"Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana"

Belleğimizin karanlığında dolaştığımızda üç yıl öncesiydi sanırım: "daha az et yersek bu iş çözülecek" denmişti. Ardından çok geçmeden: "üç öğün simit hesabı" ile ekonomiyi özetlemişlerdi.
Sonrasında: "midesine kuru ekmek giren aç değildir" dendi.
Doğru, vatandaş aç değil ama beslenemiyor. Doymak ayrı beslenmek ayrıdır. A vitamini gözlere, B vitamini sinir sistemi ve beyin sağlığına, C vitamini kıkırdak, deri, kas, damar ve dokulara yararlıdır. Bunların hepsi karbonhidrat içeren ekmekte mi toplanmış yani? Sağlıklı beslenmek için karbonhidrat, protein, yağ ve çeşitli minareller gibi vücudun enerji öğelerine ihtiyacı vardır.

Oysa ki halk, hayat pahalılığından üst üste gelen zamlardan askıda ekmeğe muhtaç bırakıldı. Yoksulluk sınırı asgari ücretin üstünde. Tam rahat edeceği yaşta dedeler nineler halk ekmek kuyruklarında sadece 25 krş aşağıya ekmek alabilmek için saatlerce bekleyerek çile çekiyorlar. Bayatlamış ekmek hem geç tüketiliyor, hem de günlük taze ekmekten ucuz. Ha bakıldığında ekmeğe muhtaç olmak tamamen- bütünüyle siyasi tercihlerin sonuçları da olmayabilir. Çünkü şirketini batırıp ekmeğe muhtaç olanların hikayelerini de gözardı etmemek lazım elbette ki.
Gıdada kdv %8 den %1 indirildi ama etikette eski fiyat duruyor, göstermelik kdv düşmüş gözüküyor. 34 liralık kahve, kasada 42 tl çıkıyor. O da minicik rakamlarla yazılmış.
Vatandaşın gözü gönül doymadığı gibi ruhu da doymuyor. Sosyal aktivitelere ayıracak bütçeleri ise hiç yok. Sinema, tiyatro, konser, tatile gitmek hayal. Gerçi yarının planını yapmak bir yana, artık hayal bile kurmak lüks! Kitap almak mı: Çok pahalı.

Yoksulluk: hakkını alamamaktan kaynaklanan durumdur. Bu kesim kronik suskunluk içinde malesef. Çok sayıdalar, fakat kim bu rolü onlara ezberletmiş, kim veya kimler: " bu kadarını hakediyorsun gerisi bizim" fikrini mantıklı hale getirmiş anlamak mümkün değil valla. Varsılların sahiplendiklerinden bir azıcık yararlanabilmek adına özellikle yasal tefecilere el açıp dilenmek ya da kadere inanıp boyun eğmek yerine, karşılaşılan her türlü haksızlığın hesabı sorulduğunda ruhsal ve bedensel yoksulluktan sıyrılınacak.
Velhasılı fotoğrafın görünen yüzü: maneviyatı ve maddiyatı boşlukta ve dipte  yaşamak durumudur işte yoksulluk.

Halk Ozanı Âşık Mahsunî Şerif'i rahmetle anarken, günümüzü özetleyen dizelerini hep birlikte okuyalım.

mevlam gör diyerek iki göz vermiş/bilmem ağlasam mı ağlamasam mı

yoksulun sırtından doyan doyana/bunu gören yürek nasıl dayana

yiğit muhtaç olmuş kuru soğana/
bilmem söylesem mi söylemesem mi...

Yayın Tarihi
18.02.2022
Bu makale 610 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!