İbahiye

İbahiye; “Kanunların, dinî öğütlerin ve ahlâk kurallarının bağlayıcılığını kabul etmeyip her şeyi mubah gören kimseler” demektir.

Yönetimdeki bir kesimin yeni dini bu: Her şey serbest, her şey mubah. Hiçbir ahlaki kural tanımıyorlar. Hatta ahlaki olanı çiğnemeyi görev sayıyorlar.

“Kırık Cam Teorisi” günümüzde maalesef “Kırık Ahlak Teorisi”ne dönüştü. Birinin yaptığı ahlaksızlığı görünce hepsi yapıyor.

Mensup oldukları uydurulmuş dinleri bunları ahlaksızlığa mahkûm etti. Hırsızlığa alıştı bu insanlar: Çalmak kural, çalmamak istisna.

İŞTE ÖRNEKLER:

Kendisine emanet edilen maç üzerine bahis oynayan “HAKEM”,

Görev yaptığı Adli Emanetten 25 kilo altın çalıp İngiltere'ye kaçan GÜVENİLİR KİMSE (YED-İ EMİN),

Kulu Adliyesi’nde zimmetine 6,5 Milyon TL geçirip suçunu itiraf eden ADLİ EMANET GÖREVLİSİ KADIN,

Devleti soymak için bebeklerin canını alan İstanbul YENİDOĞAN ÇETESİ,

Müşterilerinin paralarını dolandıran DENİZBANK ŞUBE MÜDİRESİ,

100 Milyon TL’den fazla zimmet ve dolandırıcılıktan tutuklanan, 200 TL kâğıt paralarının üzerinde imzası bulunan MERKEZ BANKASI BAŞKAN YARDIMCISI.

Vb. Vb.

TOPLUMSAL YARA OLDU

Biliyor musunuz? Bu durumdan hırsızlar da mağdur. Onlar da “MASUMİYETİNİ” kaybettiler. Mağrur olmayı, mağdur olmayı, mazlum olmayı bırakın, masum olma özellikleri kayboldu.

Sürekli yalan söylüyorlar. Bilmiyorlar ki, “Yalancının problemi başkalarının kendilerine inanmaması değil, kendisinin kimseye inanmamasıdır.”

Ve… Ahlak dibe vurdu. Bu toplum böyle gitmez. İnsanlık tarihinde dibe vurulduğunda, hep hızla çıkılmıştır.

Bu yazımı bir şikayetname kabul edin. Önce Yaratana, sonra ilgili-bilgili herkese.

Rabbimiz! Her problemi Sana havale etmemizi beğenmediğini biliyorum. Kendimizin çözmemiz gerektiğini de biliyorum. “Bittim” noktasına geldiğimizde, “Yettim Kulum” diyeceğini de biliyorum. Biz Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.