TÜRKOLOG

     İbn-İ Sina’nın Zamanı ve Dünyası. 7.

İbn-İ Sina ve Zamanı’nın Doğu  Düşünürleri Niçin Türk Düşmanıdır.?

Bundan sonrasını Bernard Lewis’ten  izleyelim. Türkler baştan buyana  kendilerini; İslami gücü ve inancı koruyup ilerletmeye adadıkları savaşçı özelliklerini hiç yitirmediler. Kafir dünyasına karşı doğu sınırlarında  başlattıkları savaşçı özelliklerini, batı sınırlarına taşıyarak Hristiyanlık dünyasına karşıda kullandılar. Türkler doğulu kafirlere, Batılı Hristiyanlara, içeride din düşmanlarına karşı, , İslamiyet’i savundukları sırada , Halifeliği de denetimleri altına almışlardı. Bu sancılı uzun başarıyla sonuçlanan  mücadele ,Türk egemenliği döneminde İslam kurumlarını ve toplumunu etkilemiştir. Din Selçuklular zamanında Devlet ve yönetim yapısını etkilemeye başlamış,   Sünni hiyerarşinin saygınlığı gücü, etkinliği, örgütlenmesi, devlet memurlarının bile dini eğitimden geçmesi ve kişilerin kişisel dindarlıklarının dikkate alınması, hızla çoğaldı.  (Sünni öğretiden olmayanlar devletten dışlandı.)  Dini kurumun öğretileri yasa haline gelmiş tutarlılığı artmış, etkisi halk ve Devlet içinde yaygınlaşmıştı. Din ile siyasi otoritenin nihai bütünleşmesi ise  Osmanlı sultanları zamanında gerçekleşmiştir.0rta Dğu.sf.122.’’

Tabi iki Selçuklular zamanında,  Selçukluların Moğollarla giriştiği Köse Dağ  savaşında Patlak veren Babai isyanının sebeplerini buralarda aramak gerekir. Babai isyanı Anadolu’da meydana gelen ilk halk hareketidir. İsyan 2.Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246 iktidarının sürekli aşağıladığı zorunlu iskana tabi tutarak vergiye bağlamak istediği, konar göçer Türkmen oğuz boylarının iktidarı devirmeye yönelik ciddi bir halk hareketidir. ‘’..Fars kültürünün hakimiyetindeki bir iktidar ve onu beslemek durumunda olan kentsel kesimle,sıkıntılılı sosyo ekonomik şartlarda hayatını sürdürmek zorunda bırakılmış konar göçer boylar arasındaki sosyal çatışmadır. Moğol istilasının Asya ve İran topraklarından püskürterek batıya sürdüğü ,kışlayacak ve yazlayaçak arazi  ve geçim zorluğu çeken  bu boyların ,kötü yöneten bir iktidara karşı  girişmek zorunda kaldığı  geniş bir toplumsal baş kaldırı hareketi olduğunu bugün daha iyi biliyoruz. ’ (Prof.dr Ahmet Yaşar Ocak. Bilim ve Ütüpya.sayı.191.2010. İstanbul.)

Kanlı bir şekilde bastırılan bu isyanla  Anadolu, Türk düşünce sistemi,İbn-i Sina’ların mücadelesini verdiği akılcı düşünce sistemini bırakmış, Mücadele ruhunu kaypetmiş edilgen bir hale gelmiştir. Aklın yerini gönül almış, gönül Tanrının evi kabul edilmiş, Yunus dilinde bu edilgenlik,

Dövene elsiz gerek

 Sövene dilsiz gerek

Derviş gönülsüz gerek

Sen derviş olamazsın.

 Şeklinde ifade edilmiştir.Türkistandan beri gelişerek  akıp gelen Türkün inanç sistemi, bu isyanla yeniden harmanlanarak  kendi coğrafi şartlarına uygun bir İslamiyet anlayışının çıkmasına vesile olmuştur. İnsan sevgisi Hac ibadetinin ve dini kuralların önüne geçmiştir.Tasavuf ve Tekke gelişmiştir. Yunus Emre;

Yunus Emre der hoca

Gerekse var bin hacca

Hepsinden iyice

Bir gönle girmektir.

 13 yüzyılda Alevilik, İran etkili İsmailli etkilerle beslenerek toplumsal bir zemini Anadolu’da oluşturmuş olsa gerek. Bu dini algı 14 yüzyılda  Pisagor bağlantılı,Fazlullah-ı Hurufi tarafından kurulan bir tarikattır.Anadoluda etkin olmuştur. Alevilik , Safevi probandası ile bu günkü gelişimini sağlamış gibi görünüyor.

Osmanlı devrinde baş gösteren celali isyanı olarak nitelenip dönme sadrazamlar tarafından bastırılan kanlı isyanların sebepleri de buralarda yatar. Şeyh Bedreddin isyanı Manisa’da 1420. Şah  Kulu isyanı 1511 Osmanlı imparatorluğa karşı  Antalya Beydağlarında vuku bulmuştur.,

 Anlaşıldığı üzere Türklerin Arapların siyasi hareketleri içindeki rolleri dini algıda Sünni itikatta kurumlaşmış. Sünni olmayan Türkler kafirle  bir tutularak malının yağmalanması ve kanı helal olarak dini algıda birleşmiş ve bu inanç ekseninde Türk’ün oluk oluk kanı toprağı doyurmuş, Türk, Türk’ü Göktürk  devrinde olduğu gibi inançları yüzünden katletmiştir .Bilge Kağan’ın Bengü taşa kazıdığı, Ey Türk ilini töreni bozma sözü boşa çıkmıştır. Göktür Devlet ide kafir ilan ettikleri, Bilge Kağan, Gültiğin,Bilge Tonyuguk’u  kafir ilan eden Uygur ve Karlukların (Kara hanlıların) isyanıyla yıkılmıştı. Devletinin yıkılmasından sonra oluşan bölgesel ve sülaleye dayalı Türk yönetimleri Arap baskısına fazla dayanamamışlardır. Türklerin  Müslümanlığı benimsemelerine daha 250 yıl vardır. Töre ve inançlar kısa zamanda terk edilemez, İnançlar insanların beyinlerindeki paslı çiviler gibidir zor çıkarılır bu durum sosyolojik ve doğal bir olaydır. Bu  Çağda Türkistan coğrafyasından Bilge Kağan’ın oluşturduğu Türk töre ve yasaları unutuluyor yeni bir yabancı kültür dairesine giriliyordu.  Yabancı kültür etkileriyle Türk düşmanı düşünürler çıkıyordu.  Bu entelektüel yapı IX-XII.nci yüzyıllarda yoğunlaştı. Türk düşmanlığı yaparak Arap Bağdat halifesine hoş görünmek moda oldu .Fars ve Türk düşünürlerde Arapça yazdılar. Türk asıllı Farabi’nin bir satır Türkçe kelamı yoktur. O zaman Farabi Türk soyundan olsa ne yazar. Dede korkutta ‘’Hayırsız evlat baba belinden düşeceğine düşmese daha iyi’’ diyor ya. Boşa laf değil. Arap  ve Arap etkisindeki düşünürler; Türk soyunu hep kendilerine felaket getiren, kötülük yapan  bir insan cinsi olarak görürler. Kimlerdir bu Türk düşmanı düşünürler? Bu soruya cevabı İlhan Arsel’in geniş araştırma ve kaynaklara dayalı Arap Milliyetçiliği ve Türkler kitabının 57 ve 134.ncü sayfalından özetle vereceğim. Konuya  kısaca bir göz atalım.’

İbn-i el Mukaffa  (M.S.724-759) İran asıllı. Arap kültürünün etkisinde kalmış, İslam bilgini. ‘’ Türkler vahşi hayvan niteliğindedir.  Başkalarına saldırmak için yaratılmışlardır. Araplar her bakımdan üstün bir soydur.(Sf.76.77)

El-Cahiz.(766-869)  Arap Tarihçi. ‘’Türk her şeyi zorbalıkla ve yağma yoluyla elde etmekten hoşlanır.Türk din ve vatan için ,ailesi için savaşmaz sadece yağma için savaşır.vs.)

El-Mantıki El Sıgıstani  (M.S.912.985).Çeşitli milletler hakkında araştırma yaparak El- Tevhidi adlı bir kitap yazan ünlü düşünür .Bu kitapta ‘’ Türkler aynı zenciler gibi  hayvan niteliğinde yaratıklardır.Zenciler zayıf, Türkler güçlü vahşi yaratıklardır.vb.’’

El-Mesudi (M.S.öl.956.)   Tarihçi ve coğrafyacıdır. ’’Türkler kısık ve küçük gözlü kaba haşin yaratıklardır.vb.)

El.Balkı.( M.S.Öl.951) ‘’ Yayvan suratlı basık burunlu, İslam’a felaket getirecek bir vahşi kavim. Türk dünyadan yok olursa dünyaya bolluk gelecektir. Bunlar ye’cüc ve Me’cüc kavmidir.vb.’

Ibn-i El Bananna;M.S.1068-1069 yıllarında  Bağdat anıları diye bir kitap yazmış, kitaptan anlaşılıyorki,bu yüzyılda Türkler Arap toplumu içinde bir güç ve varlık olmuşlar. Türklerin arap ahaliye kötü davrandığından, cami avlularında Arap kızlarına saldırdıklarından söz ederek, Türk’e karşı kindar tavrını sergilemektedir

Toledo Kadısı Sa’id İbn-i Ahmet  Andolusi  M.S.1068 yılında  Kitab Tabakat El  Uman adlı kitabında; Yer yüzünde toplumlar. Bilimle uğraşanlar ve uğraşmayanlar olarak ikiye ayrılır. Türkleri bilimle uğraşmayanlar kategorisine sokar. Bilimle uğraşan milletler yazara göre şunlardır.Araplar,Mısırlılar,Acemler,Hintliler,İbraniler,Suriyeliler, Yunanlılar ve Romalılar. Bu milletlerin dışında olanlar başta Türkler olmak üzere, Hayvana yaklaşık nitelikte canlılardır. Yalnız Türkler savaşçı ve vahşidirler.

El Kirmani ; (Öl.M.S.1021 ) İbn-i Sina devrinde yaşamış, Fatımi Halifelerine danışmanlık yapmıştır. Rahatu’ul Akl adlı eserinde, Türkleri köle milletlerden kabul eder, Tanrı Türkleri köle olarak yaratmıştır diyerek İbn.-i Sina gibi düşünür. Türklere dini anlatmak mümkün değildir. Onlar geri zekalı kölelerdir. Görevleri efendilerine hizmet etmektir.

El Biruni; ( M.S.973-1048)  İbn.i Sina’dan on yıl sonra ölmüştür. Arkadaştırlar. Gazneli Mahmut’un danışmanıdır .Gazneli ’nin  Hindistan seferlerine katılmış. Hinduizm inancını incelemiş   Tahkiki Ma lil -Hind adlı eserinde yayınlamıştır. Doğal olarak şeriat hükümlerini savunur, Anılan eserde dini hükümlerin devlet hükmü haline gelmesi halinde İdeal Devlet oluşur der. Athar ul  Bakiye adlı eserinde; Türklerin batıl itikatlara inandıklarını ,örneğin, Koyun gördükleri zaman başlarını yünle sardıklarını , çünkü koyunların geçtiği dağ taşlarına çarpmaktan kendilerini bu şekilde koruduklarını, eğer taşlara dokunacak olurlarsa  ,derhal şiddetli yağmur yağacağını zannettiklerini, Bu taşları yanlarında taşıdıklarını Çünkü bu surette düşmandan gelecek kötülüğü de önleyeceklerini zannettiklerini , belirtikten sonra; Bütün bunları Türklerin batıl inançları olarak kabul edin diyerek Türkleri ilkel  beyin yapısında bulur.  Türklerde böyle bir inancın olduğun prof.dr .Osman Turan Türk Cihan hakimiyeti Mefkuresi adlı eserinin birinci cildinde anlatır. Ya da taşı tabir edilerek kutsanan bu kara taşın yağmur yağdırdığına iyiliğe sebep olup kötülüğü yok ettiğine inanılır. Bu inanca dayanarak Birunı’nin Türk Milletini aşağılaması yersiz. Kaldı ki;  Kâbe’de  yedi defa Hacer ül Esvet ( kara taş) etrafında dönülüp şeytan taşlanması da benzer bir ibadet şeklidir.

Biruni’nin Türk soylu olmasına rağmen Türkleri aşağılaması aldığı eğitimle ilgilidir.Üçyüz yıl önce  kuvvetli bir milli birikimle boyları birleştirip, millet bilincini oluşturarak, bu bilinci taşa nakşeden Göktürk atalarını araştırmamış olması ilginçtir. 93 yıl Moğol’a vergi veren Anadolu Selçuklu devleti ve güçlü Osmanlı Devleti’nde de Türkler aşağılanmış, devlet yönetiminde olamamışlardır. Biruni Toplam onüçbin sayfayı bulan eser yazan önemli bir bilgin ve matematikçidir. Hint matematiği ve Trigonometri üzerine yeni teoremler geliştirmiştir. Aynı zamanda Tarih ve felsefe ilede ilgili önemli eserleri vardır. Böyle bir adamın bir Saka, Hun ve Göktürk çağlarıyla gurur duymaması ilginç…..

İmam Gazali,  M.S.(1058-111)  İhya ulum ed din adlı esrinde..; Türk’ü  ‘’ Zekası yetersiz, vahşi hayvanlara yakındırlar. Fakat hayret edilecek bir şekilde doğal içgüdüsel olarak yaşlılarına saygı gösterirler.’’’ Gazali’ye göre Türkler cehennem ehlidirler .Gözleri zulmetle perdelenmiştir. Gazali en koyu Türk düşmanlarındandır.  X. Asırda Türkün köle zamanları geçmiş kılıcını eline almıştır. Arap halifenin keyfi vergi ve zulümlerine seyirci kalmamakta eski köle ve boyun büken hali dik kafalılığa dönüşmüştür. ’’İslam ülkelerinin ve bizatihi İslam’ın ancak ve ancak Türkler tarafından korunabileceğinin anlaşılması sonucu, Araplarda Türklere karşı  aşağılık duyguları güçlenmiştir. İşte bütün bu kıskançlıklar, aşağılık duyguları, eziklikler baskı altında yaşamalar ve kötü yönetime maruz kalmalar  vb. .gibi sebepler Araplarda, nefret ve husumet gibi duygulara dönüşerek gelişmiş, yüzyıllar boyunca  bir çığ gibi büyüyerek   sonuçta XIX ve XX. yüzyılda oluşan Baas Arap milliyetçiliği alevlendirmiştir. İlhan Arsel. Arap Milliyetçiği ve Türkler sf.83.)’’

 Bugün dahi Arap’ın ve Arap kültürü etkisindeki beyinlerin derin belleğinde şu ifade yatmaktadır……Küçük gözlü yayvan suratlı ,kırmızı yüzlü yassı burunlu, … Türklere karşı zaferler kazanılmadıkça  hüküm günü gelmiş olmayacaktır…Bu söz .M.S.7.Asırdan bir Arap sözüdür.

Bu durum karşısında ve çektiği eziyetlerde dikkate alınırsa Türk düşmanı olmasından ne yapsın İBN.İ SİNA!

İlme hizmet etti çok çalıştı.150 eser yazdığı söylenir .Mutsuz öldü. Ahir ömründe şöyle dedi.

YORULDUM SIĞINAÇAĞIM BİR ŞEHİR KALMADI.

ARTTI KIYMETİM, ALAÇAK HİÇ MÜŞTERİ BULUNMADU. ( Vera Aleksyeune Smirova)

 

 Not: Bu yazı, Vera Aleksyeune Smirova’nın kurgusuna ilaveler yapılarak  kaleme alınmıştır.

    KAYNAKLAR

  1. Vera Aleksyeuna Smirnova   Doğunun Bilim Güneşi İbn-i Sina, CevirenArdıhan Korkmaz; Etkin yayınları 2016, ANKARA
  2. Annemarıe Schımmel çeviri. Şebnep Andaç İslamın Kısa Tarihi AlfaYayınları. Basım 2019, İstanbul.  
  3. Ernest VonAster  ‘in Ders notları  Felsefe Tarihi.Derleyen .Vural Okur.  Sentez yayınları, 2.baskı  2018.Bursa.
  4. Alfered Weber  çeviri. H.VehbiEralp.Felsefe Tarihi. Sosyal Yayınlar.beşinçi basım1998, İstanbul.                  
    Michael.H.Hart..çeviri. Mehmet Harmancı.Sabah kitaplar  .İstanbul.1993.ı.basım.
  5. İbn.i Sina Metafizik  litera yayıncılık
  6. İlhan Arsel Arap Milliyetçiliği ve Türkler.. Remzi Kitapevi, birinci basım 1997, İstanbul.
  7. Prof.dr.Zekeriya Beyaz  Türkistanda Müslüman olan IlkTürk Hükümdarları, T.D.A.V.yayını İstanbul, 1988.
  8. Biruni  çeviri; Kıvameddin Burslan Tahkiki Ma lil Hind. T.T.Kurumu, Ankara 201
  9. Jean -Paul Roux, Çeviri. Galip Üstün Türklerin Tarihi, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1995.
  10.  Gılberto Sacerdotı  çeviri  Zuhal Yılmaz Kurban ve Egemenlik Dost Yayınları.2007 Ankara

11-İslam Uygarlığına Tarihsel Bakış. Teori Dergisi.sayı.377.                      

12-C.Northcote Parkınson. Çeviren. Mehmet Harmancı. Siyasal Düşüncenin Evrimi. Remzi kitapevi. Ankara cad.İstanbul.1984.2.baskı.

13-Max Beer.Çeviri.Hüseyin Turhan. Sosyalizm ve Sosyal Mücadeleler  Tarihi.Dorlion Yayınları.2017.Ankara.

14.Bertrand Russel. Çeviri. Ahmet Fethi. Batı Felsefe Tarihi.çilt.1.2.3.Alfa basım Yayım.İstanbul.2017.3.Basım.

15  Şükrü Günbulut .Bilim ve Geleçek.sayı 56.İstanbul.

16-İbn-i Haldun. Çeviri. Turan Dursun. Mukaddime cilt .1. Onur yayınları.1977.1.basım.Ankara.

17-Necmi Tarkan. Ömer Hayyam Rubaileri. Güney matbuacılık.1949.Ankara.

18-Prof.dr.Ahmet Yaşar Ocak. Bilim ve ütopya.sayı.191.  2010.İstanbul

19.Cahit Öztelli. Yunus Emre Divanı.Milliiyet yayınları.1971.birinci basım. İstanbul

 

Yayın Tarihi
12.08.2021
Bu makale 1219 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!