“Sen onurlu olanı yaptın’’ dedi yaşlı adam.
‘’Planlanmış büyük! kurgu içinde logo taşları arasında uyumsuzluk gösterdin ve yalnız kaldın ama hiç beklemediğimiz bir cesaret ile apayrı bir yol çizdin’’ demek yerine bu anlamsız cümleyi kurabildi ancak.
Cesaret nedir? Öfkenin aşırı olmama, kontrol altında olma hali, olaylar karşısında ölçülülük durumudur. Sorarım şu modern! dünyada ki Hz.Adem’lere, kaçınız Hz. Yusuf’un Züleyha karşında gösterdiği cesareti gösterdi veya gösterebilir acaba ? Sadece vicdanınıza cesaret ile cevap verin yeter.
Nefsini eğitime almadığı sürece cesaret ile davranma şansı yoktur insanoğlunun. Bu eğitim zorludur ve herkesin harcı da değildir.
Kişisel zaaflarınız (şan, şöhret, mal, mülk, şehvet vb), ideolojik yaklaşımlarınızı belirlemişse eğer, nefsinizin size yaptırdığı tüm kötülükleri, bırakın başkalarının uyarılarını dinlemeyi, kendi özünüzde dahi tartışmaz, eritir yok sayarsınız.
Bedelini ödeyemeyeceğiniz hatalar yaparsınız, eğer sizin için önemli bir şeyi kaybetmek ve/veya kaybedecek olmak adına nefs klozetini kapatmazsanız. O klozeti kapatmak ile iş bitse yine iyi. Birçoğuna misssler gibi gelen o iğrenç kokular daima sızacaktır oradan ve -MIŞ gibi yaşayan insanlar da , dünyevi değerleri ile sizi yola getirmeye çalışacaklardır. Ama sızan kokuların nefs klozetinden geldiğini öğrenmişseniz ve/veya öğrenmeye hevesli iseniz eğer, papuç bırakmayacaksınızdır bu fakru-zarurete. Tabi hayat boyu göz açıp kapama mesafesinde olan sınavın ve öğrenme sürecinin devam edecek olduğunun bilinci ile de yaşayacaksınız.
Bütün sosyal ve psikolojik olayların temelinde güven ve samimiyet vardır. Güven ve samimiyet merkezdir ve eğer merkezde tutmaz veya zihin bulanıklığı ile tutamaz iseniz, sadece egonuzu tatmin edebilirsiniz. Ayrıca nefs klozetiniz açık olacağı için de çok kolay emir alırsınız ve aynı şekilde de kolay emir verebileceğinizi hayal edersiniz. Kolay emir verme hayaliniz bilginin hâkim olduğu gruplarda gerçekleşmez ve/veya gerçekleşemez. Söylemek zorundayım ki ilmí bilgi ve tecrübe tüm eşitlikleri bozan tek kaynaktır ancak bu kaynağa sahip olmayanlara emirlerinizi verirsiniz fakat hayalinizde ki üstün! başarıya ulaşamazsınız.
İnandıklarınız için, ilkeleriniz için, değerleriniz için insanlar ile kavga edecek cesaretiniz olmalı. Entrika odaklarının ve/veya magazin çevrelerinin benimsediği iletişim biçimi olan dedikodular ile değil, bilginiz ile birikiminiz ile kavga etmelisiniz. Beyler - bayanlar, kavga edecek cesaretiniz olmalı, arkadan iş çevirmek bizim kültürümüzde başka kelimeler ile izah edilir ama bu yazıda o kelimelere yüklenmeyelim. Yırtık vicdanınız ile nefes almaya çalışırsınız ve istinasız başarısız olursunuz diyelim yeterli olur sanırım.
Doğruluk en az güven ve samimiyet kadar önemlidir.
Kendi hedeflerinize ulaşmak adına, insanları özelliklerine göre kullanabileceğiniz çarkın zinciri gözüyle bakarsanız eğer, heveslerinizi üzücü, çok da acınası bir durum ile tatmin etmekten öteye gidemezsiniz.
Ey insanoğlu! Başkasına, başkalarına karşı değil, kendimiz için erdemli bir hayat istiyorsak eğer, yırtık vicdanlara tenezzül etmeden her daim kendi iç özümüzle, aklımız, vicdanımız ve sürekli zenginleştirip geliştirdiğimiz bilgimiz ile kararlar alalım, aldıralım.
Cesaretle aydınlıkta yürüyebildiğimiz nice yollarımız olsun.