SİVİL TOPLUM

ANTGİAD'dan konuklu Online Üye toplantısı

- Online toplantı konuğu Antalya Bilim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, salgının küresel çaptaki yansımalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Antalya Genç İşinsanları Derneği (ANTGİAD) online üye toplantısı gerçekleştirdi. İş insanları dernekleri arasında ilk kez kullanılan konuk konuşmacının katıldığı video konferans yöntemi, üyelerden olumlu ilgi gördü.

Online toplantı konuğu Antalya Bilim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, salgının küresel çaptaki yansımalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

'Covid-19 olarak adlandırılan Koronavirus salgını bütün dünyanın başındaki en büyük sorun şu an. Virüsün sınır tanımazlığı ve çok kısa sürede dünyanın birçok farklı ülkesinde görülmesi küreselleşme sürecinin temel dinamiklerine karşı olan itirazları yoğunlaştırmış durumda. Zaman ve mekandan kaynaklanan engellerin kalkmasıyla insanların, malların, sermayenin, hizmetlerin ve teknolojinin hızlı bir şekilde ülkeler arasında dolaşımını ima eden küreselleşme artık daha fazla sorgulanıyor. Bunun iki önemli nedeni var. Birincisi, karşılıklı bağımlılığın artması neticesinde dünyanın bir ucunda ortaya çıkan ekonomik kriz, doğal felaket ya da insanı dram çok hızlı bir şekilde dünyanın diğer yerlerinde de hissediliyor. Uluslararası seyahatlerin kolaylaşması vürüsün yayılmasının en önemli nedeni olarak kabul ediliyor. İkincisi, küreselleşme süreci küresel tedarik zincirlerinin merkezinde yer alan ve bu zincirin akışına yön veren devletleri güçlendirirken, diğerlerini adeta içeriden çürütüyor ve çok fazla dışa bağımlı hale getiriyor. Koronavirus bağlamında gördük ki Çin ekonomisindeki ciddi bir yavaşlama diğer ekonomileri de yavaşlatıyor. Buna mukabil, virüsün geriletilmesi bağlamında alınan tedbirler ulus-devlet olgusunu yakın gelecekte güçlendirecek gibi duruyor. Birçok farklı ülkede hayata geçirilen sokağa çıkma yasakları, sosyal mesafe koyma pratikleri, karantina ve benzeri uygulamalar ekonomik daralmalara ve krizlere neden olsa da ulus-devleti olgusunu güçlendiriyor. Bireylerin rasyonel hareket eden tüketiciler olduğunu iddia eden neoliberal söylem, bireylerin fiziksel güvenliklerini ve toplumsal statü arayışlarını herşeyin üstünde gören sosyal varlıklar olduğunu iddia eden söylem karşısında zemin kaybediyor. Güvenliğin ve ekonomik refahın garantisi karşılığında devletlerin ekonomide, siyasette ve hayatın başka alanlarında oynadıkları rol eskisine göre artacak gibi duruyor. Ciddi bir sorunla karşılaştığınızda yardım beklediğimiz en önemli merci hala devlet. Koronavirus salgını güvenlikçi ve ekonomiye müdahele eden devlet algısını güçlendirebilir. Bundan böyle küreselleşme daha fazla dijital platformlara taşınırken, devletin fiziki dünyadaki varlığı daha görünür olacak. Fiziksel küreselleşme azalırken dijital küreselleşme artacak. Şu anda bütün dünya aynı sosyalleşme sürecini yaşıyor. Hepimiz birilerinin virüsün aşısını bulmasını dört gözle bekliyoruz. Krizle mücadelede başarı örneklerini merakla takip ediyoruz. Farklı milletlere mensup insanlar benzer eczane ve süpermarketler önünde aynı şekilde sırada bekliyorlar. Hepimiz bu süreçte ellerinden geleni yapan sağlıkçılarımıza aynı şekilde teşekkür ediyoruz. Fiziksel hayatımız hem bedensel sağlığımızı hem de yerel düzeyde ekonomik üretim kapasitemizi kapsarken, dijital hayatımız sosyal statümüzü, küresel dünyanın bir parçası olma arzumuzu ve evlerimizde online çalışarak para kazanabilme kapasitemizi fade ediyor. Devlet ilkinde kesinlikle daha fazla tedarikçi rolünü oynayacak. Ikincisinde ise sorun çıkaranları terbiye edecek aktör olacak ama asla bu sürecin önünde bir engel olmayacak' 

Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, Koronavirüsün  illiberal popülist siyasetin geleceği konusunda da etkili olacağını anlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Küreselleşme karşıtlığı noktasında milliyetçi söylemle benzerlikleri olsa da illiberal popülist siyasetin başka ayırt edici özellikleri var. Son zamanlarda birçok farklı ülkede gördüğümüz ‘yabancıların varlığına şüpheyle bakan, egemenliğin devlet dışı aktörlerle paylaşılmasını eleştiren, çok-kültürcülük ve evrenselleşmecilik karşıtı olan’ aşırı sağ ve aşırı sol popülist hareketler kısa vadede daha fazla güçlenecek olsalar da orta ve uzun vadede bu siyaset tarzını ciddi zorluklar bekliyor. İlliberal popülizm elitlerle halk arasında bir ayrım yapar ve ulusun gerçek çıkarlarını halkın oyuyla seçilip iktidara gelen iktidarların savunacağını iddia eder. Elitler yabancı unsurlarla organik ilişkiler icinde olup toplumdan çok kendi dar ve bağlantılı oldukları yabancı unsurların çıkarlarını savunurlar. Elitler dünyalılaştıkça kendi içinden çıktıkları uluslardan koparlar ve adeta kendi toplumlarına yabancılaşırlar''dedi.

Yayın Tarihi
07.04.2020
Bu haber 527 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!