ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE

Rauf DENKTAŞ’ın ölümünün 8 ‘inci yıldönümü

           Değerli kardeşlerim ve yüreği insan sevgisi odaklı Atatürk Sevdalısı yurtsever dostlarım. Herkese selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Acımız çok büyük ve Kıbrıs Türkünün mücahidi, bağımsızlık ve özgürlük davasının Lideri, Atatürk Sevdalısı, yüreği güzel insan ve de KKTC nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş' ın ölümünün 8 nci yıl dönümünde onu minnet ve şükranla anıyoruz. Türk ulusu olarak başımız sağ olsun. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet ve ruhu şad olsun.

       Kıbrıs Türk halkının çektiği acıları ben çocukluğumdan başlayarak tanık olmuştum. Rum radyosunun “ bekledim de gelmedin “ şarkısını söylemesini hiç unutamıyorum. Antalya’da yaşayanlar bu radyoyu rahatlıkla dinliyorduk. Antalya Lisesi 2’nci sınıfında okurken 20 TEMMUZ 1974 tarihinde Başbakan Bülent Ecevit’in önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’ nin yaptığı Kıbrıs Barış Harekatı ile Kıbrıs Türkü’ nün özgürlüğüne kavuşmasında çok büyük hizmetleri vardır. Rumların Muratağa ve Sandallar köylerinde yaptığı katliamların ve özellikle uçağı Rum bölgesinde düşen pilotumuz Cengiz Topel’e yapılan işkencelerle şehit edilişi daha dün gibi aklımdadır.

      Kıbrıs’ın benim yaşamımda yeri çok büyüktür. Çünkü savaştan 9 yıl sonrasında iki yıl görev yaptım ve bir topçu subayı olarak çok büyük deneyimler kazandım. İlk çocuğum olan oğlum 14 Ocak 1984 yılında Lefkoşa’da doğdu ve kadere bakın ki oğlum 2004-2009 yılları arasında Magosa’daki Doğu Akdeniz Üniversitesi’ nde okudu.

      Kendilerini 1983-1985 yılları arasında çok zor dönemlerde tanımıştım. Üsteğmen rütbesiyle Kıbrıs'ta görev yaptığım dönemde ve hatta KKTC nin bağımsızlığının ilanı ve devlet olarak 15 Kasım 1983 tarihindeki kuruluşunu savaş psikolojisi ortamında birlikte yaşadık. Kıbrıs’ta yapılan bir düğünde birlikte bulunduk ve düğünde hiçbir protokol kurallarına uymayan doğal ve babacan davranışlarıyla beni çok etkilemişti. Düğüne herkesten önce gelmesi ve kendisine ayrılan masada güler yüzlü ve sıcak yaklaşımlarına çok şaşırmıştım.

      Kendileriyle yaşamım boyunca unutamayacağım anılarım oldu. Onları ileride anılarımı yazmak zamanı geldiğinde tüm halkımla paylaşacağım. Çünkü ülkemizde kamu ve özel tüm birimlerde bir konumu olup ulaşılmaz ve halktan kopuk ve ukala davranışlarıyla karşılaştırdığımızda ne kadar insan sevgisi odaklı bir kişilik ve karaktere sahip olduğuna tanıklık etmiştik. Cumhurbaşkanı Denktaş 'ın başyaveri ve Harbiye’den okul arkadaşım Kıbrıslı Kurmay Albay Naci Erçal kardeşimin planlaması ile tahminen 02 Temmuz 2009 da Lefkoşa’daki evlerinde kendilerini ailemle birlikte ziyaret etmiştik. Beni evinde kapıda ayakta bekleyerek karşılaması ve insani değerlere verdiği önemi asla unutmayacağım ve saygıyla bütün ömrüm boyunca kendisini anacağım.

      Kendisinin deniz aşığı olduğunu öğrendiğim için Ankara'dan gümüş bir yelkenli alıp hediye etmiştim. Yaklaşık iki saatlik sohbetimiz esnasında aramızda tarihi ve çok önemli birkaç konuya değindik. Kendisi Cumhurbaşkanı olarak 1984 yılı sonbaharında Topçu atışlarımıza gelmişti. Ben de Üsteğmen rütbesinde Gözetleyici Sb. olduğum için bana arazide gösterdiği hedefleri topçu silahları ateş altına alıyorduk. Bu aramızda geçen anılarımızı hatırlattım ancak artık yaşı ilerlediği için hatırlayamadı. Sanki baba oğul gibi ben ve ailemle sohbet etti. Dışarıda Denktaş ile görüşmek için İngiliz milletvekilleri gelmişti ve sıra bekliyorlardı. Bir kez olsun sohbetimizi kesmedi. Kendisine bu sohbet esnasında önemli bir soru sordum. Kendisine " Sayın Cumhurbaşkanım bir konuyu çok merak ediyorum. Gerçi ben basından biraz olsun konuya vakıfım. Sizin AKP iktidarı ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile ilişkileriniz nasıl? Uyumlu çalışabiliyor musunuz? Ortak çıkarlarda birlikte hareket edebiliyor musunuz?” diye sormuştum. Ancak bana verdiği yanıt tarihe geçecek olup, ileride bu olumsuz gelişmeler ve yaşananlar çok sorgulanacaktır. Sonra bana cevaben  " Ben bulunduğum konum itibariyle buna cevap veremem ancak ben sana önemli bir şey söyleyeceğim. Artık sen bu sözlerimden gereken yorumu yaparsın “  demiş ve ben Türkiye'ye geldiğimde bana makam aracı bile vermiyordu. Sağ olsun bana makam aracını Genel Kurmay Başkanlığı veriyordu” diye sözlerine devam etmişti.

      Kıbrıs mücahidi ve bu davanın önderi, Atatürk sevdalısı ve Türklük davasının fedaisine Türkiye'nin Başbakanı böyle davranıyordu. Ben de bu yapılan çirkin ve son derece üzücü olayı sizin takdirlerinize sunuyorum. Kendisini büyük bir saygıyla anıyorum. Sayın Denktaş' ın Türk ulusunun her bireyinde güzel anılarla ve kalplerinde büyük bir onurla yaşayacağına inanıyorum. Sağlıcakla kalınız.

Yayın Tarihi
15.01.2020
Bu makale 963 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!