Osmanlıca öğrenmek mi, geçin efendiler geçin…
Önce Türkçe’yi öğrenelim.Giderek dilimizi unutuyor,tanınamayacak hale gelmesine seyirci kalıyor,birbirimizi anlamakta zorluk çekiyoruz. Kaldı ki,dilden önce öğrenilecek o kadar çok şey var ki..
Örneğin adam olmayı öğrenmeliyiz.Haksızlık, hırsızlık,yolsuzluk,terbiyesizlik yapmamayı öğrenmeliyiz.Kafamızı geriye doğru çevirip çağdışı yürüyüşler yapmak yerine,önümüze bakarak çağdaş yürümeyi öğrenmeliyiz.Geçmişe özlem değil,geleceği yakalama yürüyüşleri yapmalıyız. Bize Osmanlıcayı öğretmeye kalkışanlara, milletçe bunları öğretmeliyiz.
Milleti ümmet olarak görenlere dur demeliyiz. Kendinden başka dindar tanımayanları engellemeliyiz.Toplumu ayrıştıranlara,bölüp parçalayanlara mani olmalıyız.Yasa tanımayanları, ben yaptım olducuları hizaya getirmeliyiz. Devleti ele geçirip aklına eseni yapanı dehşetle seyretmek
yerine,onu ve destekçilerini yasaların çizgisine çekmeliyiz.Devletin memurunu partinin memuru, iktidarın memuru haline getirenlere (dur efendi ne yapıyorsun?)demeyi öğrenmeliyiz.
Kimsenin yaşamına müdahele etmemeyi, kadınların nasıl doğum yapacaklarına karışmamayı, kafayı örtüp örtmemeyi siyasi malzeme haline getirmemeyi,dini politikaya alet etmemeyi öğrenmeden,başka öğretilerin üzerine gitmeyecek, milleti buna yönlendirmeyeceksin.Üç çocuk doğurun,yapabilen beşi denesin diye,akla ziyan laflar etmeyeceksin.Milli eğitimi yarım asır geriye çekmeyeceksin,kızlı erkekli öğretimi engellemeyi aklından çıkaracaksın.Okulları imam hatipe çevirmekten,çocukları imam olmaya zorlamaktan vazgeçeceksin.Bunları yapmadan ister Osmanlıcayı öğren,ister tarzanca konuş,hiç önemi yok.Önce insanca davranmayı,insanlara saygılı davranmayı, herkesi sevgiyle ve şefkatle kucaklamayı öğrenmedikten sonra,birkaç dili anadilimiz gibi konuşsak ne kıymeti var?
Harama el uzatmayacağız.Çoluk çocuğumuzun kursağına haram bir lokma sokmayacağız. Devletin ve milletin malına el uzatmayacak,göz dikmeyeceğiz. Yetimin hakkını yemek bir yana,kimseye yedirmeyeceğiz.Millet açken tok yatmayacağız, fakir fukaranın hakkını görmezden gelmeyeceğiz.Ona yardımı oya çevirmek gibi bir günahı,bir vebali sırtımızda taşımayacağız.Hanlar,hamamlar,saraylar değil,milletin gönlünde taht kurmaya çalışacağız. Biz Müslüman değilmiyiz,öyleyse israftan,şatafattan, debdebeden,gösterişten kaçınacağız.
Öyle düzmece raporlar,sahte belgelerle,hayali senaryolarla günahsız insanları hapse tıktırmayacağız.Haksız ve kanunsuz tasarruflarımıza karşı çıkanları görevden almayacağız,bunları sürüm sürüm süründürmeyeceğiz.Alma mazlumun ahını,çıkar aheste aheste dedirtmeyeceğiz.Bütün bunların aksini yapmaya kalkışırsak,emri hangi dilde verirsek verelim,suç işlemiş oluruz ki,bunun hesabını hem bu dünyada,hem de ahirette mutlaka veririz. Tarihe bakın,bunun sayısız örneklerini görürsünüz.
Kafayı Osmanlı’ya takanlara,tarih kitaplarını karıştırmalarını,o özendikleri ve milleti de aynı çizgiye çekmeye çalıştıkları Osmanlı’nın,koskoca bir imparatorluğu zevk ve sefahat için nasıl parçaladıklarını farketmeye çağıralım ve eskiye rağbet olsaydı,bitpazarına nur yağardı lafını da bir daha hatırlatalım.