Türkiye ve Anıt ağaçları.

Türkiye’de savaşlara, fırtınalara, soğuğa, sıcağa aldırmadan yüzyıllardır ayakta olan pek çok anıt ağaç bulunuyor. Bu ağaçların hikayeleri de nesilden nesile aktarılıyor. Çoğumuz bu ağaçların varlığından ve hikayelerinden habersiz yaşıyoruz. Aslında hepsi bize emanet olan bu muhteşem canlıları gelecek nesillere miras bırakmak hepimizin görevi…

Anıt Ağaç                                                                                                                                            Yaş, çap ve boy itibariyle kendi türünün alışılmış ölçüleri üzerinde boyutlara sahip olan, yöre folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan, geçmişle günümüz, günümüzle gelecek arasında iletişim sağlayabilecek uzunlukta doğal ömre sahip olan ağaçların günümüzde "anıt ağaç" olarak adlandırılmaktadır. Anıt ağaçların en çok rastlanan türlerinin çam, çınar, sedir, ladin, ardıç ve kestanedir. Çok zengin tarih, iklim ve bitki örtüsüne sahip olan Türkiye’de birçok anıt ağaca rastlanıyor. Araştırmalara göre Türkiye’deki anıt ağaçların en yaşlısı Antalya Güzelsu beldesindeki sedir ağacı. Bu ağacın yaklaşık bin 300 yıllık olduğu saptanmıştır. Çapı en büyük ağaç İznik Çınarı, en uzun anıt ağaç ise 69 metre boyu ile Gümüşhane’nin Torul ilçesi ’Örümcek Ormanı’ndaki bir ladin ağacıydı. Ancak şu anda yaşamıyor. Halen yaşayan en uzun ağacımız yine aynı yerde 64 metre boyunda bir başka ladin. İnsan ve doğanın tarihine tanıklık eden bu ’ Yeşil Devler ’ in yok olmaması için hızlı ve geniş çaplı çalışmalara acil olarak başlanması gerekmektedir.

Ağaçların hikayeleri                                                                                                                     Yüzyıllar boyunca pek çok savaşın yaşandığı Anadolu’daki, anıt ağaçların önemli bir bölümünün, günümüze kadar yaşayabilme şansını, kutsal-mistik mekanlarda yer almalarına ve nesilden nesile aktarılan öykülerine borçludurlar. Destanlarda, mitolojide uzun ömürleri ve görkemleriyle boy gösteren, bulundukları yöre insanının inançlarıyla var olan anıt ağaçların, ölümsüzlük, güç ve huzurun simgeleri olmuşlardır. Türk destanı Oğuz name’de bir çift anıt ağacın, Oğuz neslinin kökeni olduğu anlatılmaktadır. Efsaneye göre, bir gece iki ağaç üzerine gökten kutsal bir ışık sütunu iner. Bir süre sonra ağaçlardan birinin gövdesi şişer ve sayılı günlerin geçmesinden sonra bu ağacın gövdesinden, ağızlarında gümüş emzikler bulunan 5 erkek çocuk görünür. Zaman içinde büyüyen çocuklar her iki ağacı kendi nesillerinin atası sayarlar. Aynı destanın bir başka bölümünde Oğuz Kağan’ın güzel eşini, göl ortasındaki bir anıt ağacın kovuğunda bulduğu belirtilmektedir. Yunan mitolojisinde de, Apollon’u kendisine aşık eden Cupaerrios’un tanrı Zeus tarafından ağaç haline getirilmesinin öyküsü anlatılır. Anıt ağaçların din, dil, ırk gözetmeksizin birçok toplumda benzer çağrışımlar yapıp, aynı şeyleri simgelemesi, onların evrenselleşmelerine sebep olmuştur.

‘Uşaklı Çam’                                                                                                                                       Tarih ve folklor açısından önem taşıyan anıt ağaçların en çarpıcı örneklerinden biri olan Bolu’nun Abant ilçesine bağlı Güvem Köyü’ndeki "Uşaklı Çam"ın iki öyküsü bulunuyor. Ağaç, ilginç dal oluşumu ve tepe yapısından kaynaklanan çok çatallı gövde formuyla yöre halkı tarafından doğurganlığın simgesi olarak algılanıyor. Bu nedenle çocuksuz kadınların bu ağaca yapacağı ziyaretin mutlaka ödüllendirileceğine inanılıyor. Ödülün değerinden ötürü de bu anıt çam, çevre halkı arasında "Uşaklı Çam" adıyla anılıyor. Söz konusu anıt ağaçla ilgili bir diğer öyküye göre de, kışın odunu kalmayan bir köylü, "Uşaklı Çam"ın birkaç kuru dalını kesmek istemiş. Ancak, dala değen balta vuranın elinden fırlarken, ağacın kesilen yerinden kan akmaya başlamış. Olaya neden olan kişi de 7 gün sonra yaşamını yitirmiş. Bugün, ağacın yere düşen dallarının toplanması halk arasında hala uğursuzluk sayılıyor ve kuruyup düşen dallar doğaya terk ediliyor.

‘Arap Asılan Ağaç’                                                                                                                              Folklorik açıdan önem taşıyan bir başka anıt ağaç, Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı İbradı beldesinde bulunan kestane ağacı. Buradaki çok sayıda anıt ağaç içinde "Arap Asılan Ağaç" olarak ün yapan bu ağacın yöresel folklora konu olan öyküsü oldukça hüzünlü. Öyküye göre, İbradı’da bir genç kız öldürülür. Arap bir jandarma eri cinayetten sorumlu tutularak tutuklanır ve yargılanmaksızın asılır. Olay aydınlanıp gerçek katilin bulunması üzerine Arap erin ölümüne üzülen yöre halkı, bu hüzünlü olayı toplumun belleğinde canlı tutmak amacıyla jandarma erinin asıldığı 265 santimetre çaplı bu ağaca, "Arap Asılan" adını verir.

‘Koğuk Çınar’ ( içine iki atlı fayton giren ağaç )                                                                                                                             Osmanlı hükümdarı Yıldırım Beyazıt, bir seferden Bursa’ya dönüşünde o yıl çocuk doğuran bütün kadınlara maaş bağlanmasını emreder. 70 yaşında bir kadın da o yıl çocuk doğurduğunu iddia ederek kendisine maaş bağlanmasını talep eder. Beyazıt, "senin yaşında bir kadın nasıl olur da çocuk doğurur" deyince, kadın "çocuk doğurmadım ama onun kadar kıymetli bir çınar diktim" diye cevap verir. Bunun üzerine kendisine maaş (ulufe) bağlanır. Anlatılanlara göre, bu olaydan sonra yeniçerilere maaşlarının bu ağacın altında dağıtılması gelenekselleşir ve bu nedenle ağaca "Ulufeli Çınar" adı verilir. Ağaç o kadar büyük ki gövde içine nerdeyse iki atlı faytonun yarısı sığıyor.

‘Eskici Baba Çınarı’                                                                                                                   Bursa’daki "Orhan Camisi Çınarı" adıyla da bilinen bu çınarın hikayesi de şöyle: Mustafa adındaki ihtiyar müezzin, caminin bahçesindeki çınarın kovuğunda ayakkabı tamirciliği yaparmış. İhtiyar, bir gün kovuğa girmiş ve bir daha çıkmamış, onu ne göre ne duyan olmuş. İhtiyar adamın baca gibi açık olan çınardan göğe yükseldiği söylenir.

‘Kavaklı Camisi Çınarı’                                                                                                                   Tophane semtinde, Kavaklı Mahallesi’ndeki caminin önünde bulunan yaşlı çınarı Orhan Gazi devri erenlerinden "Geyikli Sultan" diye de anılan "Baba Sultan"ın diktiği söylenir. Babasultan köyündeki ulu çınarın da aynı gün dikildiği, iki ağacın yaşıt olduğu kabul edilir. Hikayeye göre, padişah dikilen ağacı görünce çok memnun olmuş ve Kavaklı Camii’nin önünde çınarı diken yaşlı dedeyi çağırtmış. Değneğine dayanarak gelen ihtiyara "simdi değneğini havaya at, yere düşene kadar dile benden ne dilersen" demiş. İhtiyar, değneğini havaya atmış, "Bursa kestaneleri vakıf olsun" diye bağırmış. O gün bugündür, Bursa kestaneler vakfıdır. İstediğin ağaçtan kestane toplamak serbesttir, kimse karışamaz.

Evet, asırlık anıt ağaçların hikayeleri elbette bu kadar ile bitmiyor. Sizin için yaptığım bir araştırma sonucunda karşımıza çıkan bu ağaçları hem bizlerin hem de yabancıların tanıması manasında bir çalışma yapılması gerekiyor. Açık hava müzesi niteliği taşıyan Ülkemizde bu anıt ağaçların genç nesillere tanıtılması ve ağaç sevgisinin aşılanması elbette çok önemli. Okullarda bunun yaygınlaştırılması ve tanıtım kampanyaları ile desteklenmesi gerekir. Bugüne kadar yakılan, kesilen ve talan edilen binlerce ağacın anısına bu görevi üstlenmemiz kaçınılmazdır. Bugün halen kurtuluş savaşına tanıklık etmiş binlerce ağaç bizlere emanet edilmiştir. Hep birlikte sahip çıkalım, ülke geleceği ve turizm için yeni bir tanıtım kampanya başlatalım. Siz bunları düşünün, haftaya size konu ile ilgili tanıtım önerileri sunacağım.

Can Bekin – cbekin@gmail.com – www.canbekin.tr.gg 

 

Yayın Tarihi
30.08.2008
Bu makale 14327 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!