Millet isimli çocuk    

          Türklerde vatan ana, devlet babadır. Hatta Ünlü romancı Kemal Tahir'in 1967 de yayımladığı "Devlet Ana" adlı romanı bunu doğrulamaktadır. Romanda Osmanlı imparatorluğunun aşiretliğideki yaşam tarzı, adaletleri gelenek ve görenekleri konu edilerek nasıl devlet olma mertebesine yükseldiğıinin destansı bir ifade tarzı ile okuyucuya verilmesi sözkonusudur.
         Aile de devletin küçük modelidir. Yönetim, yaşam, görev ve sorumluklar, iş bölümü, paylaşım, adalet vb. kurallar birbirini takip ederek çoğalır. Elbette ki bunların başını sevgi çeker.
Nasıl ki devletin vatandaşına karşı sorumlulukları varsa, vatandaşın da ona karşı ödevleri mevcuttur.
            Devlet baba ile vatan anadan olma Millet isimli çocuk, onların hürriyet yorganımız dedikleri bayrağa sarılarak doğup büyürler. Bunun karşılığı olarak da uğurlarına seve seve canlarını vererek koruyup gözetirler.     
Toplum dediğimiz bireyler;  çalışmak, üretmek, vergi, askerlik gibi yüzlerce isimle çoğaltacağımız vazifeyle donanırlar.
           Aile de aynı devlet gibidir. Ebeveyn ve çocuklar birbirlerine karşı sorumludurlar.
Anne-babanın çocuğa karşı görevleri ilkin onlara güzel işim koymaktan başlar.
Peygamber Efendimiz zamanında bir devenin sütü sağılacakmış.
“Kim devenin sütünü sağacak?” diye Efendimiz sormuş. Birisi cevaplamış ben demiş. Efendimiz isminin "Mürre.” olduğunu duyunca otur demiş. Mânâsı: acı demekmiş çünkü. Câhiliye devrinden kalmaymış bu isim.
İkincisine sormuş . O da “Cemre.”demiş. Yani kor hâlinde yanan ateş.
Onu da kabul etmemiş.
Üçüncüsü benim adım: “Yaîş.” diyor. Canlı, yaşayan mânâsında.
“O zaman sütü sen sağ" demiş.

Efendimiz bazen gezdiği geçtiği köylerde isim sorarmış, eğer ruhu okşamazsa değiştirilmesini istermiş. Anne-babanın ilk vazifesi, evlâdına güzel anlamlı isim takmakmış.
Sonrasında helâl lokma yedirmek ardından davranışlarını kontrol etmekmiş.
Çocukların davranışları, onlara hissettirmeden dâimâ izlenmeli. Özellikle onların göz önünde yapamadıkları kabahati, gizli ve tenha yerlerde işlemelerine meydan vermemeli. Yani onları göz ardı etmemeli. Çünkü yalana alışır, riyâya alışır. O da kendinde şahsiyet hâline gelir.

Valla bence en önemlisi takdir edilmek.
Çocukların güzel işlerini takdir etmeli, mükâfatlandırmalı. Taltif edildiğinde övüldüğünde şevki artar ama hatâlarını da görmezden gelmemeli tabii ki. Eğer göz ardı edilirse, îkaz edilmeyen kusurlar başlar. Şımartma ve kapatma asla olmamalıdır. Müsamahada esneklikte  ölçü şarttır lakin ikazlarda tatlı dil kullanılmalı. Çocuk çocukluğunu da yaşamalı.

Hem devlet hem aile, her iki modelde de sevgi ve adalet başta gelir.

"Zor oyunu bozar" demişler.
"Zulümle abad olanın ahiri berbad olurmuş".
Yaşamak için yaşatmalıyız.

Bu bağlamda ananın- kadının önemini vurgulayan kahve tadında bir kıssa aktarmalıyım.
Harun Reşit, savaşta esir aldığı düşman generale 'Hayatını bağışlarım ama bir şartım var: Kadınlar hayatta en çok ne ister, budur bilmek istediğim. Bu sorunun yanıtını getir; kurtar kelleni.'der. General sorar soruşturur, bu çetin sorunun yanıtını arar ve Kafdağı'ndaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir. Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı arar bulur ve sorar ' Kadınlar hayatta en çok ne ister?' Korkunç cadının, yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur değil. 'Evlen benimle, o zaman öğrenirsin istediğini.'Bu ölümcül teklifi kabul eder general ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşid'e:
“Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister. 'Harun Reşit bizimkinin hayatını bağışlar ya; cadıyla evlenmek için de söz verilmiştir. Evlenirler. O ilk gece; general bir bakar ki o korkunç cadı, dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş, karanlık odada. Konuşur cadı: 'Benim kaderim böyle; günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı ise çirkinim. Ne dersin geceleri seninleyken mi, yoksa gündüzleri dışarıdayken mi güzel olayım? General düşünür ve 'Sen bilirsin, kararını kendin ver' der; işte o andan itibaren korkunç cadı sonsuza dek çok güzel bir kadın olarak kalır.'
          Kısacası: Özgür iradesiyle hareket eden bir kadının ailesi de güzeldir.

Yayın Tarihi
11.04.2022
Bu makale 529 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!