
Geçen hafta babam rahatsızlanmış onu kardiyolojiye götürmüştüm. Doktor anjiyo olması gerektiğini söyleyince üzülmüştüm. Kendi hastalığımı bir şekilde atlatıyordum. Hayat bu inişleri çıkışları olacak. Muhakkak bir yerlerimiz ağrıyacaktı. Hasta olan babam olunca hassaslaşıyorum daha da ötesi taşikardi oluyorum. Kalbim yerinden fırlayacak gibi çarpmaya başlıyordu. Böyle bir durumda işten çıktım, babamı aradım ama telefona anamla konuştum. Biraz dalgın biraz üzgün yürürken yolda babam yaşlarına çok sevimli bir amca ile karşılaştım. Söylediklerini sosyal medyada da paylaştım.
Şöyle bir konuşma geçti aramızda:
-Güzel hanımefendi bakar mısın?
-Buyurun
-Size nasıl seslendim.
-Güzel hanımefendi dediniz
-Evet, güzel hanımefendi. yolda yürüyor olsanız da gülmekten vazgeçmeyin. Deyince
Güldüm ben.
-Bak görüyorum iki yanağınızda kırmızı çiçekler açtı. Çatmayın kaşlarınızı. Gülmekten vazgeçmeyin. Gamsız hayatı şiar edinin, mutluluğa giden yol kendinizde
-Teşekkür ederim amca
Yollarımıza devam ettik
O kısa adımlarla devam etti yürümeye.
Bende yüzümde kocaman bir gülümsemeyle “ne güzel insandı öyle mutlu etti beni melek gibi” diyerek yürüdüm.
Çok hoşuma gitmişti söyledikleri.
Beni o karamsar ruh halimden çıkartmıştı.
İşe gidip gelirken rastlar mıyım amcaya diyerek bakınarak yürüyorum kaç gündür.
Keşke fotoğrafını çekseydim.
Böyle kaç insan kaldı ki memlekette
Umut dolu, sevgi dolu.
Bir hafta sonra aynı noktada karşılaştık bugün amcayla.
Onu görünce gülümsedim.
Ha işte böyle hep gül dedi.
Fotoğrafını çektim birlikte öz çekimde yaptık.
Söyleştik ayaküstü.
Yaşını sordum
41 ile 42 topla dedi.
83 yaşındaydı, babam ile yaşıttı.
Öğretmen misiniz dedim.
Evet, en güzel öğretmenliğin ilkokul öğretmenliği olduğunu söyledi.
Gönen Köy Enstitüsüne başlamış ama öğretmen okulunu bitirmiş. Psikoloji okumuş.
Gözlerim ışıldadı, Gönen deyince bende Ortaklar Öğretmen Lisesinde okudum.
Sınıf arkadaşı hem öğretmenim hem de sınıf arkadaşımın babası
Ortak tanıdıklarımız vardı.
Ne iş yaptığımı sordu Gıda Mühendisiyim dedim
Kirlenmedik gıda kalmadı dedi.
Kumlucalı olmam tuzu biberi oldu kirliliğin
Onu çalıştığım yere çaya davet ettim. Muhakkak beklediğimi söyledim.
Güzel söyle güzellerle karşılaş
Dilin tatlıysa ömründe tatlı geçsin. Dedi.
Bu kez de adını sormadım amcanın
Mutlu koydum adını….