PKK – ŞİKE

13 askerimizin Şehit olduğu 7 askerimizin de yaralandığı Diyarbakır saldırısına ilişkin PKK telsiz konuşmalarında, “Bu asker yorgun, neden vurmuyorsunuz?” şeklinde haberler basına yansımış bulunuyor. Ve bu konudaki her haber, (bir tanesi de üzücü ama) Şehit olan evlatlarımızın çok fazla sayıda olması sebebiyle, “insan olanların” yüreğini yakıyor...

Sosyal paylaşım sitelerinde dahi, bayraklar asılıyor, şehitlik öne çıkartılıyor, Mehmet Akif Ersoy rahmetli de bu vesileyle hatırlanarak; “Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.  dizeleri de kullanılarak ‘hassasiyetimiz” kabartılıyor!..

Bir başka şeklide söylersek de, halk yine bir kez daha “gaza” getiriliyor, “kızgınlık PKK’ya yönlendiriliyor”, bir kez daha “bilgisizliğe” itiliyoruz…

Şu olmuş bu olmuş, kim bu PKK diye baktığımızda ya da APO denilen katil MİT ilişkisi falan filan ile boşuna uğraşmayıp fotoğrafa “bütün/esas” üzerinden baktığımızda, PKK’nın, “Eski Kıta” Avrupalı, ama esasta da, “Yeni Kıta”lı Fundemantalist Batılı Beyaz Adam “demek olduğu” görülebiliyor. Bazı utanmazlar bile, “kendilerine devlet verecek olanın mücadeleleri değil, “ABD (Anglosakson-Judea ortaklığı)” olduğunu; ‘PKK-APO’nun aslında, “ABD demek olduğu” bilinebiliyor...

Adını “artık bu şekilde” koymak, eğer bir mücadele yapılacaksa buna göre yapılması gerekiyor ama, olan bu olmuyor, her acı, sözde unsura yönlendirilince de, ‘ülkemizin tasfiye süreci’ de sürüyor. “Türk ırkı”, “Kürt ırkı” veya “Alman ırkı” diye bir şey yok, bilimdışı ÜRETİLMİŞ YALANLAR VAR; “Kürt denilenler” üzerinden bir “millet/devlet üretimi” gerçekleştiriliyor. Ne utanılası bir durum, dünkü Jöntürkler olan bugünkü Jönkürtler, ABD’den “KÜRT DEVLETİ veya KÜRDİSTAN istiyor. Türk denilenlerin yaşadıkları “aynı yanlışlık” işte ortada, verilenin bir kısmı geri isteniliyor. Türk denilenlere de artık, “Türk değilsiniz” deniliyor. Göz o dur ki doğruyu göre ama, başlarına yine “fundemantalist ortaklığın” bela olacağı görülemiyor... Son şehitlerimizle de, “askerde hata var” korosu yine çalıyor da, sorun artık “tek taraflı değil”,  asker ve sivilin “ABD sorununu” artık konuşmak gerekiyor. Bu yapılmayıp, yaşatılan “Çatışma Kültürü” ile ABD sisteminin sürmesi sağlanılıyor. Bu örnek, Ortadoğu’da, halen de acımasızca sürdürülüyor…

* * *

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu, “Uluslararası camia” denilen, ama bilebileceğimiz gibi de, gerçek ismi, “ABD düşüncesi” olan “Libya Temas Grubu”, İstanbul’da toplanıp, “Kaddafi rejiminin Libya’da artık herhangi bir meşru otoritesinin kalmadığı”, Türkiye dahil toplantıya katılan tüm ülkelerin, “isyancıların kurduğu Ulusal Geçiş Konseyi’ni (UGK) yeni bir rejim kurulana kadar meşru hükümet olarak tanıdıkları” açıklanmış bulunuyor. Bir başka şekilde söylersek de; Tunus, Mısır, Bahreyn, Kuveyt, Yemen, Suriye’de “sorun çıkartan ABD”, “Yeni hükümetler ve (Güney Sudan’da olduğu gibi) Yeni devletler” ortaya çıkartıp, sonra da, ‘işbirlikçisi ülkelere’, bu “yeni hükümetleri ve ülkeleri” bakma görevi; parayla, levazımatla “destekleme görevi” veriyor. Libya/Kaddafi örneğinde olduğu gibi de, başkalarının “parası/banka” da çalınıyor, gaspediliyor, bunun adına da, “uluslararası camia” deniliyor!.. ABD’nin, “dünya düzeni kurması”, bizim ülkemizi idare edenlerin katkılarıyla da meşrulaştırılıyor.

Sözde toplantı sonrası Ahmet Davudoğlu, Libya rejimi üzerindeki uluslararası baskıların sürdürülmesinin gerekli olduğunu vurguladı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu gibi insanların/prof.ların, kamuoyu önünde “şişirilmesini”, ciddiye hiç almadım, zaten de almam; kendileri sadece bir profesör, bilimadamlığı; “dünyada neler olup bittiğini bilip olana göre hareket etmek, halkına öncü, önder olmak” demek oluyor. Ne yazık ki, ülkemizde, bilimadamı, ilahiyatçı, hacı hoca, devlet adamı da zaten pek bulunmuyor. Yaşatılan, “II. Tanzimat Dönemi” oluyor… Bu “rol modellik”, “sürekli taviz vere vere ülke yönetmek” demek oluyor. Sonunda da ortada ülke kal(a)madığı, ülkemizin kalmayabileceği, Osmanlı İmparatorluğu örneği ile de önümüzde duruyor…

* * *

Kaddafi’den söz edince aklıma geldi, paylaşacağım: 12 Eylül 1980 ihtilali -3 ay kadar- öncesi, Ordu ilimiz Akoluk ilçesi yöresinde mühendislik yaptığım MTA’nın bir projesini yönetiyordum. Arazi çalışması yaparken o köyün “devrimci (kandırılmış) gençleri” –başlarında Selami isminde bir genç- bir fındıklık bahçesinde yanımıza gelip sorular sormaya başladılar. Bir soruları, “hangi siyasi görüşe” sahip olduğum olmuştu. Bu soruya cevabım, “İslamcı” olmuştu (ki bu cevabımı sonraki yıllarda doğru bulmadığım için, kullanmıyor, kendimi sadece, Müslüman olarak tanımlıyorum). Benim bu cevabım üzerine Selami ismindeki genç, 1980 öncesi Kaddafi’nin, “Yeşil Kitap” saçmalığı üzerinden, “Kaddafi mi” diye sormuştu. Ben de, ona, argo bir tabirle, “Bilmem ne… et” şeklinde bir cevap vermiştim (merak edenler için de şu: ihtilal yapılmış, aylar sonrasında aynı yere gittiğimde, o gün konuştuğumuz gençlerden biri, kılavuzunu kesin vuracaktık, sen de tereddüte düştük demişti bana).

İmdi.. ben daha o zaman -30 yaşında- Kaddafi denilen adamın “ne olup olmadığını” bilebiliyordum da, ülkeyi yönetenler bugünlerde mi bilebildiler! Ya da,  Türkiye, “tu-ka Kaddafi’yi” yeni mi keşfettiler!.. Kıbrıs savaşı sırasında yardımcı olan, iş verip, para da kazandıran başka biri miydi? Nasıl bir idarecilik ya da nasıl bir ülkedeyiz!.. Eşi, “Müslüman kadına rol model” gösterilen “Esad da” ne çabuk satıldı!

Peki de, kim ne için? Libya’dan “PKK saldırısı” da olmadığına göre, ne cevap verilebilir? Bugün “Satın” diyenlerin, “satanları da satacağını” görebilmek gerekiyor..

Ben gördüğüme inanırım.. Bakın bakalım Saddam’a.. İran, Kuveyt saldırıları yaptırıldı, ‘kullanım tarihi’ bitince de nasıl da ‘halı altına’ süpürüldü… Ya da “PKK’nın rol modelliğinin” düşürülüp, halının altına süpürülecek olması zaferimiz mi olur?

Kullanılmamak için dev ‘bilgi sahibi’ gerekiyor…

* * *

Şimdi Aykut Kocaman üzerinden sözedeceğim diye, konudan saptım zannedilmesin, siz söyleyecek olduklarımı, “yetkili, etkili insanlarımız” üzerinden düşünebilirsiniz; Trabzon/spor, “Türkiye gibi”, temsil edilemiyor, Sadri Şener ve Şenol Güneş’e “müdahale edilmezse” şampiyonluk kaybedilecek demiştim, olan da bu oldu, yarınlarda da olmaması için Şenol Güneş kardeşimi “bilgilendiriyor”; Brozek kardeşlerin, sol bek olanı da sorunlu ama, özellikle santrafor olanı, bugünkü futbolun oyuncusu değil, ceza sahası oyuncusu, onu ilk 11’de oynatma; yapılan hatalar, tıpkı ülkelerin yönetimlerinin, “ABD’yi partner seçmesi” yanlışlığında olduğu gibi, toplumun kafasına çorap örüyor, ancak imdi geçiyorum, kocaman evladımıza…

Aykut Kocaman sevdiğimiz bir insan.. Şike iddiaları için, “sahada oynayan futbolcularımız alınteri akıttı, onların hakkı yenemez” açıklaması yaptı…

Tabii ki Aykut’un ve futbolumuzdaki tüm futbolcuların alınterlerine bir şey dediğimiz yok; ama, varsayalım kibazı rakip futbolcular veya bazı idareciler” maçlara “katkı” koydular. Bu durumda, “Aykut’un açıklamasını” nereye koyacağız?..

Aykut tabii ki “istemedi” ama, kimileri “Aykut/Takıma katkı koymuşsa”, sözkonusu olabilecek bu katkı koyuş; Aykut’un ve futbolcularının alınterleri üzerinde ‘masum olmayan katkı’ olmuş olmuyor mu?..

O zaman da “asıl alınteri çalınan” kim oluyor?

Ya da şöyle diyelim: 1973’te Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Batur’un, Fenerbahçe’ye futbolcu transferine “evrak yetiştirmek için” jet havalandırması hadisesi “katkı” olmuyor mu?

Sevgili Aykut, eğer konuşacaksanakledecek”, temsildeki yanlışlıkların, “sen istemesen de, seni, insanını, ülkeni ‘bozabileceğini’ bilebileceksin…

Ya da şöyle düşünelim: Kenan Evren denilen zat, 1981 (veya 1982)’de, Cumhurbaşkanlığı kupasını Trabzonspor kaptanına verirken; “Hep siz mi alacaksınız?” şeklinde neden fırça atmıştı?

Mesela da, o dönemde (öncesinde) “kendi/ÖZ” olan Trabzon/spor’un, - Türkiye’nin dış politikasında ya da iç siyasi olaylarında olduğu gibi-, kimilerince “yanlış rol model görülmesi” olmuş olabilir mi?

Ya da şöyle diyelim: PKK’nın “rol modelliğinin” düşürülüp, halının altına süpürülecek olması, şampiyonluk, zaferimiz mi olacak?

* * *

Ne ilgi var demeyiniz, sporda da “kendimiz olamayışımız”, sorun olmasını sürdürüyor. “Vatan Değerlerinden Sıkılanlar” sorunumuz da var ama, 2007’de sorumuz şu olmuştu: “Vatan Kurtaran Aslanlar”, “Mehmetçik-Muhammedi” temsil eden ‘Mehmed’ adını bir Hıristiyan olan Aurelio’ya neden verdiler ya da “AL BAYRAK forma” neden Türkuazlaştırıldı?..

Biliyorsunuz, ‘Turkuaz’ renkli formayı ilk Fenerbahçe giymişti. Fenerbahçe’nin giymesinden önce ‘Turkuaz’ renginin, Fatih Terim tarafından Milli Takım için öngörüldüğü ise, basında yer almıştı.

Bir tarafta Fenerbahçe Cumhuriyeti (!) diğer yandan Fatih Terim…

Peki de, Fatih Terim gibi bir ‘ulusalcı’ neden bunu istedi ya da kimler bunu neden istedi?

Bilmek hakkımız…

Sahi, “APO denilen katil” ne zaman İtalya’daydı? Ya da 1998-1999 arasında Türkiye ile İtalya arasında, “katilbaşı APO”nun İtalya’da bulunuyor olması yüzünden gerginleşen iki ülke ilişkiler nasıl düzeltildi? Ya da ‘şükürler’ niye nereye gönderildi!..

Görüyor musunuz “PKK’yı!!..”, nerelerden çıkıyor!..

“Kendimiz olmayıp” yaptığımız “her türlü açılım”, PKK’yı başımıza biz “bela etmiş”, Biz’i, “Biz/MİLLİ” olmaktan da çıkartıyor…  

* * *

Ağustos 2007’de, yerel-bölgesel bir gazetede, “Türkuaz Devrim” başlıklı yazımda; “Türkiye-Milli takım ya da Trabzon/spor için tek ‘çıkış yolu’; “sadece Türkiye-Trabzon/spor’ olarak kalmasıdır, yoksa ‘Turkuaz’ olması değil”, diye yazmıştım…

“Kendimiz” olmayıp, “kendi milli takımımızı” kurmadığımız; ‘Batılı Beyaz Adam’ için “stratejik” olduğumuz sürece, daha çok acı, PKK-ŞİKE göreceğiz…

 

http://www.ahmetmusaoglu.org

Yayın Tarihi
16.07.2011
Bu makale 8809 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Apo NeDeN Türkiye e teslim edildi? Apo nun teslimatı aslında Türk milletini ALDATMAK için kullanılan bir MALZEMEden ibarettir!. Ruhları şad olsun Orgeneral Eşref BİTLİS de Uğur MUMCU da bu İHANETe karşı çıktıkları için öldürüldüler! Askeri-Sivil ilgililere soruyoruz:.Sizler de SORMALISINIZ; + Shalikashvili brifingini bildiğiniz halde, NeDeN İncirlik üssünü kulandırmaya devam ettiniz?.. + ''Kürt devletini savaş sebebi sayacağınızı'' resmen açıkladığınız halde "Kuzey Irak''ta çağdaş bir devlet kuruluyor" sözlerini NeDeN kullanma gereği hissettiniz?.. + "Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek dil" yazılı tabelaları kışlalardan NeDeN indirttiniz?..VE KKK armasından yaygın adıyla brövesinden cennetMekan Ruhu şad olsun ;; ZionHACLI_YAHUDI MaSoN 7Düvel SöMüRGeCi Emperyalizmin AMANSIZ DÜŞMANI Mahsun Mağdur Mazlum Müslüman Milletlerin medarı iftarı Cefakar Fedakar Vakar tevazu mütevazi Oguz Oncu Onder Ornek Ogretici Onurlu Gazi Büyük Türk Milleti nin PIRIL PIRIL Gercek bir Türk Bey Efendisi cefakar fedakar calıskan samimi Dürüst Mert Yiğid AsiLSoyLu TÜRKATAM Mustafa Kemal Atatürkün resminin çıkarılması büyük tepki almıştı ?? KKK ARMASI NE OLDU ? KARARA imza ATANLARIN isimLERini Bu aziz VATANIN her karışı için seve seve KANINI döken Ve DöKeCEK ASiL TÜRK MiLLetiMiN BilmeSi HAKKI değil Mi ? + 34 yıldır imzalanmayan BM İkiz Sözleşmeleri''ne NeDeN imza attınız?.. + Kuzey Irak''ta Kürt ordusunu kuran Barzani''nin adamlarını TC TSK Türk SuBaYLaRıNa eğittirdiniz?..!!!! + Barzani ve Talabani''nin Ankara''daki temsilciliklerini kapatMadınız?.. Beka kurumlarımız ''içeriden'' ele geçirilMeseydi bunların hiçbiri olMazdı!.. Beka kurumlarımızda Gizlice kadrolaşan ''SEBATAYCILAR'' iLe ''MASONLAR'' derhal tasfiye edilMEZse, Türkiyenin sonunun da Irak''taki gibi ''bölünme'' olacağı Aşikardır!.. yüce ALLAH tüm Aziz Şehidlerimize rahmet hepinizden Razı mekanlarınız Cennet olsun Org. Eşref Bitlis Paşanın Eli öpülesi babası Kemal Bitlis Balıkesir Huzurevinde kalıyor Gözleri görmüyor Fakat ibadetlerini tam olarak yerine getirmeye çalışıyor Hakkınızı helal ediniz

İsrafil K.Kumbasar 30.10.2011

MASONLARDAN TÜRKİYE'YE KANLI HEDİYE:ASALA-PKK www.Acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=847

Hasan Demir 29.10.2011

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!