58 Saniyede Bayram Kutlamak!

“Ahh! O eski bayramlar” öykünmesini duymayan, bilmeyen yoktur. Bu söz daha çok geçmişte insanlar arasındaki ilişkilerin ve samimiyetin, içtenliğin daha güçlü olduğuna vurgu yapmak üzere, farklı bir hava ve ortamda bayramların yaşanmasıyla ve hissedilmesiyle ilgili olarak söylenir.

Aslında konunun bu insani ve duygusal yönü yanında, bir de iletişim araçları boyutu vardır. Burada iletişim araçları bir bakıma veri aktarımının fiziksel niteliğini ve boyutunu ifade etmektedir.

Bayram veya özel günlere yönelik kutlamalarda mektup, posta kartı, telefon, kısa mesaj, e-posta, gibi sözlü ve yazılı iletişim araçları kullanılmaktadır. Özellikle yazılı iletişim araçları bakımından konu ele alındığında; o eski bayramları ifade eden dün ve dünden bugüne kadar iletişim araçlarının rolü ve işlevi bakımından nereden nereye gelindiğini görmek yönünde önemli bilgiler elde edilebiliyor.

“Ah! o eski bayramlar”, deyimine konu olan bayramlarda, iletişim araçları kullanımına yönelik süreç en az bir, hatta iki hafta önce başlardı… Buna göre bir tebrik yada bir posta kartını ilgili kimseye ulaştırmak için hangi aşamalar yaşanırdı, şöyle bir bakalım;

1.    Bulunulan kent dışındaki yakınlar, dostlar, arkadaşlar gözden geçirilir, selamlamak ve dilek, saygı ve sevgi gönderilmek istenenler belirlenirdi.

2.    Tebrik kartları gönderilecek kimselerin beğenileri, yaşanılan kentin özellikleri yada bayramın teması dikkate alınarak posta kartları seçilir, kartları koymak üzere ise zarflar alınırdı …

3.    Sonra her bir kimse için uygun mesajlar düşünülür ve mürekkep kalemle duygular, düşünceler ve iyi dilekler kartın arkasına, özenli bir el yazısıyla yazılırdı…

4.    Sonra posta kartı  zarflanır(yada zarflanmadan) zarfın(yada kartın) sağ alt köşesine alıcının ismi ve adresi yazılırdı…

5.    Son aşamada ise postaneye gidilir, pul satın alınır, pullar yapıştırılır ve kartlar posta kutusuna atılır yada görevliye bırakılırdı… 

Evet; eski bayramların zevkli bir geleneği haline gelen bu işlemler için; acaba ne kadar zaman, ne kadar emek ve ne kadar sevgi harcanmıştır...

Sadece zaman kullanımı bakımından konu ele alınırsa; kart almak, yazmak ve göndermek gibi üç temel işlem için kaç saniye, kaç dakika veya kaç saat zamana ihtiyaç duyulmaktaydı. Buna göre şöyle bir hayal edelim ve bir rakam ortaya koyalım: - 58 saniye? Otuz dakika? bir saat? üç saat? Beş saat…

Hangisi dersiniz!

 

***

Başlıkta neden 58 saniye var? sorusuna karşılık bulabilmek için, eski bayramlardan bugüne, yani bugünün bilgi ve iletişim teknolojilerinin geldiği yüksek gelişmişlik düzeyine bakmak gerekiyor.

Bugüne gelelim ve konuyu 2012’ye getirdiğimizde, benzer bir veri aktarım işlemi için; örneğin e-posta ile yazılı bir mesaj göndermek için acaba ne kadar zamana ihtiyaç duyuluyor.

Bunu saptamak üzere bir deneme  yaptık ve “Sayın Hocam, Ramazan Bayramınızı içtenlikle kutlar, sağlık, başarı ve mutluluklar dilerim. Orhan Özçatalbaş…”, mesajını yazıp gönderdik. Ve kronometre 58 saniyede kaldı.

-      Ve bu işlem için 58 saniye gerekli sonucuna ulaştık. Tabiki tek bir kişiye değilde; örneğin ilgili mesaj 100 kişiye gönderilecek olursa; doğal olarak mesaj başına düşen zaman çok daha düşük değerlere gerileyecektir… Bu durum günümüzde bilgi ve iletişim teknolojilerinin geldiği gelişmişlik düzeyini göstermekte ve geçmişte bir posta kartı göndermek için harcanan zamanın, bugün ne kadar düştüğünü göstermektedir, denilebilir. Bu bir bakıma “bilgi çağı”nın etkisidir ve bu “çağın zamana verdiği değerin”, zamanın ne kadar değerli olduğunun  somut bir göstergesidir.

Ancak, konu bayramlar ve duygu ve düşünce iletimi ve paylaşımı olduğunda konu farklı yorumlara açıktır.

- 58 saniye mi? Yoksa birkaç saat mi? tercih edilmelidir.

Burada karar verebilmek için; “bayramların değerlerimizi tazeleme, büyüklerimize saygı gösterme ve anma, birlik ve beraberlik içinde sevgi paylaşım günleri” olduğunu dikkate almak gerekiyor…

Böyle olunca iletişim araçları kullanımı bakımından “Ah! O, eski bayramlar” kapsamında kullanılan iletişim araçları ve harcanan zamanın çok daha değerli olduğunu  söylemek gerekiyor.

Çünkü, 58 saniye aslında; duyguyu bir şekilde kenara iten ve mekanik bir yapıyı ifade ediyor, denilebilir. Bu, farklı iletişim araçlarının ortaya koyduğu zaman farklılığından ziyade; tebrik kartını hazırlamak için harcanan zamana, mesajlara yüklenen duyguyla ve anlamla yakından  ilgili…

Böyle olunca “Ah! O, eski bayramlar” demenin; o dönemlerdeki bayrama ve iletişim araçlarına yüklenen anlam,  içerik, haz, gönül ve samimiyetle ilgili olduğu rahatlıkla anlaşılabilir.

O halde;bayram mesajlarını mekanik ve sanal ortamda ulaştırmak yerine, mesajlarımızı bir kez de eski bayram kutlamalarında olduğu gibi, yukarıda süreçleri tanımlanan posta kartımızı postane  ile ulaştırılmayı deneyelim.

Ve bakalım alınan haz aynı mı? farklı mı?

***

Yazımın sonunda tüm meslektaşlarımızın, akraba, komşu, tanıdık ve okurlarımızın Ramazan Bayramını içtenlikle kutluyor, ülkemizin güzel insanlarına birlik ve beraberlik içinde sağlıklı ve mutlu bayramlar diliyorum.

Yayın Tarihi
18.08.2012
Bu makale 11656 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!