ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE

İsmet İnönü’nün Ölümünün 47.nci Yıl Dönümü Anma Günü,,

Ve Kendisiyle İlgili Anılarım

1.  Giriş

      a.   Değerli dostlarım ve yüreği insan sevgisi odaklı, Atatürk Sevdalısı yurtsever insanlar hepinize merhaba. Sizlere selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Bu hafta içinde anılan ve 27 Aralık 1973 günü ölüm yıl dönümü olan merhum İsmet İnönü'yü ulusça minnet ve şükranla anıyoruz. Ben de Antalya Lisesi 2 nci sınıfında iken İsmet İnönü’nün bu üzücü ölüm olayını yaşamıştım. Yüce önder Atatürk'ün dava ve silah arkadaşı, Kurtuluş savaşımızda Batı cephesi Komutanı olan ve Yunan ordusunun yenilmesinde üstün hizmetleri bulunan, Mondros Müzakeresinin başarılı diplomatı, Lozan Barış Antlaşması’nın Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda ve tam bağımsızlığının gerçekleşmesi yönündeki başarısı ile ülkemizin çok partili demokrasiye geçirilmesinde ( ki ben bu kararı ülkede eğitimin, aydınlanmanın ve devrimlerin ülkemizin her bölgesinde homojen bir şekilde yaygınlaştırılmadan uygulandığı için zamansız buluyorum ve özellikle gerici ayaklanmaların başlamasına neden olduğunu düşünüyorum. ) büyük hizmetleri olan ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'nün ölüm yıl dönümünde saygıyla ve minnetle anıyorum. Ruhu şad olsun.

     b.   Burada kendisinin yaptığı hizmetlerin ancak önemli olanlarını açıkladım. Buna rağmen milli Şef İnönü hakkında bazı olumsuz söylemleri bulunan aymazları özellikle kınıyorum ve kendisi ile ilgili bilgileri öğrenmesi için herkesin Şevket Süreyya Aydemir ' in 3 ciltlik “ İkinci Adam “ kitaplarını ve bu konuda yazılmış diğer eserleri okumalarını öneriyorum. 10 Kasım 1938 ‘de Atatürk ’ün ölümünden sonra da, Atatürk’ü devam ettirmek ve onun hedeflediği devrimleri tamamlamak görevi, İsmet İnönü’nün omuzlarına, bütün ağırlığıyla oturmuştur. Atatürk’ü devam ettirebilmiş ve bütünleme görevini yapılabilmiş midir? Ben bu düşüncede değilim. Çünkü kimse bir Atatürk olamaz. Bu konuyu tarihçilerin ayrıntılı bir şekilde yapacağını düşünüyorum. Ancak buna rağmen İnönü’yü neredeyse vatan haini gibi suçlamalarla yerden yere vurmalarını da doğru bulmuyorum.  Hizmetleri asla unutulmayacaktır. Zaten ölümü sonrasında bu millet onun bu ülkenin tarihindeki önemini belirler bir şekilde,  mezarını dava arkadaşı Atatürk’ün Anıt Kabir içerisinde ve tam karşısında yerini almasını sağlamıştır.

       c.   Gerçekten Türkiye'de çok sesli senfoni müziğin yaygınlaşmasında emeği olan ve aynı zamanda Çello sanatçısı da olan ve Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası konser salonunda halen A sırası ortasındaki iki koltuk İsmet İnönü ve saygıdeğer eşi Mevhibe hanıma aitti. Muhtemelen 2012 yılında Ankara'da ki bir konserde ben de protokole tahsis edilen bu koltukta oturarak konseri izlemiştim. Ankara’ya 2000 yılında yeni birliğime atandığımda gerçekleştirmek için can attığım ve ailemle birlikte İsmet İnönü ve ailesinin yaşam konutu olan Pembe köşkü gezmeye gittiğimizde bizzat kızı ve ünlü gazeteci Metin Toker’in de eşi olan Özden İnönü Toker hanımefendi bize eşlik ederek konutu gezdirmiş ve tanıtmıştır. Çünkü kendisine babası gibi bende Topçu Albay olduğumu söylediğimde çok mutlu olmuş ve içten bir yakınlık göstermişti. Ayrıca 8 yaşındaki kızımın elinden tutarak “ bu konutu ben sana gezdireceğim “ diyerek bütün Pembe köşkü tanıtarak gezdirmiştir. Bu gezi esnasında Özden hanımefendiden algıladığım kadarıyla o günlerde yaşanan anıları anlatırken Ankara’da sürekli Atatürk ile birlikte olduklarını ve çoğu zaman birlikte zaman geçirdiklerini söylemişti. Bu nedenle Atatürk’ün İsmet İnönü ve ailesine çok büyük önem verdiğini anlamıştım.

       c.  Değerli insan İsmet İnönü ve ailesinde ve de özellikle çocuklarının eğitiminde mütevazılık ve halkın içinde olan kişiler olarak görürüz. Bu özellikleri bizzat oğlu Erdal İnönü’yü siyaset yaşamında ve kızı Özden Toker hanımefendi de kendileri ile bizzat konuşarak gördüm ve yaşadım. İsmet İnönü'nün en büyük hizmetlerinden birisi de bir asker ve siyaset adamı olarak engin deneyimi ve öngörüsü ile izlediği harika siyaset ve strateji ile Türkiye’yi 2’nci dünya savaşına sokmayarak ülkemizi büyük bir ekonomik ve sosyal felaketten korumuştur. Bu savaş nedeniyle halkın büyük sıkıntılar çektiği gerçektir. Bir yurt gezisi sırasında kendisine sen bizi aç ve yoksul bıraktın anlamında eleştiri de bulunan vatandaşa " ama ben seni babasız bırakmadım " demiştir. Çünkü savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu ve o ülkede bıraktığı ekonomik, sosyal ve askeri felaketleri ve etkisini en iyi o ve onun gibi askerler bilir. Hani Yüce önder Atatürk’ün Bizzat kendi rahmetli babam bu konuda eleştiri yaptığında çok çatışırdık. Ancak yaşamının bütün yıllarını bu millete adayan bu değerli insan hakkında ne yazık ki aşağılayıcı ve sanki vatan haini gibi sözler sarf etmeleri karşısında çok üzülmekteyim ve bu insanları kınıyorum. İsmet İnönü de herkes gibi bir insan olup siyaset ve devlet adamı olarak hataları olmuş olabilir. Ancak büyük hizmetleri olan bu değerli insan hakkında bu şekilde konuşmalarına asla izin vermemeliyiz. Burada o kadar çok yazacak konular var ki insanlarımız okumaktan sıkılmasın diye kısa kesiyorum.

2.  İsmet İnönü’nün yaşamında gelişen önemli olaylar.

      a.   İsmet İnönü, 30 Haziran 1927’de, başta Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, diğer paşalar ile birlikte askerliğe veda ettiler. Kendisi 1892 yılında girdiği askerlik mesleğinden ayrıldı. Emekli Korgeneral olarak 25 lira kadar gelir getiren bir emekli maaşıyla sivil yaşama katılmış oldu. Atatürk’ün maaşı da 43 lira idi. Bu durumu şimdiki siyasetçilerin halkın geçim ve sosyal refah sıkıntısı yaşarken birkaç yerden fahiş maaşlar almalarını da kınıyorum.

       b.   İsmet İnönü yaşamında uzun yıllar siyaset sahnesinde yer aldığından rakipleri tarafından haksız ve hiç hak etmediği şekilde çok hırpalanmıştır. Kendisiyle ile ilgili olarak çok ilginç ve komik olaylar da anlatılır. DYP ‘ni kuran ve Süleyman Demirel ile birlikte siyaset yapan Hüsamettin Cindoruk bey’in anlattığı ve kendi dönemlerinde yapılan siyasetin düzeyinin ne kadar komik olduğunu anlatan güzel bir örnektir. “ Biz İsmet İnönü’nün asker kaçağı olduğunu espri olsun diye söylerdik. Buna inanan bir sürü insanın olduğunu fark ettik. Düşünebiliyor musun? Adamın mesleği asker, hem paşa, hem de Garp (Batı) Cephesi komutanı. Vandal, barbar ve vasat altı zekâ. Esas Türklüğün en büyük düşmanı cehalettir “ demiştir.

       c.  İsmet İnönü’nün diğer önemli bir sözü de “ hiçbir ülkenin bizim kadar vatan haini yoktur“ sözüdür. Özellikle Kurtuluş Savaşımız esnasında yaklaşık 13 bin civarında askerin firar ettiğini ve bu firarları da tüfekleriyle birlikte yaptıklarını söylemesidir. Bu gerçekten çok utanç verici bir durumdur.

3.  Sonuç Olarak;

      a.    Şevket Süreyya Aydemir 3 ciltlik “ İkinci Adam “ eserinde “ bizim tarihimiz, halk çocuklarının tarihidir. Tek adam Atatürk halk çocuğuydu. İkinci adam İsmet İnönü’de “ . diye tanımlama yapmıştır. Ben de Antalya’da verdiğim konferanslarımda halkımızın Türk Ordusunu ve bu kurumda görev yapan halk çocuklarını çok iyi tanımadığını söylüyorum. Ne yazık ki askerler de halkın yaşamına belli bir sürç sonra uzak kalabiliyorlar. Askerler genelde bu halkın dar ve orta gelir grubunun zeki ve çalışkan çocuklarıdır. Bu insanlar halkına eziyet etmezler ve diktatör olmazlar. Ancak hayalleri çok doldurulamayan ve bazıları tarafından ihtişamlı yaşam özlemi içinde olanların yanlışlık yapıp kandırılabilirler.  Aynen Feto olayında olduğu gibi !!!!

      b.   İsmet İnönü hakkında yazılmış bir çok yazılmış eserler var ve kendisi hakkında burada uzun olmasın diye yaşamından sadece önemli birkaç olayı belirtmekle yetindik. Lütfen çevrenizdeki gençlere ve yurttaşlarımıza Bağımsızlık savaşımızın bu değerinin yaptıklarını unutmayalım ve unutturmayalım.  Özellikle şimdi siyaset yaşamında olan ve kişisel çıkarı için siyaset içinde olan özellikle benim de üyesi olmaktan onur duyduğum biricik ve halkın partisi olması gereken partim CHP' nde görevli bazı il ve ilçe yöneticileri konumundaki bazı aymaz, birilerinin adamı olan ahlaktan ve edepten yoksun kişilerin İsmet İnönü'nün " bu memlekette namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur " ünlü sözünü ağızlarına almalarını trajik komik bir tutum ve davranış olarak üzülerek görmekteyim. Her şey gönlünüzce olsun.  Herkese selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


Tarihçi, Yazar ve Kemal Karakuzey

Yayın Tarihi
26.12.2020
Bu makale 1427 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!