Anamın biz bu yıl serayı yapamıyacağız siz yapmak ister misiniz sorusu beni üretimin içine tüm dayanılmazlığı ile çekiverdi.
Hem anama babama zaman ayırmak
Hemde üretimin içinde olmak heyecan vericiydi.
Eylül gibi başladık işlere
Sera hazırdı.
İlk işimiz hayvan gübresi alıp seraya dağıtmak oldu.
Arkasından sürdürdük fide dikimine hazırladık.
Fideleri aldık, diktik.
Can suyuna kuyunun suyu yetmeyince şebeke suyunu kullandık
Gübre ilaç alındı.
İçindeki soba boruları değişti
Biberlere ip bağlanıyordu ip alındı.
Sulama suyu ile gübre verip belirli aralıklarla ilaç yapılıyor.
Tüm alımları peşin para ile yapıyorduk masraflar memur maaşımızı alıp götürüyor.
Kasımın sonlarına doğru ilk ürünü topladığımızda heyecanlanmıştım.
Harcadığımız paralar gözüme görünmemişti.
Ocak ayıyla birlikte don olayı da başlayınca bir taraftan yağmurlama çalışıyor bir taraftan içinde soba yanıyor.
Elektrik ve odun parasıda tuzu biberi oldu masrafların.
Henüz işçi çalıştırmadık kendimiz çalışıyoruz anam babamda bizimle birlikte.
Şubat ayına geldiğimizde almış olduğumuz para henüz ilk girdilerin masraflarını ancak karşıladı.
Elektrik ve odun fiyatlarını bilmiyorum henüz.
Bu arada girdilerde bitmiyor tabii ki
Bizmki hobi gibi.
Maaşımız var kendimize yetiyor.
Çiftçiyi düşündüğümde bir çıkmaza giriyorum.
Girdiler çok pahalı
Çiftçi sezonu borçla açıyor.
Naylonu,
fidesi
gübresi
ilacı
elekriği
odunu
borça alıyor
Kazandıkça ödeyecek.
Bu girdileri borca alınca fiyatı da bilmiyorsun.
Öderken fiyat kaç lira ise onu ödüyorsun.
Herşeyin fiyatı beşe ona katlanmış
Kazancın stabil ödemelerin tavan yapmış.
Çık çıkabilirsen işin içinden.
Kazancın yetmeyince girdilere
Mutfağa, eve barka
Çora çocuğa nasıl bakacaksın.
En temel ihtiyaçları bile karşılayamaz olunca
Üretim yapmanın bir anlamı kalmıyor.
Bunun bir çözümü olmalı
Çiftçi desteklenmezse çiftçilik biter