Son Gelişmeler

Sevgili okurlarım,

En son yazımdan bu yana epey bir zaman geçti… Ne yazmam gerektiği ile ilgili çok düşündüm. Ne de konu seçmekte zorlandım. O kadar çok konu var ki yazılacak, hangi birini yazayım derdine düştüm. Bu da bende bir karasızlık oluşturdu.

Turizm ile ilgili son gelişmeleri aktarmak istiyorum.  Bayram tatili için turizmciler 10 gün olması için bastırıyorlar. Şu sıralarda da Bakanlar Kurulu bu konuyu görüşüp karara bağladı ve 10 gün tatil olduğu açıklandı.

Ancak, Şeker Bayramı’nda yaşanan rezervasyon sıkıntılarını biliyorsunuz; hatırlatmama gerek yok…

Ege bölgesinde fazla rezervasyon veya çifte rezervasyon - her ne şekilde isimlendirirseniz isimlendirin bunun adı “dolandırıcılıktır” - yapıldı. Her şey unutulup gidiyor. Rezil olanlar ve tatillerini yaşayamadan sefil olanlar, otel kapılarında kalanlar… Sonuç ne oldu?

Birileri paraları toplayıp tüydü…

Hep söylerim, bu millet bu kadar saf ve her şeye inandığı sürece “Sülün Osmanlar” eksilmeyecek , yok olmayacaktır.

Şimdi de Bayram yaklaşıyor… Kamu spotu ile vatandaşı uyarmak gerekiyor..Yalnız bu spotları en çok izlenen dizilerin arasına koymalarında fayda olacaktır. Başka bir şey seyretmedikleri için belki dizilerin arasında görüp birazcık neler döndüğünü anlarlar… Dolandırıldıkları zaman otel kapılarında “Nerede bu devlet” demekten vazgeçerler.

 

Diğer bir konu da şu… Bazı vatandaşlar, özellikle okul ve kamu kurumlarında çalışan, kendilerini diğerlerine göre uyanık görenler, kendi gezilerini kendileri düzenlerler.. Alt tarafı bir araç kiralayıp bir de güzergah belirlediğiniz zaman sadece otobüs ücretini bölerek ucuza mal ettiklerini zannederler. Her şey yolunda ise kimse bir şey sorgulamaz. Herkes son derece memnundur. Gezi bitiminde bir dahaki gezinin ne zaman ve nereye olacağını sorarlar. Ne zamana kadar? Ta ki bir kaza oluncaya kadar…

Efendim, aracın lastiği kabakmış, vay efendim kaptan yorgunmuş, araç eskiymiş, bakımsızmış… Yetkililer de kazaya kılıf bulma yarışına girerler…

Hatırlarsınız yıllarca önce İzmir’den bir otobüs okul gezisi organize edilmişti. Bildiğiniz gibi otobüslerimiz o günlerde 46 kişilik idi. Şartlara uygun otobüs üzerinden gerekli evraklar hazırlandı ve izin alındı. O günün şartlarında okul gezileri için Milli Eğitim Bakanlığı 3 yaş sınırı getirmişti. Ancak, sabah gelen otobüs izin alınan otobüs değildi. Dediler ki arıza yaptığı için bu otobüs ile gidilecek… Daha ucuza getirebilmek için 46 kişilik otobüse çocuklar ebeveynleri ile birlikte 65 kişi bindiler. Kapadokya’ya doğru yola çıktılar. Yol boyunca 5 Trafik kontrolünden, şoförün yat komutuyla otobüsün içinde aralara sıkışarak kamufle olup, kontrollerden yırttılar.

Her neyse, dönüşte kaza oldu ve yaklaşık 30 çocuğumuz hayatlarını kaybettiler.

Kim suçlu?

Bence başından itibaren bu olaylara göz yuman, daha ucuza mal edebilmek için her şeye katlanan ve çocuklarının kaza neticesinde ölümlerine sebep olan EBEVEYNLER!

Sevgili okurlarım, belki çok acımasız olduğumu düşünebilirsiniz. Vicdansız diyebilirsiniz. Evlatları ölmüş, acıları çok büyük dersiniz. Ateş düştüğü yeri yakar dersiniz. Her seferinde bu tarz olaylar karşısından KADER diyebilirsiniz. Bunun kader ile ne alakası var? Siz eşeğinizi sağlam kazığa bağlamayacaksınız, eşek kaçacak ve sonra siz gelip eşeğe sahip çıkmadı diye kimi suçlayacaksınız?

“Önce eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra Allah’a emanet et” derler. Hiç duymadınız mı?

Şimdiden kazasız belasız bir Bayram tatili dileklerimle yollar kan gölüne dönmesin diyerek sevgilerimi sunuyorum.

Hoşça kalınız…

Dostça kalınız…

Saygılar

Mustafa Egemen

Yayın Tarihi
16.08.2017
Bu makale 1559 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!