Ömre bedel biçilemez
İnsanlık tarihinde salgın hastalıklar nedeniyle binlerce insan hayatını kaybetmiştir.
Yaşamakta olduğumuz Koronavirüs (Covid 19 ) salgını ilk değil; son da olmayacaktır.
Uzmanlar tarafından, son yıllarda artış gösteren salgın hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz vurgulanmaktadır.
Vücut direncinin düşmesi ile birlikte kişi, hastalıkların açık hedefi haline gelmektedir.
Uzmanlara göre güçlü bağışıklık sistemi için doğal besinleri tüketmek, bazı besinlere ise daha fazla ağırlık vermek gerekmektedir.
Beslenme uzmanları, doğal besinlerle dengeli ve düzenli beslenmenin, vücudun hastalıklara karşı direncini yükselteceğini belirtiyor.
Bizim kültürümüzde, birey olarak, herkes sağlığından sorumludur.
Vücudumuzu yaşam boyu verimli kullanabilmek için beslenmemize dikkat etmekle birlikte; onu zararlı etkenlerden de korumak zorundayız.
Ölüm bizim için sürpriz değil, ancak sağlıklı yaşam çok önemli, sonuçta yıllarca bize hizmet eden bedenimiz toprak olacaktır.
Günümüzde sağlıklı ürünlere ulaşmakta çok büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.
Küresel sermaye, gıda sektöründe sağlıksız ürünler ile insanların sağlığını bozmakta ve ilaç sektörü, sentetik ilaçlar üreterek tedavi yöntemleri sunmaktadır.
Bu sistem sayesinde inanılmaz bir rant elde edilmektedir.
Sentetik ilaçların faydası olmakla birlikte, yan etkileri de bilinmektedir.
Böylelikle organlardan biri tedavi edilirken diğer organlara zarar verilmektedir ve ilaç sanayinin kazancı için bu çok gereklidir.
Biz tüketiciler hastalanmak istemiyoruz.
Temiz hava, temiz su, temiz çevre istiyoruz.
Temiz, sağlıklı ve doğal besin maddeleri istiyoruz.
Genleri ile oynanmış sağlıksız gıda maddeleri istemiyoruz.
Yerli tohumlarımızla sağlıklı besinler üretilsin istiyoruz.
Koruyucu hekimlik hizmetleri bekliyoruz.
Beş yıldız hastanelerimiz olsun; ancak biz yine de hastalanarak, devletimize, milletimize yük olmak istemiyoruz.
Devlet ve özel hastanelerimiz çoğaldı ancak hasta kuyrukları da çoğaldı.
Bu hasta kuyrukları neden, niçin, nasıl oluştu sorgulamamız kaçınılmaz oldu.
Toplumun temel gıda maddeleri sayılan ekmek ve su da dahi sağlıklı ürünleri arar olduk.
Buğdayın en yararlı elementi olan, kepeği alınmış undan üretilen, birçok kimyasal içeren, beyaz ekmeği tüketmek istemiyoruz.
Beyaz ekmeğin başta damar sertliği, diyabet ve daha birçok hastalıklara neden olduğu uzmanlarca uyarılıyor.
Diğer sağlıksız paketlenmiş endüstriyel gıda maddeleri tüketmek istemiyoruz.
Devletimizin sağlık ve gıda ile yetkili bakanlık ve kurumlarından, sorunlu değil, sorumlu davranış ve kararlar beklemek hakkımız.
Son yıllarda, bazı ülkelerde tıp bilimleri doğaya yöneliyor.
Bugünkü tıp bilimlerinin alternatif tıp bilimlerine dönüşeceği öngörüleri var.
Bazı ülkelerde bu bilimlerin öğretildiğini ve çalışmalar yapıldığını görüyoruz.
Bu konunun, yetkililerine ve uzmanlarına sorumluluklarını hatırlatıyoruz.
Biz vatandaşlara kulak veriniz lütfen.
Ölümden önce hayatın; hastalıklardan önce sağlığın değerini bilmek lazım.
Sözün Özü;
Ömrün değerine hiçbir bedel biçilemez.
Yaşamakta olduğumuz Koronavirüs (Covid 19 ) salgını ilk değil; son da olmayacaktır.
Uzmanlar tarafından, son yıllarda artış gösteren salgın hastalıklardan korunmak için bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz vurgulanmaktadır.
Vücut direncinin düşmesi ile birlikte kişi, hastalıkların açık hedefi haline gelmektedir.
Uzmanlara göre güçlü bağışıklık sistemi için doğal besinleri tüketmek, bazı besinlere ise daha fazla ağırlık vermek gerekmektedir.
Beslenme uzmanları, doğal besinlerle dengeli ve düzenli beslenmenin, vücudun hastalıklara karşı direncini yükselteceğini belirtiyor.
Bizim kültürümüzde, birey olarak, herkes sağlığından sorumludur.
Vücudumuzu yaşam boyu verimli kullanabilmek için beslenmemize dikkat etmekle birlikte; onu zararlı etkenlerden de korumak zorundayız.
Ölüm bizim için sürpriz değil, ancak sağlıklı yaşam çok önemli, sonuçta yıllarca bize hizmet eden bedenimiz toprak olacaktır.
Günümüzde sağlıklı ürünlere ulaşmakta çok büyük sıkıntılar yaşanmaktadır.
Küresel sermaye, gıda sektöründe sağlıksız ürünler ile insanların sağlığını bozmakta ve ilaç sektörü, sentetik ilaçlar üreterek tedavi yöntemleri sunmaktadır.
Bu sistem sayesinde inanılmaz bir rant elde edilmektedir.
Sentetik ilaçların faydası olmakla birlikte, yan etkileri de bilinmektedir.
Böylelikle organlardan biri tedavi edilirken diğer organlara zarar verilmektedir ve ilaç sanayinin kazancı için bu çok gereklidir.
Biz tüketiciler hastalanmak istemiyoruz.
Temiz hava, temiz su, temiz çevre istiyoruz.
Temiz, sağlıklı ve doğal besin maddeleri istiyoruz.
Genleri ile oynanmış sağlıksız gıda maddeleri istemiyoruz.
Yerli tohumlarımızla sağlıklı besinler üretilsin istiyoruz.
Koruyucu hekimlik hizmetleri bekliyoruz.
Beş yıldız hastanelerimiz olsun; ancak biz yine de hastalanarak, devletimize, milletimize yük olmak istemiyoruz.
Devlet ve özel hastanelerimiz çoğaldı ancak hasta kuyrukları da çoğaldı.
Bu hasta kuyrukları neden, niçin, nasıl oluştu sorgulamamız kaçınılmaz oldu.
Toplumun temel gıda maddeleri sayılan ekmek ve su da dahi sağlıklı ürünleri arar olduk.
Buğdayın en yararlı elementi olan, kepeği alınmış undan üretilen, birçok kimyasal içeren, beyaz ekmeği tüketmek istemiyoruz.
Beyaz ekmeğin başta damar sertliği, diyabet ve daha birçok hastalıklara neden olduğu uzmanlarca uyarılıyor.
Diğer sağlıksız paketlenmiş endüstriyel gıda maddeleri tüketmek istemiyoruz.
Devletimizin sağlık ve gıda ile yetkili bakanlık ve kurumlarından, sorunlu değil, sorumlu davranış ve kararlar beklemek hakkımız.
Son yıllarda, bazı ülkelerde tıp bilimleri doğaya yöneliyor.
Bugünkü tıp bilimlerinin alternatif tıp bilimlerine dönüşeceği öngörüleri var.
Bazı ülkelerde bu bilimlerin öğretildiğini ve çalışmalar yapıldığını görüyoruz.
Bu konunun, yetkililerine ve uzmanlarına sorumluluklarını hatırlatıyoruz.
Biz vatandaşlara kulak veriniz lütfen.
Ölümden önce hayatın; hastalıklardan önce sağlığın değerini bilmek lazım.
Sözün Özü;
Ömrün değerine hiçbir bedel biçilemez.
OSMAN VURAL
ALGI
mail_outline : vurallar1@hotmail.com
Diğer Makaleler
- Fayton; Antalya'nın tek nostaljisi...
- Köy Mahalle olunca!..
- Doğadaki dostlarımız ve sokak hayvanları
- antalya'nın sembol çiçeği; Ful
- Üçüncü Sektör
- 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü
- Ömre bedel biçilemez
- Siyaset ve Demokrasi
- Hafıza Kaybı
- Doğal Afetler, Yangınlar, Sel, Deprem ve Salgın Hastalıklar
- Soykırım!..
- Eski Bayramlar...
- Yüz yüze Eğitim
- Turgut Özal seneyi devriyesinde anılıyor
- Felsefeci Asım Hoca
- Siyaset ve Bir Anı
- Bir Anı Bir Facia
- Başlarken
- Tarihimizde En Önemli Kırılma Noktası
- Tıp Bayramı
- Falezler; Doğa Harikası
EN ÇOK OKUNAN
- Bakan Mehmet Nuri Ersoy Back to Travel 2022'de konuştu; 'Turizmde hedeflerimiz büyük’’
- Subaşı; “Kentlerin geleceği oldu-bittiye getirilemez”
- Alman turizm sektörünü bir Türk bir araya getirdi :
- Ukraynalı baba cinnet geçirdi
- Tarihi Kaleiçi Yat Limanı’nda deniz dibi temizliği
- ‘Türk turizminde Almanlar yeniden bir numara olacak’
- Konyaaltı’nda işçileri sevindiren zam
- Muratpaşa'da Vezne saatleri düzenlendi
- Mavi Kelebekler son deplasmanda galip
- Muratpaşa Belediyespor’da yeni yöneticiler
- İki Ucu Keskin BıçakDR. ALİ YILMAZ
- Bu Misafirlik Bitsin Artık!DR. ALİ YILMAZ
- Böcek Büyük Yara AldıDR. ALİ YILMAZ
- Aslanlar kendi öykülerini yazmadıkça!..iBRAHİM UYSAL
- Tavık mı, Cigara mı?AHMET TEK
- Gezdim Anadolu\'yuiBRAHİM UYSAL
- Devlet, Cumhuriyet, Demokrasi, OligarşiiBRAHİM UYSAL
- Devlet Ne İşe YarariBRAHİM UYSAL
- 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın Önemi Ve Kutlama EsaslarıKEMAL KARAKUZEY
- Konuşuyoruz, konuşuyoruz, anlaşamıyoruz!.iBRAHİM UYSAL
