GERONTOLOJİK BAKIŞ

Öğren ki, geri kalmayasın!

Gerontolojinin teorilerinden birine göre, insan yaşlılıkta sosyal yaşamdan geri çekilirse, bundan hem kendisi, hem de toplum memnun kalır. Bunun doğru olmadığı, sadece çok ileri yaşa erişmiş, bakıma muhtaç, yatalak yaşlılar için kabul edilebileceği kanıtlanmıştır. İnsan, aktif bir varlıktır. Gücü kuvveti, sağlığı, akli yetenekleri normal işliyorsa, insandan geri çekilmesini beklemek, doğasına aykırıdır.

Anlamlı, aktif ve memnun kılan bir hayata yelken açanların, bu umutlarının gerçekleşmesi için öğrenmeye ara vermeden devam etmeleri gerekir. Çinli filozof Laozi'nin dediği gibi, “Öğrenmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir; durursan geri çekilirsin.” Herkesi öğrenmeye motive edecek derecede güçlü bir söz şimdiye dek söylenememiştir. Yerinde saymayı maharet sayanların çıkardığı gürültüden bunu görebiliyoruz. Öğrenmeyi bir işkence gibi görenler, öğrenmemek için elinden geleni ardına koymayanlar, her zaman vardı ve bugün de vardırlar. Önemi ne kadar vurgulanırsa vurgulansın, her zaman insanların bir kısmını öğrenmenin önemi konusunda ikna edemeyeceğimizi kabullenmemiz lazım. 

Öğrenmeyi okul bilgisi ile sınırlı görenlerde görülen bu bilgisizlik göstergesini aşmak zor, ama denemeliyiz. Öğrenmenin kişiye göre anlamı ve önemi farklı olabilir. Fakat öğrenmeyen hiçbir kimse yoktur. Farkında olsun veya olmasın, yaşadığı sürece insan öğrenir. Çünkü ekmek ve su gibi öğrenmeye ihtiyacı vardır.

İnsanın gelişiminde pek çok aktör rol oynar. Önce anne ve babası, büyükannesi ve büyükbabası, diğer akrabalar, daha sonra öğretmenler, arkadaşları, diğer sosyal çevreler. Ama insanın ömür boyu gelişiminde en önemli aktör kendisidir.  İnsan, daima hedeflerini takip eder ve amaçlarına ulaşmaya çalışır. Bunları gerçekleştirebilmesi için öğrenmeye devam etmelidir. Kim, bu süreci aksatırsa, kendi hayatının mimarı olamaz. Hepimiz öğrenmeyi bırakmış, öğreniyor gibi yapan, ama yerinde sayanları tanır. Onlar boş teneke gibidir. Başkalarının laflarını tekrarlayıp dururlar, ama kendileri hiçbir düşünce üretemezler. Onların ne kendine, ne insanlığa faydası dokunur.   

Öğrenenler sosyal ve fiziksel çevrelerini de etkiler. Kavrayan ve anlayan bir varlık olarak, deneyim temelinde kendisinin ve çevresinin bir görüntüsünü oluştururlar. Öğrenen insanlar dış koşullara ve etkilere pasif şekilde tepki göstermez, aksine amaca ve geleceğe yönelik bir şekilde hareket ederler. Böylece bireysel gelişimlerini şekillendirmeye yardımcı olurken, toplumsal gelişmeye de katkı sağlarlar.

Yaşlılığı öğrenmenin sonu olarak değil, yeni bir başlangıcı olarak da görebiliriz. Şimdiye dek öğrendiklerimiz, bize henüz öğrenmediklerimizin bir göstergesi olabilir. Bilindiği gibi bilenler bilmediklerini de bilenlerdir. Bilgiçlerden uzak durun ve bilmediğini bilenlere yaklaşın. Onlar, öğrenmeye açık olanlardır. Teyp veya papağan gibi olmayın. Yaşama refakat eden öğrenme ile akıma karşı kürek çekmeye devam edin.

Yaşlılıkta, öğrenilecek şeylerin içeriği değişebilir. Kimimiz kültüre, tarihe, felsefeye, kimimiz tekniğe, biyolojiye, çevre sağlığına, kimimiz tamamen başka şeylere ilgi duyabilir ve bunlar hakkında yeni şeyler öğrenmek isteyebilir. Öğrenmenin hedefleri ve içeriği farklıdır, renkler ve zevkler tartışılmayacağı gibi, öğrenmenin hedef ve içeriği de tartışılamaz. Önemli olan “ne” öğrendiğimiz değildir, asıl önemli olan “öğrenmektir”.
Ne öğrenirsen öğren, ama öğren! 

Yaşlılıkta genellikle nelerin öğrenmeye değer, nelerin artık değmez olduğu sorusunun önemi de artar. Yaşlılıkta mesleki kariyer için öğrenmek gerekmez. Geriye kalan yaşam süresinde ihtiyaç duyulan bilgilerin içeriği değişir. İnsanın ömür boyu süren öğrenme ihtiyacının karşılanmasında bunun dikkate alınması şarttır.

Özellikle yaşam süresinin uzadığı, yaşlıların hızla çoğaldığı toplumlarda, yaşlılık ve öğrenme arasındaki ilişkilerin önemi de artmaktadır. Öğrenme nedir? Öğrenme, daha önce bilinmeyen yeni bir şeyi bilmektir! Sadece okulda yapılan bir eylem değildir. Yaşlılıktan bağımsız, her yaşta öğrenme, yani ömür boyu devam eden öğrenme (yaşama refakat eden öğrenme), bilgi, beceri ve yeterliliklerin gelişmesine katkı sağlayan, bireysel, toplumsal ve istihdam perspektifinde gerçekleşen öğrenmelerin tümümü kapsar.

Yaşam süresinin uzamasına verilmiş anlamlı bir cevap olarak 60+Tazelenme Üniversitesi, yaşlılıkta öğrenmenin mümkün olduğu düşüncesinden hareket eden ve öğrenme yeteneğinin ve isteğinin yaşlılıkta da azalması gerekmediği fikrini odak noktaya koyan, yaşlı eğitimi modelidir. Bu model ile 2016 yılından beri binlerce yaşlıya öğrenme olanağı sunduk ve onu devletimize 2020 yılında yürür vaziyette teslim ettik. Böylece yaşlı eğitiminin ülke çapında bir olanağa dönüşmesini de sağlamış olduk.

Yayın Tarihi
28.04.2022
Bu makale 821 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!