SUBAŞININ BAKIŞI

Balbey Muhtarından Sitem

 Kırcami başlıklı yazıma, Balbey muhtarı Abdullah Uyaroğlu, mesaj göndermiş… Şöyle yazıyordu; “Lara çölü, beş yıldızlı otelleriyle Cennete döndü…  Mazı dağı, dağdı! Binaları ve siteleriyle modern bir bölge oldu ama Balbey mahallesi de sizin döneminizde ‘korumaya’ alındı ve adeta kaderine terk edildi, ‘Subaşı’ bize kötülük etti diye düşünen çok…  Balbeyin de sorunlarını yazmalısınız”diyordu özetle…

‘Dostlar meclisi’ kahvaltısından ayrılmıştık, Erdoğan Kahya ve Hasan Kilit’le bir süre Kilit eczanesi önünde sohbet ettik, aklıma geldi, Balbey muhtarının eleştirisi, telefonla arayınca hemen geldi. “ Kent merkezinde ‘varoş’ gibi kalmak bizi üzüyor. Mahallemiz hiç gelişmedi. Döneminizde korumaya alınınca ‘Koruma Kurulunun’ onayını alıp bina yapmak zor,müteahhitler de yaklaşmıyor,  unutulduk ve öylece kaldık” diyor. Büyükşehir Belediyesinin 9 Mayıs 2011 tarihli kararı ile onaylanan yeni revizyon  planı, işlerini, kolaylaştırabilir diye umutlanıyorlar ama planı görmedikleri için de tedirginler.

Dönemimizde, hatırladığım kadarıyla 1992- 1993 yıllarında… Kalekapısı kentsel tasarım ve proje yarışması düzenlenirken,  Balbey mahallesindeki kırka yakın eski yapının, 2 cami ve çeşmenin  korunması  gerektiğine karar verilmiş ve bölge, kentsel sit alanı ilan edilmişti.

Bizden önceki planda da yüksek kat izni olmayan bir mahalle olduğu için korumaya alınmakla mahallenin, inşaat yoğunluğu nedeniyle önemli bir kaybı olmamıştı ama ‘Koruma Kurulundan’ onay almanın zorluğu ve maliyetler nedeni ile bu tür alanlardaki yapıları ortaya çıkarmak zorlaşıyor. ‘Kaleiçi’ gibi çok önemli bir tarihi çevreyi bile hala tamamlayamadığımıza göre daha alınacak çok yol var demektir.  Böyle alanları bir türlü ortaya çıkaramıyoruz. Bence krediler ya da fonlardan yararlanmanın yolları aranmalı. Bir eski eser sahibinin büyük emek ve masraflarla onarımını tamamladığı bir eserin hemen yanında metruk binalar bulunuyor ve içinde kimlerin kaldığı denetlenemiyorsa onarımları göze almak da zorlaşıyor. Bir Avrupa başkenti olan Prag’da, sağlanan kredilerle bir tarihi çevre tümüyle kısa zamanda onarılmış ve bu konuda çok çarpıcı bir örnek yaratılmış… Onarımı tamamlanmış çevreler, bir kentin en değerli alanlarıdır. Bizde de bu tür örnekler olabilir ya da teşvik edici modeller bulunabilir.

                                             Şarampol – Güllük – Işıklar

 Muratpaşa meclis üyesi olan Hasan Kilit, bir kitapçık getirdi ve söze girdi. Balbey mahallesini açıp 39 adet tesçilli binayı gösterdi ve bir tanesini işaret edip buna, iki milyon TL değer biçiliyor dedi. Demek ki Balbey değerlenmiş ama yenilenememiş, onarımlar yapılamamış, gerçekten terk edilmiş manzarası insanın içini burkuyor…

Hasan Kilit’in sürprizi bitmemişti, ardından bir meclis kararı getirdi. Karar bizim zamanımızda alınmıştı. 02/07/1993 tarih, 308 sayılı Karar. Bu kararda Kazım Özalp caddesinin adı, Şarampol…

Anafartalar caddesinin adı, Güllük… 30 Ağustos caddesinin adı, Işıklar caddesi olarak değiştirilmişti. Ben de kararı hatırlıyorum karar oy birliği ile alınmıştı… Söz konusu caddelerin eskiden kullanılan ve halk arasında yerleşmiş ve bilinen adlarını koymuştuk ama nedense son yıllarda ya bu değişiklik kararı unutuldu ya da yeni bir karar alındı biz duymadık. Ama yeni bir karar alınsa ben duymasam meclis üyesi ve dernek başkanı Hasan Kilit veya ‘Antalya’nın Kahyası’ başlığıyla yıllardır Antalya’yı yazan Erdoğan Kahya duyardı…

Yayın Tarihi
15.11.2011
Bu makale 7485 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!