecek. Haydi millete pahalıya mal oluyorsunuz ama, ülkeyi içinde bulunduğu çıkmazdan kavgasız, gürültüsüz çıkarma başarısı gösterirseniz, belki aldığınız maaşlar bu seferlik size helal edilir.
2016 bütçesi devlete ve millete hayırlı olsun.