Darbe, korku ve zevzekliği
Ülkede alınan ve bazı kesimleri haklı olarak rahatsız eden kararlar protesto edilmek isteniyor. Bu kararların son örnekleri Boğaziçi Üniversitesindeki yandaş rektör değişikliği, kadın haklarına ilişkin İstanbul sözleşmesinin iptali, kanal yapma inat ve ısrarı, Montrö anlaşmasına ilişkin tehlikeli görüşlerdir. Bunlara karşı çıkanların vay haline… Basın açıklaması yapamazlar, yürüyüşe kalkışamazlar, bildiri yayınlayamazlar. Tümüne kamu düzenini ihlalden başlayıp, türlü suçlamalarla hepsi teröristmiş gibi yaka paça sürüklenerek götürülürler. Bu fotoğraflar kamu vicdanını ciddi olarak yaralıyor.Güvenlik güçlerine, zaman zaman haklı olsalar bile büyük zararlar veriyor.
Eyleme kalkışmadıkça, taşkınlık yapmadıkça, protestoları nümayişe çevirmedikçe, yürümenin ve görüşlerini pankart yada afişlerle anlatmaya çalışmanın bir cezası olamaz. Can çekişmekte olan ciddi devlet yönetimimiz hala ayaktaysa, bazı konulardan şikayetçi olanların tepkilerini hoş görmeli ve protestolarına da kulak vermelidir. Boğaziçi öğrencileri ne istiyor? Devleti yöneten kadro, bu istekleri samimiyetle dinlemek ve anlamak yerine, öğrencilere düşmanca bir tavrın içine niye giriyor ki..? İstanbul sözleşmesinden vazgeçilmesini protesto eden kadınları dinlemek ve anlamak yerine, onları niye yerlerde sürüklüyor, itip kakıyoruz ki? Hayatlarını tehlikeye atarak sağlığımızı korumaya çalışan sağlık personelinin haklı isteklerine, neden cop sallarız ki?
Önce 126 emekli diplomat, sonra 104 emekli amiral, şimdi de 100 emekli milletvekili ile 46 deniz aslanı,ilerde telafisi mümkün olmayan yanlış kararların alındığı endişesiyle bildiriler yazıyor, açıklamalar yapıyorlar. Diplomatlarla emekli milletvekillerinin ve deniz aslanlarının görüşleri fazla gürültü koparmadan geçiştiriliyor ama, amirallerinkinde kıyametler kopuyor. Neymiş, amirallerin açıklamasından darbe kokusu geliyormuş.Bırakın efendiler yapmayın,bir bardak suda fırtına koparıp,paranoyaları beslemeyin.Hepsi de birbirinden kıymetli olan o amiraller kolay yetişmedi.Çoğuna kumpaslarla ve düzmece senaryolarla hayatı zindan ettik, bazılarını hapislerde çürüttük. Deniz hukukunu, uluslararası denizle ilgili anlaşmaları en iyi onlar bilirler. Montrö’yü kurcalamanın tehlikelerini siyasetçilerden iyi bildikleri içindir ki, bir uyarı metnini kaleme alma lüzumunu hissetmişler.Bir bahriyeli olarak çoğunu tanırım. Hepsi de iyi yetişmiş,bu vatan için gözlerini kırpmadan hayatlarını verecek değerde askerlerdir.Hepsini toptan darbeci olarak suçlamak,belki siyasilere bir miktar prim kazandırır ama,devletimize ve milletimize hiçbir şey kazandırmaz.
Onları gözaltına almak yerine, uyarılarından yararlanacak bir yönetime sahip olsaydık eğer, Türkiye’nin yarınına yönelecek uluslararası tehlikeleri yaşamazdık.Ne yazık ki diyaloga kapalı, tecrübe ve bilgilerden yararlanmak yerine, kendi doğrularına sarılarak yürümeyi tercih eden bir idaremiz var. Ne sivili dinliyor, ne askeri, ne diplomatı, kendisi gibi düşünmeyenleri vatandaş yerine bile koymuyor. Kavga ve gürültüden, sorun ve problemlerden beslenen bir idari modelimiz var ki, böyle bir model demokrasi fotoğrafının hiçbir yerine girmiyor. Sadece iktidarı değil Türkiye’yi bu hale getiren,muhalefeti de genelde seyirci kalıyor olumsuz gidiş ve gelişmelere.
Bazı siyasetçiler amirallerin rütbelerinin sökülmesini, maaşlarının kesilmesini, lojmanlarından atılmasını ve kendilerine verilen korumaların geri alınmasını istemişler. Çok ayıp ve yakışıksız bir talep bu. Böyle bir yol açılırsa, milletin büyük bir kısmı da ettiği yemine sadık davranmayan ve Anayasa ile pek çok yasayı devamlı ihlal eden siyasetçilerin de maaşlarının kesilmesini ve kendilerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını isteyebilirler. Öfke ile kızgınlıkla devlet yönetilmez.Hafızası kuvvetli olanlar,amirallerin uyarı bildirisini darbecilikle suçlayan Devlet Bahçeli’nin, 2004 yılında yazdığı (AKP iktidarına uyarı) mektubunu 313 generale göndermesini hemen hatırlarlar. O uyarı darbeciliği çağrıştırmıyordu da, amirallerinki mi çağrıştırıyor? Amirallerin uyarısına (zevzeklik) diyen Meral Akşener’e ne demeli? Kendisini takdir eden ve destekleyen, ilk seçimde de oyunu ona vermeyi düşünen yüzbinlerce kişiyi üzdü ve şaşırttı. Politikada buna (siyasi intihar) diyorlar. Sorumlu bir politikacı, ağzından çıkan lafın nereye gideceğini ve sonra kendisine nasıl döneceğini bilmelidir. Meral Akşener’e kızanlar, sosyal medyayı sallayıp durmakla kalmadılar, onun yıllar önce Fethullah Gülen’i öven videosunu da hemen yayınladılar.
Türkiye’nin çok ciddi sorunları çözüm beklerken, üstelik dünyaya büyük zararlar veren Korona gibi korkunç bir salgınla boğuşurken, bir bardak suda fırtına koparmak kimseye bir şey kazandırmaz. Tenkitleri, şikayetleri, farklı görüş ve düşünceleri tepkiyle karşılamak yerine,onlardan yararlanmak daha akıllıca bir davranış olmaz mı?
MAKALE Yorumları
Diğer Makaleler
- Darbe, korku ve zevzekliği
- Kırmızı Sana Çok Yakışıyor
- Ahh Bodrum vah Bodrum!..
- ''Ne Mutlu Türk’üm Diyene''
- Ürkütücü Bir Tablo
- Eylem Planının eksikleri
- Bir Bodrum Aşığına Veda
- Eylem Planı Hakkında
- İnata İnat İnatçılığı!..
- Bodrum için koalisyon
- Milletin şehit gözyaşı
- Anayasa Değişikliğinden Önce
- Bir Genel Değerlendirme
- Şu Marinalar Meselesi
- Kışlık Bodrum Rötgeni
- Aşı ve Kapattığımız Kurumlar
- Sağlık mı Ekonomi mi?
- İktidar-Basın İlişkileri
- İnat ve Israrla Başlangıç
- Yeni Bir Yıla Yelken Açarken
- İnattan Vazgeçme Gereği
- Çevreye Ankara Ateşi
- Ekonomi ve Doğanın İntikamı
- Bu Röntgene Dikkat Edin
- Şaka Gibi Yönetim
- Turizm Bakanı Hakkında
- Türkiye İle Bodrum’un Sorunları Aynı
- Bir Tuhaf Bodrum Kış’ı
- Acı Reçeteyi Yazarken
- İşin Şakaya Gelir Tarafı Yok
- Bekir Coşkun Anısına
- Farklı Bir Bodrum’a Doğru
- Yanlışta Israr Etmemeliyiz.
- Vakit Giderek Daralıyor
- Gökova Kontrolü
- Sağlık Alarm Veriyor
- Geçmiş Olsun Bodrum
- Doğayı Bitiriyoruz
- Pembe Masallar ve Pembe Pro
- Korona-Okullar-Ekonomi ve Tatil
- 65 Yaş-Diyanet ve CHP
- Kıbrıs Türk’tür Türk Kalacak
- Günlük Yaşam Şikayetleri
- Ayasofya-İktidar ve Muhalefet
- Neye İnanacağımızı Şaşırdık
- Plajlar-İskele Ve Koyların Geleceği
- Bodrum’un Son Fotoğrafı
- Kitap Dünyasında Gezinti
- Bodrum Müzesinin Hazin Hali
- Maske Ve Açıklık Rejimi
- Esengül Valimizi Uğurlarken
- Yasakların Kalkma Zamanı
- Sadun Boro'suz Beş Yıl
- Çevre Nutukla Korunmuyor
- Normale Dönüş Gecikmemeli
- Akılcı Önlem İhtiyacı
- Çevre ve İç Turizm Dinamiği
- Lider Yanlışta Israr Etmez
- Halük Levent’e Dokunmayın Bari
- Turgut Özal'ı anıyor ve arıyoruz
- Tasarruf Yapmak Varken
- Ortak Akıl İhtiyacı
- İnat Virüsüne Bulanmak
- Korona’dan Tehlikeli Virüsler
- İç Ve Dış Virüslere Dikkat
- İç Siyasette Ateşkes Gereği
- İç Siyasette Ateşkes Gereği
- İç Siyasette Ateşkes Gereği
- Türkiye’nin Menfaati İçin
- Gerçekler ve Muhalefet
- Hayat Devam Ediyor
- Bize Ne Lazım?
- Kızılay Kan Kaybediyor
- Deniz Taksi geliyor
- Muğla’dan Bodrum’a Projeler
- Geleceği İyi Planlamak Gereği
- Bir Değerimizi Kurtaralım
- Nasıl Bir Türkiye?
- Yanlışları Düzeltmek Mümkün
- Bir Çakarlı Aracınız Eksikti
- Bodrum’dan Çıkan Dans Milli Takımı
- Vergi mi Tasarruf mu?
- Suyu Arayan Bodrum
- Hesapsız Kitapsız Projeler
- Sakın Keçiler Yemesin!..
- Ufukta Tasarruf Yok
- Korkunun Ecele Faydası Yok
- Ümmete Değil Millete Sahip Çıkma Gereği
- Bodrum’da Davos Rüzgarı
- Cumhuriyet-Osmanlı tapu savaşı
- Yaşadığımız yere borcumuz var
- 50-60 Yıl Geriye Gittik
- 50-60 Yıl Geriye Gittik
- Balık Baştan Kokar
- Bodrum İçin Ankara’ya
- CHP ne Yapmak İstiyor?
- Şikayet Yerine Çözümde Buluşma
- Işılay Saygın ev Murat Dedeman
- Yangınlar-Doğa Sevgisi-Gençlerimiz
- Komşuda da İşler İyi Değil
EN ÇOK OKUNAN
- Sağlık memuru genç yaşta kansere yenik düştü
- Okan Çelebi Vefat etti.
- Döşemealtı'nda kan donduran cinayet
- Pandemide mahallelinin hediye ettiği bisiklet ekmek kapısı oldu
- Başkandan ilk demeç; ‘Birinci parti olacağız’
- Korkuteli yolunda trafik kazası: 2 ölü, 2 ağır yaralı
- Antalya'da mehteranlı ''Kız İsteme' ye ceza yağdı
- Kayıp hemşire, uçurum ve ormanlık alanda aranıyor
- Aynı gün Korona virüsten ölen ikiz kız kardeşler yan yana defnedildi
- Antalya Kültür Sanat’tan “Güncel Antalya’nın Kadim Suları” Sergisi
- İnsanlık Onuru Her Şeyin ÜstündedirDR. ALİ YILMAZ
- Renkler, Zevkler ve Antalya’nın LogosuAHMET TEK
- 21. Yüzyılda İslam Ahlakı ile Yaşamak Sorunsalı...ALİ TUR
- Arılar ve İnsanlarAHMET TEK
- Hava Bile Haram, Hava Bile!DR. ALİ YILMAZ
- "Osmanlı Torunuyum" Diyenler-1PROF. DR. RAMAZAN DEMİR
- Edi Rama, sanat ve insan davranışları HAKKI GÜLEÇ
- Kesip SakladıklarımdanDOÇ. DR. İBRAHİM BAYKAN
- Türkistan’da Şiiliğin Çıkışı, Şah İsmail ve Babür.MUHARREM YELLİCE
- Çözüm odaklı danışman yaklaşımı HAKKI GÜLEÇ
