CESUR KALEM

İYİ misiniz?

Genel Başkan yardımcısı, Antalya milletvekili Tuba Çokal’ın istifa etmesi, ardından sövgüler dizdiği AK partiye geçmesi ortalığı karıştırdı.

Ve gözler İYİ Partiye çevrildi.

İYİ Parti’ de neler oluyor?

Aslında işlerin iyi gitmediği uzun süredir biliniyordu.

Neler var, neler…

Kurucu il Başkanı, iyi bir hatip ve siyasetçi olan Nizamettin Sağır başarılı bir performans göstererek Antalya’ya 3 milletvekilliği kazandırdı.

Adaylık seçiminde gerekli hassasiyetler gösterilse, oy oranı ve milletvekili sayısı daha farklı olabilirdi.

Yine de Antalya, İYİ Parti’nin en çok oy aldığı yerlerden biriydi.

Herkes bilir ki, Antalya genelde muhafazakâr, merkez sağ ve milliyetçi, şehir merkezinde sosyal demokrat ağırlıklı bir ildir.

Ancak oy geçişenliği katı değildir, her an oy oranları değişebilir.

Merkezde ve bazı ilçelerde HDP’ ye giden Kürt ve aşırı sol unsurların önemli miktarda bir oyu olduğunu da unutmamak gerekir.

Antalya siyaseti sert söylemleri kaldırmaz.

Partinin kuruluş aşamasında, benim de bakanlığımı yapan Meral AKŞENER, Marmara Oteli’nde yapılan yemekli bir toplantıda benim de fikirlerimi sormuştu.

Ne cevap verdim biliyor musunuz?

Sözlerime, siyaset üstü kalacağımı, hiçbir beklentim olmadan konuşacağımı ifade ederek başladım.

Sn. Bakanım, özellikle gençler ve kadınlar size ilgi duyuyor. Kuracağınız partinin vitrini bunlarla sağlıklı iletişim kuranlardan olsun.

Çok isteklilerden ziyade, yeni isimlere ulaşın ve onları ikna edin. Bu isimler özellikle merkeze yakın, herkesin sevgi ve saygısını kazanan lider vasıflı kişilerden olsun.”

Ve parti kuruldu.

Vitrinde bilindik isimler…

Teşkilatlarda görev verilen bazı MHP’den ayrılma hizipçi kadrolar yanlış tercihti.

Yavru MHP yorumları yapıldı.

Lider dışında tanınmış ve kamuoyunda desteği olan bir isim görülmedi.

Allah’tan bir Ümit Özdağ var.

TV ve konferanslarda konuşmaları ilgi ile izleniyor.

Meral Akşener’e yakın olduğu iddia edilen Akdeniz Üniversitesi’nde bir öğretim üyesi ile partinin ileri gelenleri sosyal medya üzerinden savaşa tutuştu.

Güç gösterisi…

Neticede öğretim üyesinin kulisleri ile il başkanlığına atandığı iddia edilen Ahmet AYDIN, partideki bu ikiliği önleyemedi.

Ya da ses çıkaramadı.

Özellikle merkez sağdan gelenlerle şu anda yönetime hâkim olan eski MHP kanadı arasında huzursuzluk giderek büyüdü.

Kendi yönetiminden bazı isimler bile kazan kaldırdı.

 “Bu adam il Başkanlığına yakışmıyor” söylemleri Ankara’ya kadar ulaştı ve il başkanı görevden alındı.

Parti içinde bir huzursuzluk zirve yaptı.

Belediye meclis üyelerinin ve Büyükşehir’e İYİ Parti kontenjanından atanan bazı bürokratların objektif kıstaslara göre seçilmediği, dar kadroculuk yapıldığı gündeme düştü.

Bunda başkan Muhittin Böcek’in de sorumluluğu var.

Bu işte, en çok zararı kim gördü dersiniz?

Canını dişine takıp çalışan Samimi ülkücüler…

Bitti mi? Bitmedi.

Genel merkez çareyi genel başkan yardımcısı Yavuz Temizer’i il başkanı atamakla buldu.

“İthal başkan”, “Antalyalı olmayan il başkanı”, “Antalya’yı tanımıyor, birilerinin etkisinde” gibi söylemler dile getirildi.  

Hasan Subaşı’nın etkisinde kaldığı kulaktan kulağa fısıldandı.

Klasik Antalya siyaseti…

Böyle siyaset mi olur?

Antalya gibi uluslararası, her yıl Burdur kadar bir nüfusun arttığı Antalya’da siyasette anadan babadan yerli arayışları beyhudedir.

“Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye…”

Antalya’da yaşaması ve hizmet ehli olması yeterlidir.

Yeni gelen il başkanı başarılı bir grafik çizmesine, tecrübesine ve dik duruşuna rağmen, yine de yaranamadı.

Ve yollar ayrıldı.

Bu arada görev değişiklikleri ile bazı ilçelere yeni başkanlar atandı.

Sözde buna tepki gösteren STK’lardan sorumlu, genel başkan yardımcısı Tuba Vural Çokal partisinden istifa etti.

Ve onurlu bir davranış beklerken…

Hoppala jet hızıyla AK parti saflarına katıldı.

Onca sövgüden sonra…

Parti içerisinde kalarak, söylediği istifa gerekçeleri için mücadele etseydi daha etik olurdu.

Şimdi sıra kimde dersiniz?

Onu kimse tanımaz, bilmezken partiye yamayıp, pazarlayanlarda…

Kimse kusura bakmasın.

Hırsız suçlu suçlu olmasına da, önlemini almayan ev sahibi suçsuz mu?

İYİ Parti iktidardan uzakta…

Ya iktidarda olsa, bu kavganın boyutunu siz düşünün!

Neyi bölüşemiyorlar, anlaşılır gibi değil.

Sular biraz durulur gibi oluyor, kısa bir süre süre yeniden kavga alevleniyor.

“Dağdan gelip, bağdakini kovma” misalleri…

İYİ partiye barış ve disiplin gereklidir.

Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.

Yeni il başkanlığına atanan Mehmet Başaran tecrübeli bir siyasetçi.

Antalya’nın nabzını iyi tutar.

Başarılı olabilecek mi?

Zor ama imkânsız değil. Kimsenin güdümüne girmeden, kimseyi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden bunu yapabilir.

Bu görevi kişiliğine ve tecrübesine saygı duyduğum Hasan Subaşı yapabilirdi ama hep uzak durdu.

Parti’de uzun süredir devam eden huzursuzluk karşısında soruları cevapsız bıraktı.

Ve garantiye oynadı.

Ne etliye karıştı ne de tuzluya…

Muhittin Böcek ile ilişkisini iyi tuttu. Belediye kadrolarına ve parti teşkilatlarına bazı isimler önermekten başka partinin işlerine pek karışmadı.

Diğer milletvekili, iyi bir hukukçu olan, eski ağır ceza mahkemesi başkanı Feridun Bahşi ise Ankara merkezli siyaset yapıyor.

Bu onun tercihi.

İşlerinin yoğunluğundan olsa gerek, arada sıra Antalya’ya uğruyor.

Bu siyaset partiyi büyütmez, az olsun benim olsun mantığı.

Antalya’dan yüzde 17 oranı ile 250 bin oy alan İYİ Parti’de mevcut anlayış parti içi demokrasiyi engelliyor.

Atama yolu ile herkes kendisine bağlı ve sadakat göstereceğine inandığı isimler peşinde.

Nerede kariyer ve liyakat?

Genel merkezde belli kesimin desteğini al, sonra “yan gel Osman.”

Başlangıçta bir ümit olarak yola çıkan ve merkez oylarına talip olacağı düşünülen İYİ Parti kan kaybediyor.

Beyler…

Size “kral çıplak” diyorum. “Biz ne dersek o olur” yaklaşımını bırakın!”

Bu partiyi iç kurtlar yiyip bitiriyor.

Partileri ideoloji bitirir.

Parti tüzüğünü ve ilkelerini benimseyen kim varsa kucak açılmalıdır.

Buna engel çıkarmak demokratik bir tavır olmaz.

IYI Parti, merkez sağdan ve soldan gelenleri bünyesinde ülkücülerle harmanlayamadı.

Bu durum, partinin geleceğini ve oylarını tehlikeye düşürecek.

Ali Babacan liderliğinde kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi(DEVA) merkez sağdaki boşluğu doldurmaya ve dört eğilimi birleştirmeye aday.

Diğer partiler gibi, İYİ Parti tabanında da DEVA Partisi’ne kayma olabilir.

Tabi önlem alınmazsa…

IYI parti kuruluşundaki heyecanı yakalamak zorunda, bu rüzgâr dindi gibi görünüyor.

Aksi takdirde Millet İttifakı bile çatırdar.

Peki, DEVA Partisi dertlere deva olabilecek mi?

Onu da ayrı bir yazıda ele alacağım.

Yayın Tarihi
22.03.2020
Bu makale 1705 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!