Bir kral ve bir dilenci arasında geçen
İnsan isteklerinin ve tatminsizliğin
sonunun olmadığı
Ancak ve ancak elimizdekilere yetinip
mutlu olmayı bilirsek
Huzurlu ve dolu bir hayat
geçirebileceğimizi gösteren bir hikaye paylaşmak istiyorum
Bu hafta sizlerle…
Bir kral sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar. ,
"Dile benden ne dilersen" der.
Dilenci güler ve
"Sanki dileğimi
gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz."
diye yanıtlar.
Kral alınır ve söyleşi koyulaşır.
- Pek tabii her dediğini yerine
getirebilirim.
Sen söyle hele, ne istiyorsun?
- Söz vermeden önce iki kez düşünün
kralım.
Kral bastırır:
-Ne istersen verebilirim.
Ben güçlü bir Kralım.
Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin
olamaz.
Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatır:
- Şu çanağı herhangi bir şeyle
doldurabilir misiniz?
diye sorar.
Kral kahkaha atar ve vezirine çanağı
altınla doldurmasını emreder.
Çanak dolup taşmakta ama anında
boşalmaktadır.
Paralar buhar olup uçmaktadır sanki.
Kralın onuru kırılır.
Bir dilenci çanağını dolduramadığı
kulaktan kulağa yayılır.
Giderek pırlantalar, elmaslar,
yakutlar akıtılır çanağa.
Ne var ki çanağın dibi yoktur sanki. Yer
yutar ama boş kalır.
Kral yenik düşmüştür. Dilenciye yakarır:
- Tamam, sen kazandın.
Dileğini yerine getiremedim ama
ne olur bana çanağın neden yapılmış
olduğunu itiraf et
- Çok basit, diye yanıtlar dilenci.
İnsan dimağından yapılmıştır.
Yani insanın arzu ve isteklerinden.
Doymak bilmez oluşu bundandır.
Bu gerçeği bir kez kavrarsan yaşantın
değişir.
İstek nedir ki!
İstek ulaşılana kadar,
belli bir süre heyecan veren bir
duygudur.
Örneğin; bir araba istersin...
Bir yat... Ev... Eş!
Tek tek her birini elde ettiğinde,
tümü anlamını yitirir. Neden?
Çünkü beynin, aklın onları dışlar.
Araba garajdadır ve artık istek
uyandırmamaktadır.
Heyecan, onu elde ettiğinde sönüp
gitmiştir.
Kadın yatağında, para cebindeyse,
onlara erişmek için katlandığın yoğun
istek yok oluverir.
Gene boşluğa düşer,
yeni bir istek yaratmak zorunda
kalırsın.
İstek doyumsuzluk uyandırır ve giderek
gerçek bir dilenci olursun.
Bir istekten bir diğerine çırpınıp
durursun.
Amacına ulaşır ulaşmaz bir
yenisini yaratırsın.
İsteğin bu yönünü kavradığında
hayatının dönüm noktasındasın demektir.
Sürekli yolculuk hali iyi sonuç
vermez.
Geri dön...
Evine dön...
Seni mutlu edecek ögeleri
dışında değil,
kendi içinde ara!
Hayırlı
haftalar, hayırlı başlangıçlar.
Ecz. Hasan KİLİT
Muratpaşa
Belediye Meclis Üyesi