Nereye gidiyoruz?

Öğrenciler üşüyor, bunun için gösterileri iptal ettik’

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı yasaklama gerekçesini böyle açıklıyor yetkililer..

Komik bir gerekçe olduğunu kendileri de biliyor ama yasağın kılıfını bulmayı da çok iyi beceriyorlar.

Nedir 19 Mayıs’ın anlamı..

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a adım attığı ilk gün ve elbette milli bayram olarak kutlanmalı..

Gerçek ki AKP iktidar olduğu ilk günden bu yana Atatürk’e, Atatürk ilkelerine, Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet kurumlarına karşı bir duruş sergiliyor.

Özellikle milli bayramları sevmiyorlar, sevdirmemek için de her olanağı kullanıyor, çeşitli bahaneler ile yasaklar getiriyor.

19 Mayıs’ı yasaklama kararı Atatürk’e ‘Niçin çıktın Samsun’a ‘ demek anlamına da geliyor.

Dün ‘sırada ne var’ diye sormuştuk, aslında yanıtı ta bu sorunun içinde..

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı son yıllarda kutlanamıyor.

Terör ve doğal afetler Cumhuriyet’i sevmeyenlerin ekmeğine yağ sürdü adeta..

Geriye 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kalıyor, bu bayrama da bir kılıf uydurmakta zorlanmazlar herhalde.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın yasaklanmasına çabuk kılıf bulundu.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Önemli olan bunu kutlamaktır. Kıymetli olan statlar değil 19 Mayıs'tır. Şekle takılıp kalınmamalı" diyor.

Yani olay bu kadar basit.

Şunu demek istiyorlar :

“Biz istediğimizi yaparız, hiçbir engel de karşımızda duramaz’

Yani yüzde 50 oyla iktidar olmak onlara göre ülkeyi teslim almak anlamına geliyor.

Halka rağmen keyfi kararlar almak, geriye kalan yüzde 50’yi yok saymak gibi son derece tehlikeli bir durum söz konusu.

19 Mayıs’ı yasaklamak, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yapan milli iradeye de bir başkaldırı anlamını taşıyor.

Şurası yadsınamaz bir gerçek ki, son yıllarda milli ve manevi değerlerimiz inanılmaz bir hızla yozlaştırılıyor.

Cumhuriyet ve kurumlarına yönelik saldırılar ve ardından gelen akıl almaz uygulamalara karşı toplumsal bir direniş ne yazık ki görünmüyor.

Çünkü ülkemizde korku imparatorluğu yaratıldı.

Bireyler ve kurumsal büyük tehdit altında.

Herkes tedirgin, şaşkın, her an yeni bir şok endişesi yaşanıyor.

Herkes şu soruyu soruyor ‘nereye gidiyoruz’

Yanıtını bilen varsa beri gelsin.

BUGÜN 14 OCAK GURUR GÜNÜMÜZ
Meslek örgütümüz olan Antalya Gazeteciler Cemiyeti 28. yaşını tamamlamanın onur ve gururunu yaşıyor.

14 Ocak 1984’te kurulan Antalya Gazeteciler Cemiyeti, geriye kalan 28 yılda kentin ve ülkenin sorunlarına sahip çıkma bilincini ortaya koydu.

Hem Antalyalıların haber alma hakkını kullandırmaya, hem de toplumsal olaylara meslek örgütü sorumluluğu ile katılıp, çözüm önerileri öretme çabası içine girdi.

Gazetecilik zor ve çileli bir meslek.

Özellikle yerel basının sıkıntıları büyük.

Yaygın basının ücretsiz ekleri nedeniyle yerel gazetelerin rekabet şansı çok az.

Atatürk’ün ‘fazilet adaları’ dediği yerel basına gereken önem ve destek verilmiyor.

Yerel basın emekçileri çok zor koşullarda, ekonomik sıkıntıların arttığı bir süreçte görevlerini yapmaya çalışıyorlar.

Tüm olumsuzluklara  rağmen Antalya Gazeteciler Cemiyeti üyeleri sorumluluk duygusuyla hareket etme, kendi dertlerini öteleyerek Antalya’nın ve Antalyalıların sorunlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar.

Yayın Tarihi
15.01.2012
Bu makale 10254 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar

Yazara yargısız infaz uyguladığınız, aleni suçlamalarda bulunduğunuz, karşı fikir değil de saygı sınırlarını aşacak düzeyde hakaret ettiğiniz için yorumunuz yayınlanmamıştır. Bu tür yorumlar göndermeye devam ettiğiniz taktirde IP numaranızla savcılığa suç duyurusunda bulunulacaktır.

Editör


Aliye SENCAN 16.01.2012

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!