Altın Portakal raporu

Bu sene geçen senelerin aksine sadece AKSAV'ın organize ettiği Antalya Altın Portakal Film Festivali her yıl olduğu gibi 46'ıncı yılında da Türkiye'nin en kapsamlı sinema etkinliği olarak Türkiye sanat ve kültür gündemine bir kez daha damgasını vurdu.Yanlışlıkları ve doğru yaptıklarıyla senelerce festivale yön veren TÜRSAK’ın bu sene neden dışlanarak tamamen devre dışı bırakıldığı ve ne sebeple o ekipten kimsenin tecrübelerinden istifade edilmediği merak konusu. Her sene geçmiştekinden daha ileriye doğru atılım yapan ve daima daha mükemmel bir hale gelen festivalin bu yıl neden bu kadar geriye düştüğünü analiz etmeye çalışacağız. Bir basitlik şaheseri plastik heykelleri ve sinir bozucu afişleri Antalya'nın her yerine koyarak sanat zevkimizi ve sinirlerimizi bozma fikirleri acaba kimlerin. O heykeli kimin yaktığını bilmiyorum ama eğer kanunsuz olmasa bende onları toplayıp her yerde gözlerimizi rahatsız eden göz afişleriyle beraber antalyaya gel şarkısı eşliğinde yakmaktan büyük bir zevk alırdım.Heykellere, sanat eseri çıplak heykellere hiç bir alerjim yok fakat altın renkli plastik heykellere son derece alerjim var. Eğer sizde heykelleri bukadar seviyorsanız vede heykel hakkında bukadar ısrarcı iseniz onları neden layık olduğu şekilde mermerden yapıp ona yakışır bir şekilde meydanlara koymuyorsunuz?. Antalya’nın ulusal ve uluslararası imajını sabote etmeye çalışanlar bunu nerdeyse başardı ve bu hilkat garibesi heykelleri şehirde boş buldukları bütün her yere dizdiler hemde aydınlatarak. Geçen sene milyarları festivale akıtan hükümet seçimi kaybedince geçen seneden kalan borçlara yardımcı olmadığı gibi bu sene yapacağı yardımıda azalttı. Başta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay olmak üzere hükümet yetkililerinin festivale gösterdiği yakın ilgi ve katkılar nedense bu sene bıçak gibi kesiliverdi. Halbuki bu festivalin Türk sinamasının geleceği kadar Türkiye’nin turizmde trendi bir ülke olma yolundaki önemine binaen elinden geleni yapması ve festivalide onurlandırması gerekirdiÇok üzülerek yazıyorum ki Altın Portakal Festivali son dört yılda kazandığı ivmeyi durdurmayı başardığı gibi silbaştan yaparak onu yıllar önceki çizgilerine taşımıştır. Ben bunları bir filmci veya festivalci olarak değil sadece çok iyi bir gözlemci olduğuma inanarak bu ve bunun gibi festivallere katılan yerli ve yabancı biçok kişiyle konuşarak yazdım. Ayrıca her fırsatta gerçekleri bütün içtenlikleriyle dile getiren dünya starlarının ağzından ve az da olsa yabancı basında çıkan yazılardan okuduğum için iddia ediyorum. Senelerce yaşadığım Los Angeles’te bütün flim festivallerini de yakından takip ettiğimi bu arada belirtmek isterim.Geçmiş zamanda bütün bu işleri yürüten TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil sponsorlarının verdiği maddi ve manevi desteği her ne kadar biraz bol keseden harcasada onun ne kadar başarılı olduğunu bugün daha iyi anlamış bulunmaktayız. Bunu geçen senelerdeki ve bu seneki festivali baştan sona çok yakından izledikten sonra bir kere daha kabul ettim ve bunu sizlerle üzülerek paylaşmak istiyorum.Dünya sineması, filmlerin değerlendirilmesi bugün Hollywood’un hegemonyası altındadır. Hollywood kendini yalnız Amerikan filmlerine ve onların getireceği kazançlar üzerine odaklamıştır.Amerika dışındaki Dünya filmcileri artık Hollywood ve onun Oscar'ını beklemekten bıkmıştır. Dünya artık filmlerin tarafsız bir ortamda, etkinliği ve mükafatları büyük olan ve bunları en tarafsız bir Jüri ile dağıtacak bir festival arayışı içindedir. Hollywood’un Oscar’ının papucunun dama atılma zamanı artık gelmiş ve yerine bütün dünya filmciliğini temsil eden iyi bir rakip bulma zamanı gelmiştir. Bu niye bizim Altın Portakal'ımız olmasın? Derken festival bu yeni anlayışla artık bütün enerjisini gücünü ve sanatını bütün Dünyada hergün daha fazla hissettiren yerli sinamaya odaklamıştır.Bizler festivalimizin gelecekte çok daha büyüyerek dünyanın en saygın festivallerinden biri olması hayallerini kurarken ve özellikle gala gecelerinin yapılacağı daha muhteşem mekanların projelerinin hayata geçirilmesini beklerken festivale vizyon özürlü bir ekibin gelerek festivalimizi bu hallere düşürmesi Antalya'yı sevenleri çok üzüyor. Bütün bunlara bu görevleri kim ve acaba neden verdi?, Festivalimizi bu hale düşürenlerin acaba niyeti ve mazereti ne?.

FESTİVALİN KARNESİ:
Festivali bu senede çok yakından izleyerek haddim olmayarak geçen yıllardaki gibi bir değerlendirme yazısı hazırladım. Yapılan çalışmalara 10 üzerinden verdiğimiz notlar ve gerekçeleri şöyle; Parantez ( ) içindeki notlar geçen seneye aittir.

TURİZM BAKANLIĞI VE FESTİVAL
Dünya’da birçok ülke yıllardır ülkelerinde çevrilen filmlerin turizm potansiyellerini nekadar artırdığının farkında iken festivalin ana sponsoru olması gereken ve geçen sene maddi ve manevi olarak festivali son derece detekleyen sayın bakanın bu sene aynı ilgiyi hiç göstermemesi sadece kaybedilen seçim nedeniyle olmamalıydı. Geçen sene başlattığı Türk sineması için yeni destekler ve yabancı filmler için yeni yasalarla birçok kolaylıklar getiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bu yılki festivale sadece geçerken uğrayarak gösterdiği ilgi hiç şık olmadı. 3- (10+)

ORGANİZASYONU YÜRÜTENLER ÇOK KÖTÜ
Vecdi Sayar, yeterli sponsor bulamadıkları vede bu işi hakkıyla beceremedikleri için, bu festivalin şimdiye kadar kazandıklarını bir çırpıda silip attıkları ve çok az şey kazandırdıkları için, festivali milletlerarası bilinirliğinden alıp tekrar Türkiyedeki 60’ların kabuğuna çektikleri için . 5-(10+)Vecdi Sayar ve ekibinin geçen yıllara göre hiç dişe dokunur sponsorlar bulamadıkları gibi Antalya’daki şirketlerden, derneklerden ve diğer belediyelerden bile yeterli bir destek alamadığı açılışta kapıda bulunan sadece iki hazır çelenkten zaten belli oluyordu.. Sayın belediye başkanı bu kadar mesai verdiği bu festival için acaba neler oldu da bu kadar kısa bir zamanda herkesi küstürmeyi becerdi hayret doğrusu. Festival yöneticilerinin ellerindeki sınırlı bütçeyi bile doğru kullanamadıkları ve koskoca Antalya belediyesinin imkanlarından da yeterli bir şekilde faydalanamadıklarıda apaçık ortada. Şehirde çok kültürlü, böyle bir etkinlikte canı gönülden zevkle çalışacak koca bir emekli ordusu ve Akdeniz üniversitesinin imkanları ve talebeleri varken bunlardan yeterince istifade edilmediğini gördük.Bu seneki organizatörler geçen yıllardaki aşağı yukarı aynı performansı daha az bütçe ve yarıdan daha az personelle gösterme başarısını gösterdi. 3-(5)

AÇILIŞ VE KAPANIŞ PROGRAMLARI
Geçen sene açılışa Ertuğrul Günay, Egemen Bağış, Mehmet Ali Şahin, Hayati Yazıcı gibi hükümetin ağır toplarının katıldığı festivale bu sene pek ilginin olmayışı hayli dikkat çekiciydi. Bu çapta bir festivale yakışmayacak birçok teknik aksaklıklarında olduğu açılış programı artık tekrar 60 yıllara dönüşümüzün bir göstergesiydi ve programda bu mealde Enternasyonal bir festivale yakışır bir şekilde değilde yalnız Türk toplumunun çok dar bir kesimine hitap edecek bir şekilde ve onları son derece mutlu edecek bir şekilde hazırlandı. Kapaniş programıda açılışın bir kopyası gibiydi, organizasyon o kadar bozuktu ki yüzlerce katılımcı davetiyeleri olduğu halde kabaca kapıdan geri çevrildi. Bu festivaldede açılış ve kapanış programları bu konuda hayli zengin olan ülkemize yaraşır kalitede aynı zamanda yerli ve yabancı bütün izleyicilere hitap edecek bir seviyede olmadı 5-(10)

SUNUMLARDA İNGİLİZCE OLAYI
Bu sene tercümenin gerektiği pek fazla bir olay olmadı, olanlarda da festival yöneticisi Vecdi Sayar mükemmel İngilizce ve Fransızca’sıyla her yerde hızır gibi yetişerek durumları idare etti. Kendisi hem konuşmaları yöneltti hemde diğer konuşmacıların tercümelerini yaparak festivali simultane tercüman masrafından kurtardı. Ama hem tercümeleri hemde şovunu mükemmel bir şekilde yürütürken çok uzaklardan gelen değerli yabancı konuklarımızın çok değerli zamanlarından aldığıda gözlerden kaçmadı. Filmlerin alt yazı tercümeleri çok kötüydü, yaşayan İngilizceden bihaber birileri tarafından yapıldığı ve bu festivale yakışmadığı bu işi bilenler tarafından eleştirildi..4- (5)

İKRAMDA KUSURUMUZ VARDI
Kokteyllerde verilen ordövler ve bar hizmetleri herhalde bütçe kısıntısından olacak son derece kötüydü. Bir turizmci sponsor bulmaları halinde bütün bunların ne derece mükemmel olacağını inşallah seneye hatırlarlar. 2-(4)

İZLENME ARTTI FESTİVAL HALKA İNDİ
Festival yöneticileri geçen seneki festival değerlendirme yazımı göz önünde tutarak bu konuda bazı tavsiyelerimizi uygulamaya koydu. Bunlardan en önemlisi olan kapalı pazar yerlerinde yazlık sinama uygulaması özenle seçilen filmlerle halkın büyük ilgisini çekti. Bununla beraber festival gösterimlerinin şehrin bütün büyük sinamalarına yayılması ve fiyatların düşürülmesi, festilvale baraber yapılan bütün etkinlikler halkın ilgisini çekerek büyük izlenme olanağı sağladı. Yöneticilere bu konuya eğildikleri ve bu güzel fikri uyguladıkları için teşekkür eder tebriklerimi sunarım.

Geçen seneki yazımızdan.(KONUKLARI ALTIN KAFESE KOYUP, FESTİVALİ HALKA İNDİREMEDİKFestivalin halka inmediği doğrudur ve halkın çok büyük bir kısmı festival filmleriyle tanışamamış yıldızlarını görememiştir. Büyük şehir ve diğer belediyelerin festivalin halka inmesi için her semtte var olan Halk pazarları ve parklara açık hava sinaması kurmalarını ve festival yönetimi tarafından sağlanan halkın zevkine uygun yerli ve yabancı filmleri göstermeleri gerektiğini daha evvel yazmıştık. Geceleri festival yıldızları sinema oynatılan bu mekanlara sürpriz ziyaretler yaparak halkı onere etmeli sevindirmelidir. En kötü huyumuz olan yabancı misafirleri altın kafes içinde devamlı olarak gözaltında tutmaya son verilmeli halkımızla tanıştırılmalı onların sıcaklığını ve sevgilerini bu misafirlere tattırmalıdır. Başarılı bir festival için Holywood taklit ederek VİP servis çıkarmak onları kırmızı halı üzerinde yürütmek şart değildir.Böylece herkesin şikayet ettiği festivali halka indirin söylemi sona erecektir inşallah seneye..)

SEYİRCİYE EZİYET ÇEKTİRMEMELİ
Bu senede bazı filmler arasında seyirci beğenisi yönünden çok büyük uçurumlar var. Festivalde yarışmaya katılan bir filmden insanlar kaçmak için can atmamalı. Çok iyi sanat ve ustalık var diye de seyirciye bu kadar eziyet çektirmemeli.Bir film nekadar sanat ödülü alırsa alsın eğer izleyicilerin çoğunluğu bunu bir eğlence değilde bir eziyet olarak görüyorsa onları kültürsüzlükle itham ederek bunda ısrar etmenin hiç bir mantığı yok. Bu sene eziyet verecek seviyede filmler daha az olmakla beraber, yabancı filmlerin genel kalitesi eskilere gore çok düşüktü. Nerede ne ödülü alırlarsa alsınlar Oscar alabilecek bir film yoktu, ve sadece çok az ülkenin filmleri vardı. 4-(6)

ÇİÇEĞİN MERKEZİ ANTALYA SALONLARI ÇİÇEKLERLE DONATMALIYDI
Geçen sene daha evvelki yazılarımda tavsiye ettiğim etkinlik alanlarının çiçeklerle süslenmesi, misafirlere buketler verilmesi fikri bütün etkinliklerde uygulandı, çokta şık oldu ve festivale ayrı bir güzellik kattı. Bu seneki festival yöneticilerimiz kendilerine bu fikir iletildiği halde bunu değerlendirme zahmetine katlanmadı, inşallah seneye. Eğer istekte bulunsalardı Dünya çiçekçiliğinde çok önemli bir yeri olan Antalya çiçekçilerinin festivale sponsor olarak katılması işten bile değildi. – 0-Emeğin ve çiçeğin bu kadar zengin ve bol olduğu bu güzel şehrimiz aynen Kaliforniya’daki Pasedena’da yapılan Rose Parade benzerini bu festival sırasında niye yapmasın. Her yıl Kaliforniya’da yeni yılın ilk günü yapılan Rose Parade’in benzeri veya daha güzelini bu festivalin başlangıcında yapmak ve film yıldızlarını çiçeklerden yapılan birbirinden güzel ve birbirinden orijinal vasıtalarla dolaştırmak bu festivale ayrı bir renk ve güzellik katardı. Festivalin resimlerle izahı için http://home-and-garden.webshots.com/album/556791666QmmleF?start=24 bakınız.

HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ BU SEFERDE DÜNYA MEDYASININ İLGİSİNİ ÇEKMEKTE ZAYIF KALDIK
Festivale dünya medyası ilgisizliğini göstermeye devam ediyor Filmcilikle ilgili birçok önemli yayında Dünya’daki en saçma festivaller bile listelenirken her zamanki gibi bu yılda 46 senedir yapılan bu kadar önemli bir festival filmciliğin en önemli yayınlarının Dünya festivalleri listesinde yine yoktu ve hiç bir haberde yazılmadı.. Hollywood yayınları için sektörde gayet etkin olan Türk olan herşeye düşman olan Los Angeles’te yerleşik diasporanın etkilerini orada yaşamış olan herkes gayet iyi bilir. Eğer reklam verilirse bu durum değişir mi? Her türlü opsiyonun değerlendirilmesi gerekir. 3- (5)

http://www.hollywoodreporter.com
http://www.variety.com
http://www.filmfestivals.com/index.shtml
http://www.screendaily.com
Altın Portakal’ın Türkiye’nin tanıtımı ve prestiji için ne kadar önemli olduğu bu yıl festivali organize edenler hariç herkes tarafından bilinmektedir. Bu yeni ekip festivalimizi geçen 4 sene içinde onu Türkiye kabuğundan çıkartıp Dünya film festivalleri içinde saygın bir yere oturtanlara inat herşeyi silbaştan ederek onu tekrar başladığı hale getirdi. Geçen yıllarda Oskar kazanmış veya kazanacak birçok filmler, onların starları ve yapımcılarının festivalimize katılmaları sağlanır onlar en mükemmel bir şekilde ağırlanarak her yönden mutlu bir şekilde uğurlanırken bu sene gelenler dış basında hiç ilgi görmedi. 5 - (10+)
Yabancıların intibaları;Bu sene bir Alman gazeteci hariç intibalarını soracak bir yabancı bulamadım. O festivalin halka biraz daha açık ve dönük olarak işlediğini söyledi ve bende ona katılıyorum.

Bu seneki festivale Holywood’dan oyuncu Theresa Russell ve yönetmen Bob Rafelson’dan başka önemli bir kimse katılmadı dolayısıyla Dünya basınınında festivalimiz hakkında ilgisi hiç olmadı. Geçen senelerde tek bir ismin bile festivale katılmasının önemini bu sene daha iyi hissettik ve gördük.Geçen sene birçok yabancı medyada yazım çıktığı halde basın kartlarının patronu başkanımızın basın konusunda çok yetenekli danışmanı Akgün Keskin beni festival basın kartına layık görmedi. Bende İngilizce yazmayı boykot ederek sadece bu yazıyı yazıyorum.

http://www.travelvideo.tv/news/turkey/10-14-2008/turkeys-golden-orange-festival-has-started-kevin-spacey-to-attend
http://www.eturbonews.com/5541/turkeys-golden-orange-festival-has-started-kevin-spacey-attend
http://www.universulpadurii.ro/index.php?name=News&file=article&sid=9150&titlu=Turkey's_Golden_Orange_festival_has_started__Kevin_Spacey_to_attend

YABANCI MEDYAYA YAZDIRMAK İÇİN ÇARELER ARANMALI
Altın Portakalın medya yetkilileri enternasyonal medyanın birkaç muhabirini bu sene de buraya davet ederek peşlerine Nil Bilal gibi seçkin bir bayanı mihmandar tayin etti. Kendisi şahsen onların otel, yemek ve limusin servislerinin mükemmel olması için çok gayret gösterdi. Gayretlerinin iyi neticeler vermesini ben şahsen merakla bekliyor ve hizmetlerini kimlere nasıl sunacağı hakkında gösterdiği seçicilik için kendisini kutluyorum.Ben ve bazı gazetecilere ayrıcalık tanınarak basın kartı verilmemesi ve takındıkları tavırlar için Festival yönetimini kınıyor gönderdiğim yazıdaki fikri festivale soktukları halde sahibini sokmamakta israrcı olmalarının sebebinide bir türlü idrak edemiyorum.Antalya’da ikametim nedeniyle ne kadar uzak tutmak isteseler bile görmek istediğim her şeyi gördüm katılmak istediğim bütün etkinliklere katılmanın yolunu buldum ve yazacaklarımı yine sadece ve sadece doğru gördüğüm şekilde yazıyorum. Umarım istedikleri gibi olmuştur. Kendilerinden bir teşekkür mesajı beklemekteyim.Festivalin yabancı basınla ilgilenen değerli arkadaşlarımın hiç olmazsa bundan sonra o kadar ugraşıp seçerek akreditasyon verdikleri ayrıca bütün masraflarını ödeyerek büyük ümitlerle getirttikleri yabancı basın mensuplarının bize katkıları olup olamadıklarını daha etkin bir şekilde araştırmalarını, etkinlikler bittikten sonrada neler yazdıklarını kontrol ederek ilerde yapacakları etkinlikler hakkında hiç olmazsa iki satır yazacak alternatif arayışlar içinde olmalarını diliyorum. Bundan sonra davet çıkaracakları yayın gurubunda eğer daha evvel Türkiye ile ilgili doğru ve güzel bir haber yapmış bir gazeteci varsa onun ismen çağrılmasında fayda vardır. Yardıma ihtiyaç duymaları durumunda kendilerine bir e mail mesajı kadar yakın olduğumu hatırlatıyorum. Dış basında bir yazının çıkması için yazı sanatla bile ilgili olsa kıyısından köşesinden Türkiyeye çamur atmak şart. Kitap veya filmle dışarda ödül isteniyorsa Türkiye aleyhine nekadar fazla yüklenirsen ödül alma şansında o kadar fazla. Bu Nobel gibi kadar prestijli bir ödül için olabildiği gibi ancak marjinal festivallere bile aday olmak ve ödül almak için bile gereklidir. Bırakın Türkiyenin lehine yazmayı hiç olmazsa olayları olduğu gibi yazan yabancı bir basın mensubunu çok özledik ve özlemeyede devam edeceğiz. En acı olan ise yıllarca bu ve bunun gibi etkinliklere özel ulakla davet edilip arkalarında kul ve köle olunduğu halde bizi onurlandıracak bir yabancı medya haberine hasret kaldık. İşin en acı tarafı ise bu tiplerin hala ısrarla ve aynı sevecenlikle yıl be yıl davet edilmesi sonrada dişe dokunur bir yazı çıkarmadığı gibi yazdıkları herşeye birde kılçık atarak bizleri aşağıladıkları halde en seçkin davetli listesinde olmaya devam ediyor ve ben buna çok bozuluyorum. Bu festivalin medya başında bu işleri çok iyi bilmeleri gereken Akgün Keskin ve Nil Bilal hanımefendiler gibi hasbel kader böyle bir işe atananların, bu işi yeni öğrenenlerin bütün bunları düşünmeye kapasiteleri olduğunu hiç zannetmiyorum. Bu yalnız yabancılar için değil ülkemizde İngilizce yayın yapan gazetelerde bile aynı, Onlar rating için film sanatından bahsederken bile politik yazıları çok iyi pazarlıyorlar. Bu senenin incilerinden dört örnek daha, tabii anlayana ve yerseniz.

http://www.hurriyetdailynews.com/n.php?n=min-dit-2009-10-16 http://todayszaman.com/tz-web/news-190068-112-kurdish-movie-rocks-golden-orange.html http://www.todayszaman.com/tz-web/detaylar.do?load=detay&link=12608 http://www.todayszaman.com/tz-web/news-190928-the-46th-antalya-golden-orange-festival-a-personal-retrospective.html

Bu sene yabancı basında çıkan festival haberleri; -0-

FESTİVAL FİLM MARKETİ’de yeni yönetimin kurbanı,
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Dünya’ya açılan yüzü olan Uluslararası Avrasya Film Festivali ve Türkiye'nin ilk film marketi olmanın ayrıcalığını taşıyan Avrasya Film Market, 2007 yılında Dünyanın her yerinden gelen endüstri profesyonellerini bir araya getirirken Avrasya Film Market çatısı altında düzenlenen Avrasya Prodüksiyon Platformu ise uluslararası üne ve etkinliğe sahip prodüktörler ile Türk yönetmenleri buluşturdu ve Antalya Film Festivali'nin Türk sinemasını destekleme ve dünyaya açma amacıyla çıktığı yolda büyük bir atılıma imza attı. Avrasya Film Market’i büyük bir boşluğu dolduruyor ve ayrıca festivalin tanıtımına da katkıları oluyordu. Geçen sene 54 ülkeden 300 film yöneticisi endüstri buluşmaları seanslarında bir araya gelerek bağlantı kurmuş ve festivale yabancıların ilgisi aşırı bir şekilde artmıştı. Bu sene festivale gelen yabancı sayısı malesef iki elin parmaklarından daha az olup gelenlerin çoğu bütün masrafları ödenmiş festival davetlileri olan filmciler ve gazeteciler.Bizler Türkiyemiz ve Antalyamızın geleceği için çok daha büyük projeler ümit ederken bu sene bu işi yapanların herşeyi silbaştan yapıp son senelerde kazandıklarımızı yok etmenin affedilir hiçbir yanı yok. Antalyalılar ve Türkiye tanıtımına, turizmine gönül verenler sizleri hiç affetmeyecek.Film marketi iptal eden festivalin patronu Vecdi Sayar, festival bünyesinde Türk Sinema Bilgi Merkezi kurularak, Türk filmlerinin dış ülkelere yönelik tanıtım ve pazarlama işlemlerine destek sunularak film marketin yokluğunu aratmayacaklarını söyledi. Bilgi Merkezi’nde Türk sineması ve Türk filmleriyle ilgili her türlü bilgi ve yeni Türk filmlerinin kopyaları bulunacakmış. Festivalimizin esas yönelmesi gereken ve o kadar emek verilerek bir marka olan Avrasya festivali acaba neden kaldırıldı. Bize artık Amerika ve Avrupa film festivallerinin takipçiliğinden kurtularak kendine has karakteri olan bu festival çok mantıklı vede güzel bir oluşumdu Avrasya Film Marketi daha olgunlaşmadan yok etmek çok büyük saçmalık, zaman içinde tanınması ve büyümesi beklenirken onu daha başlangıçta zarar ediyor bahanesine sığınarak yok etmek ise tamamen bir kıskançlık ürünü. O kadar emek verilen bu oluşumun eğer aşırı masrafları varsa kısılır fakat devam etirilmesi gerekirdi.Geçmişte festivalle beraber organize edilen film market bölgemizde büyük bir boşluğu doldurmuş ayrıca festivalin tanıtımınada büyük katkıları olmuştu. Türkiyede çekilecek tek bir film projesi bile bu kadar önemliyken bu ve bunun gibi fırsatları yaratabilecek böyle bir oluşumudan vazgeçilmesi çok acı. Geçen yıllarda gördüğüm yabancıların çoğu bunun için geliyor ve çok güzel ve verimli tanışmalara vesile oluyordu.

FESTİVAL FİLMLERİ
Gösteride sunulan yabancı filmlerin kaliteleri arasında büyük bir uçurum var. Bazı filmler dakikalarca alkışlanırken bazılarında izleyiciler sinemadan kaçmak için can atıyor. Bu filmler için genellikle söylenen şu, Antalya Antalya olalı böyle eziyet görmedi. Sanki filmlerin bazıları tombala atılarak seçilmiş. Lütfen bundan sonra bu filmleri festivale koymadan evvel birde halka gösterin. Her film için bir seans gösterim sonunda izleyicilerin o film hakkındaki fikirlerini yazacakları form doldurmaları yeterli, ancak bu seyircilerin çoğunluğu tarafından kabul gören filmlerin yarışmaya girmesi opsiyonuda olmalı. Eğer bir film nekadar sanat ödülü alırsa alsın eğer izleyicilerin çoğunluğu bunu bir eğlence değilde bir eziyet olarak görüyorsa onları kültürsüzlükle itham ederek bunda ısrar etmenin hiç bir mantığı yok. Film seçimi 5-(5) Geçen sene şikayetçi olduğumuz şu üç madde düzeltilmiş, ilgililere bu konulara eğildikleri için şükran borçluyuz.( Bazı filmler seyredilecek kalitede olmalarına rağmen seyircisi yok denecek kadar az idi, nedeni araştırılarak seneye düzeltilmeli.) 8-(5) (Değişik mekanlarda olmasına rağmen filmlerin başlama saatleri aynı olduğundan ne kadar mükemmel transfer yapılırsa yapılsın başka mekandaki bir filme yetişmek imkansız). 8-(4) (Hiç bir organizasyonda bu kadar hiçbir fonksiyonu olmayan insan görmedim. Devlet dairelerindeki gibi bir kişi başına yıkılan dünya kadar işi yapmaya çalışırken diğerlerinin yapacak hiç bir işi yoktu ve en basit sorulara bile cevap vermekten acizdiler. Seneye daha az personel daha fazla eğitim.) Bu sene personel sayısı yarıya inerken yine geçen seneki çok kötü servisin seviyesi yakalanmış. 6-(4)Bu sene az adamla aynı işi yapanlar malesef eğitim ve koordinasyonu yine sağlayamadılar. Çalışanların çoğu yine soruların cevaplarını bilmiyordu ve program değişikliklerinden bihaberdi. Organizasyon 3-(5)


BASIN AKREDİTASYONU
Hiç bir basın ajansına bağlı olmamam ve basın kartım olmamaması nedeniyle google’da bulunan İngilizce ve Türkçe bunca yazıma rağmen festival giriş kartı almaya layık görülmedim. Değerli başkanımızın basın danışmanı çok yetenekli Akgün Keskin hanıma vazifesini gereken ciddiyette yaparak ben ve benim gibi basın kartsız gazeteci olmayanları akredite etmeyerek festivali kendi masraflarını görererek katılmalarını sağladığı için 2-(4)

FESTİVALİN FİNANSMANI
Hükümet Antalya belediyesinin tonlarca borcu olduğu halde borcun çoğunu seçim sonuna saklıyarak kendilerince çok akıllı bir karar aldı. Seçimler sonucunda aynen Mehmet Ali Şahin’in dediği gibi yapılarak yeni başkana yardım bir yana eski belediyenin borcu bile kapatılmadı. Geçen yıllarda Altın portakala maddi ve manevi büyük destek veren hükümetin kendini festivalden tamamen soyutlaması üzerine her konuda hükümete ayak uyduran veya kısa bir süre içinde darıltılan birçok eski sponsorda elini Altın portakaldan çekti. Bunların en önemlileri ise REAL, DİGİTÜRK ve THY oldu. Onların yerini aynı güçte olmasada başkaları aldı ama yeni sponsorlar eskilerin gücünde olmadığında festivale katkılarıda o oranda az oldu. Bütün olanlarda hükümet kadar sayın belediye başkanımız Mustafa Akaydın’ında suçu var. Onun hükümetten önce bulunduğun bu güzel vede güçlü şehrin potansiyelini iyi değerlendirerek davranması gerekirdi. Antalya’da Akdeniz üniversitesi bürokrasisinden daha fazla ve güzel iş yapacak potansiyellerin olduğunu bilmesi ve bunları çok iyi bilen sayın Alaatin Yüksel’den biraz politika ve idarecilik dersleri alması gerekirdi. Antalya’da hükümetin yapacağı yardımın kaç katını saniyede gözünü bile kırpmadan yapabilecek Telman İsmailov gibi bir yatırımcı varken o kadar yanlış yapan turizm yatırımcısı içinde sen yalnız onu hedef al ve şunları söyle. "Kaçak bir stadyum yapılmış, çam ağaçları kesilmiş o bölgede. Hepsinden önemlisi ben oraya Dünya çapında mimarlarla gittim. Yorumlarını aldım, 'Bir görgüsüzlük abidesi' dediler. Gerçekten 'Görgüsüzlük abidesi'. Varak süslemeler, Aksu Çayı'nın yanına devasa bir saray görüntüsünde bina. Nedir bu, dünyada böyle bir şey yok. İstersen 5 Milyar Dolar harca” Öyle bir yatırımcı ki parasının hesabını kendi bile bilmiyor. Türkiyeye en aşağı 1.5 milyar dolar getirmiş ve binlerce işsize iş vermiş. Onunla biraz diyalog kurulsaydı onun buralara kimleri getirteceğini festival için neler yapabileceğini tahmin bile etmek zor.

TURİZMCİLERDE ETKİN ROL ALMALI
TYD,AKTOB.ALTİD,POYD,TURSAB,KETAV, TÜROFED, ARO, Saygıdeğer belediye başkanımız, çok bilgili danışmanları ve biçok dili kusursuzca konuşabilen festival yöneticilerinin bu ve bunun gibi çok değerli kuruluşları ve başkanlarını çok iyi tanımaları ve çok iyi ilişkiler içinde olması gerekirken onların festivale bile davet edilmemesi, onlardanda hiçbir çelenk gelmemesi yönetimin Antalya’nın ekonomisini ayakta tutan bu sektörün yöneticilerini göz ardı etmesi nedeniyle olmuştur. Enternasyonal festivale soyunan birisinin bütün bunları görememesinin affedilir bir tarafı yoktur. Bu derneklerin sponsorlukları kadar bunların yöneticilerinin festival komitesinde olmaları, onların Dünyaya olan bakış açıları ve her milletden yabancıyla çalışmaya alışık olmaları ve onların kültürlerini çok iyi bilmelerinin bu ve bunun gibi festivallere neler katacağını bilememek çok ayıp. Onların yapabileceklerinin, tavsiyelerinin vede imkanlarının bu festivale neler katacağını düşünememek bu işi yapmaya soyunanların Dünya'nın gerçeklerinden son derece uzak olduğunu gösteriyor.Eğer onlar festival komitesi tarafından davet edildikleri halde ilgi göstermemişlerse çok yakından izlediğim saygın turizmcilerimizin festivalden uzak kalmalarını kınıyor ve onların Türkiye tanıtımına ve turizmine bu kadar katkıları olan bu ve bunun gibi festivallerde daha etkin roller almalarını diliyorum.

YABANCI MİSAFİRLERE TURİSTİK GEZİ YAPTIRILMALI
Festival komitesi gayet teknik ve karmaşık bir festivali son derece hassas ve özel ilgi bekleyen katılımcılarıyla ahenk içinde yürütmenin telaşı ve zorluğu içindeyken onlardan birde gelenleri hakkıyla gezdirmelerini ve eğlendirmelerini beklemek bencillik olur. Değerli turizmcilerimiz Antalya’da yapılan her türlü enternasyonal etkinlikleri yakından takip etmeli ve o etkinliği düzenleyen kuruma kendilerinden birşey istenmese bile alternatifler ve teklifler götürmelidir. Misal olarak golfe meraklı bir dünya starını en güzel golf tesisinde ağırlamalı, tarih seveni mükemmel bir organizasyonla tarihi yerleri gezdirmelidir. Hazır Antalya’ya kadar gelmiş yabancı misafirlerler ve gazetecileri festivalden evvel veya sonra birkaç gün misafir ederek Antalya ve civarını tanıtıcı geziler düzenlenmelidir. Bütün bunlar neticesinde lehimize yazılacak bir haber veya Türkiyede çevrilecek bir filmin turizme ve tanıtıma olan katkılarını biz hepimiz çok iyi biliyoruz.

FESTİVAL HEYKELCİĞİ
Geçen yılların sponsoru 30 yıllık mücevherci `Urart`ın neden darıltılarak tekrar venus heykelciğine dönmenin sebepleride merak konusu. Eğer bu sadece geçmiş dönem böyle yaptığı için yapılmış ise ve bunun gerçek ve yeterli bir sebebi yoksa bunun ve basit plastik heykelleri oraya buraya dikenlerin zevk ve estetik duygularından şüphe ediyorum..

GÜZEL İŞLER
Geçen dört sene ardı arası kesilmeyen bir şöhretler geçidi, sabahlara dek süren partiler dizisi, düzenlendiği kentten soyutlanmış bir seçkinler eğlencesi varken bu sene halka oldukça inildi.Geçen senelerde izleyicinin payına sadece kortejlere el sallamak ve kırmızı halıda yürüyen şık insanları izlemek ve resimlerini çekmek düşerken bu sene halkımız bütün filimcilerle iç içe ve kucak kucağa oldu.Sinema fiyatlarının geçen yıllar göre makul bir seviyeye çekilmesi, gösterilen sinemaların artırılması seyirci sayısını artırken festivali biraz daha halka yaklaştırdı. Geçen yıllarda bazen bomboş sinemada film oynatma utancını bu sefer yaşamadık.Festivalde 30 ayrı mekanda kurulan açık hava sinemalarında, son dönemde Türk sinemasına damgasını vurmuş 13 film gösterilerek hakikaten halka inildi, birde festival yıldızları program sırasında bu sinemalara sürpriz ziyaretler yapsaydı çok şık olurdu.(Festival süresince, Muratpaşa, Kepez, Konyaaltı, Döşemealtı ve Aksu ilçelerinde 30 farklı mekanda açık hava sineması kurulacağını bildirdi. Göksel Kumsal, açık hava sinemalarında, Ömer Vargı'nın ''Kabadayı'', Çağan Irmak'ın ''Issız Adam'' ile ''Babam ve Oğlum'', Fatih Akın'ın ''İstanbul Hatırası'' ile ''Yaşamın Kıyısında'', Özcan Alper'in ''Sonbahar'', Gani Müjde'nin ''Osmanlı Cumhuriyeti'', M. Çağaday Tosun'un ''Vali'', Tolga Örnek'in ''Devrim Arabaları'', Abdullah Oğuz'un ''Mutluluk'', Erden Kıral'ın ''Vicdan'', Sırrı Süreyya Önder'in ''Beynelmilel'', Ömer Uğur'un ''Eve Dönüş'' filmlerinin dönüşümlü olarak gösterildi). Bu sene programlararasındaki boşluk daha uzun tutularak katılımcıların bu sene birbirinden dahada daha uzak tutulan mekanlara zamanında yetişme imkanı sağlanmış.

EKSİKLİKLER
Antalya Kültür ve Sanat Vakfı Genel Sanat Yönetmeni, Festivalin sorumlu başkanı ve yöneticisi sayın Vecdi Sayar her türlü etkinlikte bütün tercümeleri (İngilizce &Fransızca) doğru ve eksiksiz yaparak bütün katılımcıların hayranlığını ve takdirlerini kazandı kendisini bu başarısından dolayı tebrik ediyoruz. Ama ona esas vazifesini haddimiz olmayarak hatırlatıyor ve onun vazifesinin festival tercümanlığı değil her şeyden sorumlu bir idarecilik olduğunu söylüyoruz. Ona mükemmel bir festival için şehrin her tarafına dağılmış olan etkinlikten etkinliğe koşmaması gerektiğini hatırlatıyor bütün bu etkinlikleri kontrol altında tutması gerektiğini söylüyoruz. Yalnız bir adamın her şeye yetişeyemeyeceğini hatırlatıyor yapılması gerekenleri kendisini bu kadar yormak yerine doğru seçtiği işi iyibilenlerle paylaşması gerektiğni hatırlatıyoruz.Etkinliklerde ne kadar mükemmel bile olsa ayrıca tercüme yapmasının çok uzaklardan gelen konuklarımızın söylemek istediklerinini kısıtladığının farkında olmasına dikkatine çekiyoruz. Eğer bir etkinlikte yabancı dil kullanılıyorsa ya o etkinliğie yalniz onu anlayacaklar davet edilir veya etkinliğin gidişini yavaşlatmamak için simultane tercüme sistemi kurulur.İyi bir idarecinin yaptığı herşeyi çok mükemmel yapan biri değil yapılması gereken işleri onu en iyi yapacak birine havale eden olduğunu tekrar hatırlatıyoruz.Festivale katılan filimler hakkında detaylı bilgi veren hiçbir basılı material olmaması insanların oynatılan filmler hakkında filmin ismi ve yapımcısından başka hiç bir şeyi bilmeden karar vererek filim seyretmesine neden oldu. Yani çoğu seyirci seyrettiği filmi tamamen şans eseri olarak seyretti. Bu kadar önemli bir ayrıntının bilgisizlikten değilde bütçe kısıntısından dolayı yapılmadığına inanmak istiyorum. Bütçe kısıntısından dolayı ufacık hazırlanan ve içinde filmin ismi ve yöneticisinden başka bir bilgi olmayan bu programın yazılarıda o kadar küçüktüki festivalin en iyi müşterileri olan emekli takımı gözlüklerine rağmen içinde yazılanları okumakta epey zorlandı. Fakat bütçe sıkıntısı festival sırasında bolca dağıtılan ve heryerde bulunan belediyenin yaptığı başarılı çalışmaları anlatan belediye gazetesi için geçerli değildi ve o çok daha büyüktü çok kaliteli bir kağıda çok daha özenle basılmıştı. Geçen yılların enternasyonal havasından ve şaşasından hiç bir iz kalmadı. Geçen yılların bütün kazanımları tamamen yüzüstü bırakılarak her şey yeniden sil baştan organize edlmeye çalışılırken çok büyük eksiklikler ve büyük hatalar yapıldı. Geçen senelerin organizasyonunda büyük gayretleri görülen TURSAK çalışanlarından niçin istifade edilmediği bilinmiyor. Bu kimin kararıysa çok yanlış düşünülmüş ve uygulanmış. BU KADAR ÖNEMLİ BİR ORGANİZAYON HER YENİ GELENİN İŞ ÖĞRENECEĞİ BİR YAZ BOZ TAHTASI DEĞİLDİR VE ONDA BİR DEVAMLILIK ŞARTTIR.Festival AKM’nin az aşağısında açılan özensizce hazırlanan bir çarşıyla aynen bir kasaba panayırı havasına sokularak itibarından çok kaybetti. Ayrıca büyük ümitlerle bu festivale katılan ve çoğu değişik şehirlerden gelen esnafın çoğu yeterli tanıtım yapılmadığından işlerinin çok kötü gittiği için şikayetçi oldu.Bütün etkinlikleri kontrol eden bir merkez olmadan yürütülmeye çalışılan festivalde sol elin yaptığını sağ el hiç bilmedi. Aynı gişede oturan bir genç son anda filmin değiştiğini bilirken diğerinin hiçbirşeyden haberi yoktu ve insanlar tekrar gördükleri filme gittiklerini ancak film başladıktan sonar öğrendi ve başka bir filme gitme imkanlarıda kaçtı. Bütün etkinliklerde bazen elde olmayan sebeplerden dolayı her zaman değişiklikler olabilir. Böyle prestijli bir misyona soyunanların her türlü olumsuzluklara karşı hazırlıklı olması ve bunları katılımcılara en kısa zamanda bilgilendirmesi gerekir. Bütün bunlar yapılmadı ve festival tamamen tesadüfler içinde bilinçsizce el yordamıyla yürütüldü.

TAVSİYELER
Festivalin en önemli takipçileri olan Antalya emeklilerinden festival boyunca birçok konuda aktif olarak istifade edilmesi gerekmektedir. Sayın vecdi Sayar “Akdeniz Üniversitesi ile yapılacak iş birliğiyle Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-Televizyon Bölümü öğrencilerinin aktif katılımının sağlanacağını ve bu öğrencilerinin ihmal edilmeyeceğini” söylediği halde festival giriş kartı bu öğrencilerden yalnız 4’üncü sınıfta okuyanlara verildi.Türkiye’deki bütün sinamacılık okuyan talebelerin hangi sınıfta olursa olsun her türlü imkanlar sağlanarak festival boyunca aktif olarak hem festivale yardımcı olmaları hemde bütün etkinlikleri mümkün olduğu kadar takip etmeleri sağlanmalıdır, yalnız 4 sınıf talebeleri değil. Saygıdeğer basın danışmanının aklı başında kullanılabilir bir web sitesi kurulmasını sağlaması, günlük olayları Türkçe ve doğru İngilizceyle basın bülteni hazırlatması ve en son program değişikliklerini yayınlatması gerekirdi. Bütün bunlar yine yapılmadı.Festivalin websitesi ise hareketli sayfaları nedeniyle son derece yavaş hareket ederek insanın sabırlarını zorlayan son derece kötü vede fonksiyonsuz hazırlanmış bir hilkat garibesi, yazık onu hazırlatanlara ve hazırlayanlara. Hiç bir zaman o gün hangi filmin yarıştığını, kimlerin Antalya`ya geldiğini, nerede söyleşi yapılacağı yazılmadı. Festivale ilgi duyan yerli ve yabancı herkes Antalya`ya gelmeden sırf internet üzerinden festivalin bütün fonksiyonlarını takip edebilmeliydi. Aynı para harcanarak bu manasız site yerine gerekli bütün işlevlerini yerine getirecek daha fonksiyonel bir site yapılabilirdi, bunun içinde basın yayını idare edenlerin bu işi bilmeleri gerekir halbuki politik bir makama işi bilmediği halde sadık birini getirmenin ucu yine sayın başkana dokunacak bizden hatırlatması.Bu sene japonya'dan. Kore'den. Hindistan'danş İran'dan. Ortadoğudan hiç bir film yok, bütün gelenler Avrupa festivallerinin artıkları artık takipçi değil lider olmanın zamanı geldi ve geçiyor.Geçen 4 sene yapılan para ve insan kaynaklarını kullanmaktaki hovardalıktan bu sene hiç bir iz kalmamış. Geçen yıllar gösterişlik ne derece diz boyu ise bu senede herşey olması gerekenden çok daha fazla sadeleştrilmiş. Halbuki festivalimize tam bunun ikisinin arası bir sunum yaraşırdı.Bundan sonra yapılacak olan festivallerde bütün etkinliklerin en iyi şekilde koordinasyonu için merkezi bir ofisten idare edilmesi ve her etkinlik bölgesinde çalışan görevliyle bağlantılı çalışması gerekir. Eğer bu yapılsaydı aniden gelişen bütün değişiklikler ve olumsuzlukların şehrin çeşitli yerlerinde çalışan görevlilere anında bildirme imkanı olurdu. Bunun için akıllı bir web sitesi yapılması ve her değişiklikte anında update yapılması gerekir. İlgililerin artık İnternetin cepte taşındığının farkında olmasını ve hareketlerini çağın gerçeklerine göre ayarlamasını tavsiye ediyoruz.

Yerli filmlere gelince, bu sene festivale katılanların çoğu bazıları yapımcılarının ilk filmleri olmalarına rağmen hepsi ödül alacak kalitedeydi. Ben ve çoğumuzun hiç anlayamadığı tek şey ise en fazla beğenilen ve alkışlanan filmlerin hiç ödül almamasıydı. Bizler film jürisi olmak iddiasında değiliz ama seyirci olarak en iyi filmi seçme hakkı olmalı diye düşünüyor ve halkın seçtiği bir filme halkın portakalı ödülünün verilmesini teklif ediyorum. Festivalin bir simgesi olması planlanan Ali Kocatepe’nin 1975 yılında Antalya Film Festivali için bestelediği ‘Antalya’ya Koş’ şarkısı festival yönetimi tarafından her yerde ve her türlü durumda israrla devamlı çalınarak katılımcıların kafalarını ütülülüyor ve son derece itici olduğu kadarda her yere serpiştirilen plastik heykeller kadar basit. Venüs’ten esinlenen elinde portakal tutan kadın şeklinde olan bu heykeller daha evvel gayet mantıklı nedenlerle hurdacılara satılmış. Hem parasızlıktan şikayet edip hemde sevksizlik ürünü bu plastik heykellerin yüzlercesini tekrr yaptırarak yerli yabancı herkesin göz zevkin bozanlara onları tekrar hurdacılara satmalarını veya taşradaki kasaba belediyelerine plastik hurma ağaçlarının yanına koymaları için hediye etmelerini tavsiye ediyorum.Afişlerde kullanılan göz ise ona bakan bütün gözleri son derece rahatsız ediyor sakın birdaha benzer bir afiş yapmayın yoksa sizlerede göz değebilir.

FESTİVAL SONU DEĞERLENDİRME TOPLANTISINDAN Hazırlıklarına üç ay önce başlanan Altın Portakal Film Festivali'nin son bir haftalık etkinliklerde görev alanlarla birlikte sayısı 250'ye ulaşan ekibiyle önemli bir çalışmayı ortaya koyduklarını kaydeden Akaydın, kentin başarılı bir sınav verdiğini, güzel, sıcak, dostça geçen bir Altın Portakal olduğunu söyledi. Akaydın, 9 milyon TL olarak ön gördükleri bütçeyi festival kapsamındaki tüm çalışmalarla 8 milyon TL'ye kapatacaklarını söyledi. Akaydın, ''Festivaller bütçeleriyle değerlendirilmemeli, yaptıklarıyla değerlendirilmelidir. Mühim olan içerik. Toplumda bıraktığı iz. Herhalde bu festival buna katkı sağladı'' dedi. Akaydın, Altın Portakal'ın simgesi Venüs heykelini de beş yıl aradan sonra festivale yeniden kazandırmaktan onur duyduğunu söyledi. Festivalin uluslararası boyutunun da çok önemli olduğunu, Dünya sinemasında çok önemli yere sahip sanatçıları ağırladıklarını ifade eden Akaydın, ''Antalya çok önemli yabancı sanatçıları da ağırlamıştır. Biz, burada yabancı konuk ağırlarken, magazinsel değerden daha başka değerlere önem veriyoruz. Katılan sanatçılar bunu ortaya koydu'' dedi. Antalya Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın açıklamalarına gore geçen yıl TÜRSAK ve AKSAV işbirliğiyle yapılan festival arkasında aşırı bir şekilde borç bırakmış. Geçen yıl paraların ne derece kolayca ve lüzumsuz şeyler için ne kadar hovardaca harcandığını hepimiz gördük. Akaydın’ın verdiği bilgiye göre geçen yılki festivalin bütçesi eldeki verilere göre 21 milyon olmuş, sadece festivalin logosu için 923 bin lira harcanmış. Konaklama gideri 4.1 milyon, şehiriçi ulaşım gideri 3 milyon, TÜRSAK’ın aldığı danışmanlık ücreti ise 1 milyon 275 bin lira olarak kayıtlara geçmiş. Bu sene büyük zorluklarla ve ayrı bir masrafla temizlenen Antalya AKM’nin cephe giydirmesine 800 bin dolar harcanmış. Geçen sene yazdığımız yazıdada belirttiğimiz gibi ortalık ne yaptığı bilinmeyen yüzlerce genç insanla doluydu ve onlar içinde tam ‘insan kaynağı kullanımı’ bedeli olarak 1 milyon 265 bin lira harcanmış.Geçen yıl festivale devlet yardımı 7.7 milyon lira olurken Akaydın, bu seneki festival bütcesinin umdukları devlet yardımıyla beraber 9 milyon lira olacağını söylemiş. Altyazı ve tercüme sorunlarına yönelik soruya da, ''Altyazı eksiklikleri olmuş olabilir. İlk defa bu etkinliği üstleniyorum. Geçmişte çok önemli tecrübesi olan arkadaşlarımız var. Tabi ki ekipler değişecek, kusur da yapabilecekler, biz bu etkinliklere profesyonel ekiplerin yanı sıra Antalya'nın yerel güçlerini de katacağız. Ufak tefek kusurlarımız olduysa affola'' yanıtını verdi.

Uluslararası Yarışmanın jüri başkanı dünyaca ünlü Polonyalı yönetmen Krzysztof Zanussi de, yarışmada Avrupa ve Asya sinemasından güzel örneklerle, yoğun felsefi içerikli filmlerin bulunduğunu, jüri olarak hiç zorlanmadan bir saatte sonuca vardıklarını söyledi. Yarışmaya alınan filmlerin seçiminden memnun kaldıklarını belirten Zanussi, şunları söyledi: ''İzleyicinin de, hiç eksilmeyen ilgiyle bu filmleri doğru değerlendirdiğini gördük. Bu festival böyle devam ederse insanların sinemaya ilgisi daha artacaktır. Bir festivalin kimliği çok önemlidir. Burada bu kimliğin oluşturulmasında çok büyük bir başarı gördüm. Doğu ve Güney Avrupa ile çevre ülkelerden çok değerli sinemacıları burada gördük. Film seçimindeki başarı kadar, konuk başarısı da dikkat çekiciydi. Bir festivalin başarısı; getirdiği starlar, partiler ve kalabalıklarla ölçülmez. İzleyicisiyle kurduğu ilişkiyle ölçülür. Burada gördüklerimizden çok etkilendik.''

Altın Portakal Film Festivali Genel Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar da, festival sürecinde 540 film gösteriminin yapıldığını, sempozyumlar, panel, çalıştay gibi 800'ün üzerinde etkinlik gerçekleştiğini söyledi. Antalya halkının etkinliklere yoğun katılım sağlandığını bildiren Sayar, Üniversite öğrencilerinin senaryo atölyesi çalışmalarına yoğun katılım sağladığını anlatan Sayar, üniversite ile çalışmaların gelecek festivallerde artırılacağını kaydetti.

ENGİN YİĞİTGİL
Geçen dönem festivallerinin baş aktörü; TÜRSAK Vakfı Başkanı Engin Yiğitgil, Haziran ayı içinde yaptığı bir konuşmada; “Türsak Vakfı olarak 4 yıldır gerçekleştirdiğimiz Antalya Altın Portakal Film Festivali, Uluslararası Avrasya Film Festivali ve Avrasya Film Market bir çatı altında birleşerek uluslararası platformda büyük bir sinema etkinliği olarak yerini perçinlemiştir. Konseptini ve felsefesini yeniden yapılandırdığımız; ulusal festivalimiz, Türsak Vakfı girişimi ile başlatılan uluslararası festivalimiz ve film marketimiz kültürel etkileşimin somutlaştığı, sinemaya açılımlar getiren bir etkinlikler olmakla birlikte, Türk sinemasının ufkunu açmak anlamında büyük bir adım atmıştır. Türkiye'nin en büyük kültür ve sanat organizasyonlarından biri olan etkinlikler aynı zamanda ülkemizin yurt dışında tanıtılması açısından önemli bir misyona sahip olmuştur.”

Yayın Tarihi
27.10.2009
Bu makale 2690 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!