Atatürk’ün ölümünün üzerinden geçen tam 77 yıl itibarı ile güzel vatanımın geldiği hal, Cumhuriyet’in kadın bireyi olarak benim baktığım yerden içler acısıdır.
O denli içler acısıdır ki.. geçmiş Cumhuriyet kazanımlarımı kaybetme kaygısı ile beraber geleceğimin de nasıl bir şeye benzeyeceğini yada benzetilmeye çalışılacağını endişe içinde merak eder oldum.
Kaldı ki; Türkiye Cumhuriyet’inin Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun, “Atatürk Araştırma Merkezi” nin, Atatürk’e dair yaptığı çalışmalarda;
“Atatürk askeri mücadele hayatı boyunca Türk Milletinin sömürgeci emperyalist Avrupa yüzünden çektiği acıları yakından görmüş ve önderi olduğu Türk Milletinin geleceğin medeniyet ufkunda bir güneş gibi doğacağını, bunun da bütün insanlığın hizmetinde olacağını savunmuştur” der.
Hal böyle iken; Antiemperyalist bir mücadele vererek, tartışmalı olmasına rağmen benim baktığım yerden emperyal olduğundan kuşku duymadığım Osmanlı İmparatorluğu’na rağmen;
Bugün artık kalmayan,
-Cumhuriyetcilik,
-Milliyetçilik,
-Halkçılık,
-Devletçilik,
-Laiklik,
-İnkilapçılık
İlkelerine dayanan Ulus devlet “Türkiye Cumhuriyet”ini inşa ederek gelecek nesillere emanet eden Atatürk’ün mücadelesine ve onun kazandırdığı kazanımlarımıza ihanet edilip, yer ile yeksan etme istikametine yürünmüş olduğu aşikâr iken;
Amaç ne ola ki sorusu açılmıyor mu önümüzde!
Benim durduğum yerden; 10 Kasım 2015 tarihi, bu soru ve olmuş olanların ışığında, cevabının ne olabileceği farkındalığının oluşmasını temenni etme günüdür bir kez daha.
Muhtemel; Ait olduğum kültürümün, çağdaş, uygar bir cumhuriyet kadını olmam gerekçesiyle.
Sağlıcakla..
DEVAM EDECEK