Başkent huzursuz, gergin, karamsar bir sonbahara giriyor.
Hiç böyle görmemiştim Ankara’yı. Geçmişinde hayli kritik dönemler yaşamış, nice siyasi çekişmelere sahne olmuş, ihtilaller ve darbe teşebbüsleri geçirmiş deneyimli bir merkez, farklı görüntüler taşıyor şimdi .İktidarı da kara kara düşünüyor geleceği,muhalefeti de…
3 gündür Ankara’dayım.Herkes burnundan soluyor.Terörün azgınlığı ve siyasi otoritenin çaresizliği halkı kızdırmış. Sokaktaki adam devletin bir avuç serserinin hakkından gelememesine tepki gösteriyor.Fatura partilere,liderlere, komutanlara,bürokratlara,istihbarat birimlerine,bir de Beşir Atalay ile Ahmet Davutoğlu’na çıkıyor.Bu iki bakan kürt meselesi ile Suriye problemini içinden çıkılamaz hale getirmekle suçlanıyor.
AKP’liler açıkça Davutoğlu’na yükleniyorlar. Sıfır sorundan yola çıkıp, bir çuval inciri berbat ettiğini söylüyorlar. Dikkat ettim, konuştuğum AKP’li siyasetçilerin hiçbiri Başbakan’ı eleştirmiyorlar.Davutoğlu tek başına mı yaptı bunca hatayı,Beşiroğlu kendi kafasıyla mı yaptı kürt operayonunu?
Başbakandan talimat almasalar,bir adım atabilirlermiydi acaba?Bunu sorgulayan yok.
Hükümetin başarısızlığını 6 bakana bağlayan bir anlayış hakim AKP’ye. İçişleri ve Savunma Bakanı ile AB’den sorumlu Egemen Bağış’ı da çok hırpalıyorlar. Adalet Bakanına da fena içerliyorlar.Artık fısıldayarak yapılmıyor eleştiriler.Sesler hafiften yükseltiliyor,yakında homurtuya dönüşürse hiç şaşmayınBaşbakanın terörle ilgili grupta yaptığı konuşma pek etkili olmuş sayılmaz.Siyasi kulisler ‘’Başbakandan hikayeler’’gibi değerlendirdi konuşmayı.Buna siyasetin ve kamuoyunun başı ağrıdığında ‘’yemekten sonra alınan tablet’’adını vermişler.Terör tırmandıkça ve şehitler geldikçe,Başbakan bu tableti dağıtıyor topluma ve çevresine..Ama herkes biliyor ki,bu tablet şifayı sağlamıyor.
Buna rağmen Recep Tayyip korkusu hala egemen partide. Kimse onun hakkında bir şey söylemiyor, söyleyemiyor. Numan Kurtulmuş olayına bozulmalarına
rağmen, renk vermemeye çalışıyor mebuslar. Ama Cumhurbaşkanlığı konusunu kontrollü şekilde aralarında tartışıyorlar. Başbakanın Cumhurbaşkanlığına seçilemeyeceğini iddiayla söyleyenler dolaşıyor ortalıkta. Söyleyenlerden biri de,en yakın çevresinde yer alıyor.
Bu Ankara ziyaretinde gördüm ki, AKP’nin havası biraz bozulmuş. O dünyaları ben yarattım duruşu, büyük yaralar almış gibime geldi. Korku, tedirginlik, hafiften bir panik sinmiş üstlerine.Gelecekle ilgili iddialarında çözülmeler başlamış.1980 öncesi döneminde yaşanan havanın benzerini soluyor AKP’liler.Ben patrona söyledim,yardımcısına anlattım,yetkilileri uyardım lafları dönmeye başlamış kulislerde.Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın yiğitliğine toz konduran henüz yok.
Bu arada AKP’de, geleceğe yönelik kaygı taşımayan bir grubun varlığından da söz etmeliyim.Bu grubun rahat hareket etmesinin sebebi,Kılıçdaroğlu yönetimindeki başarısız, etkisiz,tepkisiz ve sessiz muhalefet…İddialarına göre Kılıçdaroğlu liderlikten ayrılmadığı sürece,AKP’nin işleri yolunda gider.Ama bir lider değişikliği,CHP’nin yeni bir rüzgar yakalamasına yol açar ki,bu da siyasi hesapları altüst edebilir.
AKP, ekonominin henüz alarm vermemesinin avansıylageçiniyor ama,devamlı gelen şehit haberlerinden de çok rahatsız oluyor.Şehit haberleri AKP tabanını da iyice huzursuz ediyor çünkü.Canlarına okuyacağız,dağları teröristlere mezar yapacağız,kaçacak delik bulamayacaklar lafları da tabandaki ağırlığını kaybetti artık.Şehit rakamları iktidarın kalesindeki skoru belirler hale geldi.
Ankara’da muhalefet cephesinin üzerinde de kara bulutlar dolaşıyor.Sokaktaki adam AKP’ye ne kadar kızıyorsa,CHP ve MHP’ye de o kadar kızıyor.Hele BDP’lilere ateş püskürüyor.Bu nasıl muhalefet..?Konuşmaktan başka yaptıkları bir şey yok.
Siyaset mühendisleri,Kılıçdaroğlu’nun böylesine kritik bir dönemde muhalefet liderliği yükünü taşıyamayacağını, Recep Tayyip’le boğuşamayacağını CHP’yi daha ileriye götüremeyeceğini söylüyorlar.Kılıçdaroğlu’nun patronluğundaki bir CHP’nin,AKP’nin ‘’en önemli şansı’’ olduğunu da hemen sözlerine ekliyorlar.Siyasi kulislere kulağınızı dayadığınızda CHP’ye yeni bir lider ve yeni bir rüzgar gerektiğini,bu kadroyla seçime gidilmesi halinde sonucun yine hüsran olacağını hemen fark ediyorsunuz.
MHP’de de değişim rüzgarları esiyor.Tavan ile taban farklı düşünüyor.Tavan mevcudu korumaya,Bahçeli’nin liderliğinde yola devam etmeye kararlı.Ama taban MHP liderini ve yönetimini yorgun bulmakla kalmıyor,devamlı AKP’ye koltuk değneği olmakla da suçluyor.MHP’nin tabanı ayrıca gençleşme istiyor ve ülkü ocaklarının da bu gençleşmede rol almasını talep ediyor.
Bütün bu gelişmeler arasında Meclis Başkanı Cemil Çiçek,siyasi arenada değil ama,halkın arasında yükselen yıldız’’olarak dikkati çekiyor.Çiçek’in milli mutabakat önerisi AKP’de bazılarını kızdırdı ama sokaktaki değişik rozetli adamda müthiş bir sempati ve güven uyandırdı.Halkın bu genel değerlendirmesi,inşallah Recep Tayyip’i kızdırmaz.
Sonuç olarak, AKP’nin fiyakası biraz bozuldu, Başbakan’ın karizması biraz çizildi ama, CHP’nin sayesinde yeni bir seçimden de galip çıkacağı açıkça anlaşılıyor. Ama öyle yüzde 50 filan değil,40’ın biraz üzerinde oy alabilecek gibi duruyor.
İşte size 3 günlük Ankara kulislerindeki gözlemlerimin raporu…