TARIM-TİCARET

Canan Karatay Yanildi

ANSİAD'ın toplantısında konuşan Mine Ataman, “Canan Karatay çıktı, tutturdu ekmek yemeyin diye. Benim ömrümün herhalde bir 20 yılı Canan Karatay’ın ekmek yemeyin deme sebeplerinin aksini ispatlamakla geçti, ispatlayamadık. Canan Karatay yanıldı, çünkü bizim tohumla, tahılla, ekmekle başka bir hikaye

Mine Ataman, “Canan Karatay çıktı, tutturdu ekmek yemeyin diye. Benim ömrümün herhalde bir 20 yılı Canan Karatay’ın ekmek yemeyin deme sebeplerinin aksini ispatlamakla geçti, ispatlayamadık. Canan Karatay yanıldı, çünkü bizim tohumla, tahılla, ekmekle başka bir hikayemiz var”

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2021 faaliyet yılı 10. Olağan Toplantısı Akra Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantı Başkanlığını WBT Tarım Yönetim Kurulu Başkanı ve ANSİAD Geçmiş Dönem Başkanı Ergin Civan’ın gerçekleştirdiği toplantının konuğu, Mine Ataman Bread Kurucusu & Tohum Platformu Kurucusu & Gıda, Tarım ve Marka Uzmanı Mine Ataman oldu. ‘Medeniyet Tarımı- Cennetten İlk Sofra’ başlıklı toplantıya, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı, TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Okan Hançer, TMMOB Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Ebru Manavoğlu, Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyou (BAKSİFED) Başkanı Abdullah Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi Bitkisel Üretim ve Eğitim Şube Müdürlüğü uzmanları, ANSİAD üyesi iş insanları ve çok sayıda misafir katıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akıncı, “18 ay sonunda yüz yüze bir araya gelmenin mutluluğu içerisindeyiz. Dernek üyeleri olarak bir arada olmak bizler için de bir motivasyon kaynağı. En son 10 Mart 2020’de beraber olmuştuk, tabi bu süreçte de gerek online toplantılarda gerek dernek içinde bazı ziyaretlerle bir araya gelerek bize destek verdiğiniz için bütün Ansiad’a teşekkür ediyorum” dedi.

 

LÜTFEN AŞI OLMAYI İHMAL ETMEYİN

2020 yılında son kez bir araya geldiklerinde bu şekilde bir süreci hayal bile edemediklerini dile getiren Başkan Akıncı, “Bu süreçte endişeyi, korkuyu yaşadık, kayıplarımız oldu, belirsizlik halen devam ediyor, elbette tutunacak bir dal olarak aşı hayatımıza girdi. Lütfen hiç bir arkadaşımız aşı olmayı ihmal etmesin. En taze örneğini ben ve eşim yaşadık, inanın aşı sayesinde çok daha rahat atlattık” diye konuştu. Çok kayıp yaşandığını dile getiren Başkan Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu dönemi en ağır atlatan isimlerden biri de hepimizin şahit olduğu üzere Muhittin Böcek Başkanım, kendisine bir kez daha sağlıklı bir ömür diliyorum. Dernek olarak kaybımız oldu, çok sevdiğimiz, çok verimli bir arkadaşımızı, Süleyman Öztürk’ü genç yaşta kaybettik, rahmet diliyorum. Yine sayın başkanımızın abisi yakın zamanda covid yüzünden hayatını kaybetti, rahmet ve baş sağlığı diliyorum. Yurtta da çok büyük sorunlar yaşadık, tüm toplumsal yaşantımız değişti, ekonomik hayatımız değişti. Bir takım alışkanlıklarımız değişti ama inanıyorum bilimin ışığında bunu yeneceğiz.”

 

AFET YÖNETİMİNİ GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ

Pandemi dönemiyle beraber afetlerin de çok büyük kayıplar yaşattığına işaret eden Başkan Akıncı, “İçimizi acıtan Manavgat, Akseki yangıları, yine Bozkurt’ta sel felaketi hepimizi derinden üzdü. İnsanlarımızı kaybettik, doğamızı, canlılarımız kaybettik, bunları yüzlerce yıl sonra belki yerine koyabileceğiz” dedi. Ülkemizde afet yönetimine ilişkin çok ciddi problemler olduğunun altını çizen Başkan Akıncı, “Ülkemizde ve bölgemizde afet yönetimini tekrar tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. Bu konuda bence ülke olarak sınıfta kaldık. İnanıyorum bu iş daha bilime yatkın bir gündemde değerlendirilseydi kayıplarımızın bir çoğunu kurtarabilirdik. İnşallah el birliğiyle bu günleri atlatacağız” diye konuştu.  

VATANDAŞIMIZIN ASBESTLİ BORULARDAN SU İÇTİKLERİNİ ÖĞRENDİM

ANSİAD ile bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu kaydeden Başkan Muhittin Böcek, “3 gün sonra tam 2,5 yılı doldurmuş olacağız. 7 ay bir ayrılığım oldu sizlerden, çalışma arkadaşlarım bu süreçte hizmete devam ettiler. Antalyamızla ilgili katkı koyan, çivi çakan her kim varsa herkese teşekkür ediyorum” dedi. ASAT’ta 4 milyar 186 milyon TL yatırımları olduğunu kaydeden Başkan Muhittin Böcek, “1970’li yıllarda yapılmış asbestli borulardan vatandaşımızın su içtiğini öğrendim. İnanır mısınız bu bütçenin tamamı bu asbestli borularla ilgili. Ben geçmiş dönemdeki arkadaşları eleştirecek değilim, biz zaten sandıkta hesaplaştık. Herkes Antalya için çalışıyor. Göreve geldiğimde zannediyordum ki 913 mahallemizde, köylerde her yerde su var. İnanır mısınız su olmayan yerleri de gördüm. Şimdi onları tamamlıyorum” diye konuştu. Su faturalarındaki haksızlığa işaret eden Başkan Böcek sözlerini şöyle sürdürdü; “Alanya’da X kişinin bir villası var, 3 TL ödüyor ama Kepez’de asgari ücret alamayan vatandaşımız 6.80 TL ödüyor. Çok büyük haksızlıklar yapılmış, ben bunları düzelteceğim. Planlı, kurallı ve kimlikli bir kent için geldim. Siyasette yediğiniz kazıklar eşittir tecrübe bölümünü de yazarak geldim bu günlere, hiç bir baskıyla siyasetle yol yapmıyorum, olması gerekeni yapıyorum” dedi. Tarım kooparatifleriyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Başkan Böcek, “CHP’li belediyeler olarak tarım konusunu görüşmek için İstanbul’da bir araya geleceğiz. Başlattığımız tarım ve kent konseyi çalışmalarını devam ettiriyoruz, yerelden kalkınma için projelerimizi sürdürüyoruz, belediyelerde kooperatifçilik konusu bizim ana hedefimiz” diye konuştu.

 

GELECEĞE TARIM TEKNOLOJİLERİ TOHUMU EKELİM

12 bin yıllık tarım tarihinin medeniyet tarihine etkilerini ve insanlığın bu süreçte nasıl ilerlediğini anlatarak sözlerine başlayan Mine Ataman, “Dünya tarımsal anlamda senaryolar ortaya koyuyor, simülasyonlar yapıyor. Tarım yapılmayan araziler tarıma açılırken ithal ettikleri sebze ve meyveyi kendileri üretmeye başlıyorlar” dedi. Tarımın geleceğinde teknolojinin olduğunu kaydeden Ataman, “Tarım son yıllarda çok uluslu herkesin bahsettiği o büyük şirketlerin ve teknoloji devlerinin ilgi gösterdiği çok stratejik bir sektör. Bugün evimize giren, yediğimiz 20 tarım ürününün üretiminin neredeyse yarıdan fazlasını 5 ülke üretiyor” diye konuştu. 400 binden fazla bitkisel türün varlığına rağmen ancak 17 bine yakın tür bitkinin kültüre alınabildiğini kaydeden Ataman, “Modern zamanlarda insan beslenmesi ortalama 200 tarımsal ürün ile yapılırken onun da yüzde 80’ini sadece 5 çeşit tarımsal ürün oluşturuyordu. Modern insanın günlük beslenmesinin yüzde 60’ı şekerpancarı, buğday, mısır ve pirinçten oluşuyor.  İnsan beslenmesinin yüzde 30’u hayvan kaynaklı. Dünyadaki gıdaların yüzde 75’i sadece 12 bitki ve 5 hayvan türünden sağlanıyor. Tarımsal üretimin yüzde 80’ini 5 büyük şirket yapıyor” dedi. Tarım ve gıda teknolojilerinin 20 milyar dolarlık bir pazar olduğunu kaydeden Ataman, “Böyle giderse meyve, sebze ve kabuklu yemiş pazarımızı yavaş yavaş kaybedeceğiz. İç pazarda da kuraklık nedeniyle tahıl üretimimiz giderek düşüyor. Tarımın, gıdanın geleceğinde iklim değişikliği, zararlılar, artan gıda fiyatları, azalan tarımsal hasıla, tarım 5.0 dediğimiz teknoloji ayağı ve gıda tasarımı var. Aklınızı başınıza alın da geleceğe tarım teknolojileri tohumu ekelim” diye konuştu.

TUTTURDULAR EKMEK YEMEYİN DİYE

‘İştahları ayarlama mekanizması enstitüleri’ olarak nitelendirdiği ve algı yönetimi yaptıklarını kaydettiği reklam ajansları ve Hollywood’un evlerimizde ihtiyacımız olmayan bir çok ürünü sattığını dile getiren Mine Ataman, “Peki Türkiye o sırada ne yapıyor? Diyor ki bozkırın ortasına TİGEM’leri kuralım, halk bozkırda vaha yaratılabiliyorsa örnek alsın ve kırda bir yaşam motivasyonu oluşturalım. Şimdilerde hep tohum dağıtıyoruz ya çiftçinin aslında tohum maliyeti yüzde 4 bile değil. Çiftçinin daha büyük dertleri var, tarımla uğraşaların daha büyük daha yapısal sıkıntıları var. Onlara kırda bir yaşam dizayn etmemiz gerekiyor, çocuklarının okullara gitmesi gerekiyor” dedi.

Geçmişten günümüze tarımsal üretimde gıdaların toplum içerisindeki gelişiminin devam ettiğini kaydeden Ataman sözlerini şöyle sürdürdü; “Bizim ‘bilge kadın’ önce amazondu, sonra gücünü kaybetti, biraz şişmanladı, zayıfladı derken zaman içerisinde o da çok yoruldu ve dedi ki ben İngiliz leydisi olacağım. Evlendi evinin kadını oldu, çocuk doğrudu ve tarım endüstrisine de göz kırptı. Dedi ki onlara ev kadını olun, evinizle ilgilenin, evinizde yemek yapın. Ben bile evimin kadını olduysam siz de olabilirsiniz. Biz yeni bir algıyla yönetilmeye başlandık. Bu algı devam ederken de Canan Karatay çıktı, tutturdu ekmek yemeyin diye. Benim ömrümün herhalde bir 20 yılı Canan Karatay’ın ekmek yemeyin deme sebeplerinin aksini ispatlamakla geçti, ispatlayamadık. Ama sonra öyle bir şey oldu ki covid sürecinde benim ekmek videolarım en çok izlenenlerden oldu. Canan Karatay yanıldı, çünkü bizim tohumla, tahılla, ekmekle başka bir hikayemiz var. Biz 12 bin yıl önce onunla varolmuştuk. Gitti dedi ki benim en sadık yarim kim, tohum ve ekmek. Google’da en çok aranan kelime, ekmek ve tohum. Salgın döneminde insanları en çok motive eden şey ekmek yoğurmak oldu. Döndük dolaştık özümüze döndük.” Toplantı, soru ve cevapların ardından ANSİAD Başkanı Akın Akıncı, Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Toplantı Başkanı Ergin Civan’ın, Mine Ataman’a plaket takdimiyle sona erdi.

 

Yayın Tarihi
30.09.2021
Bu haber 600 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!