PSİKİYATRİST

Evlilikte Cinsel Yaşam

EVLİLİKTE CİNSEL YAŞAMI CANLANDIRMAK İÇİN ÇİFTLER NE YAPABİLİR?  

                Cinselliği mekanik, birleşme olarak değerlendirmek yanlış olur.  Duygusal anlamda sevgi, şefkat, güven, yakınlaşma, kendini birine açma ve mahrem alanına dahil etme gibi pek çok anlam ifade eder. Kişi kendi bedenini, isteklerini tanıdıktan sonra eşini de tanıyarak birlikte uyumu yaşayabilirler. Arzu ve isteklerini ifade edememek, erken boşalma, orgazm olamama, sertleşme zorluğu, cinsel ilişkiye girmede zorlanma, cinsel isteksizlik gibi rahatsızlık duyduğu sorun alanlarını paylaşamamak en büyük engeller… Evlilikte yaşanan iletişim sorunları, çatışmalar, evlilikte kriz dönemleri cinselliği de olumsuz etkileyebilir. Öncelikle sorunlarla ilgili çiftin farkındalık kazanması ve çözüm için birlikte hareket etmeleri gerekir.               

EVLİLİKTE DOYURUCU CİNSELLİĞİN YAŞANMAMASI NE GİBİ SONUÇLARA YOL AÇABİLİR?

Bekaretin önemli olduğu kültürümüzde kadın; cinselliği ertelemeyi, değecek ve doğru kişiyi beklemeyi beynine öğretmiştir. Evlenince bir gecede her şey serbest olduğunda ise ne yazık ki beyin serbest bırakamadığı için korku, kasılma, itme, ağlama gibi reaksiyonlar sık görülmektedir. Toplumumuzda %54 ilk gece cinsel ilişkiye girmekte zorlanmaktadır. Kentte yaşayanlarda %51.2, kırsal alanda yaşayan kadınlarda    %60,8 görülmektedir. Eğitim durumu düştükçe bu sorunu yaşayan kadınların oranında artış görülmektedir. Hala 20 yıllık evli olup cinsel ilişkiye giremeyen ve bu güne kadar durumdan çok şikayetçi olmadan evliliklerini sürdürebilen çiftler görebiliyoruz. Tam bir cinsel birleşme yaşamamaya alışmışlar. Cinsellikle ilgili yeterli bilgi sahibi olmayan, konuşamayan kadınlar ve erkekler; sessizlik hatta korkutucu ilk gece hikayeleriyle dolu büyüyorlar. Evliliklerinde de duvarlarla karşılaşıyorlar. Başlangıçta bu kadar sorunlar yaşarken zamanla eş rolüne anne baba rolü de ekleniyor. İlerleyen yaşlarda toplumsal rollerdeki değişikliklerle “ çocuklarımız büyüdü, torunlar oldu, unumuzu eledik eleğimizi astık, artık bizden geçti ,kardeş gibi olduk…” diyen çiftleri ne yazık ki sıkça görebiliyoruz. Aslında cinsel işlev bozuklukları ile ilgili yapılan çalışmalar, düzenli cinsel yaşamı olan çiftlerin ileri yaşlarda cinsel sorunlarla daha az karşılaştığı yönündedir. Doyurucu cinsellik yaşanamadıkça eşler arasında çatışmalar artabilir, duygusal uzaklaşmalar evlilikleri krizlere sürükleyebilir. Bazen de sorun yaşayan ilişki içerisindeki bireylerde bedensel ağrılar, mide barsak, cilt sorunları gibi psikosomatik hastalıklar görülebilir.

EVLENDİKTEN SONRA CİNSEL YAŞAM HANGİ SEBEPLERLE MONOTONLAŞIR?   

Cinsellik çifte özeldir, her çiftin ilişkisi tıpkı parmak izi gibi. Bireysel geçmişleri, yaşadıkları, her birinin yetiştiği aile ortamı, rol modelleri ve olaylar karşısında verdikleri tepkiler çok farklıdır. Genç, yeni evli bir çiftin, yıllar sonra çocuklu, orta yaşlı olarak aynı yaşam biçimini sürdürmesi de pek olağan değildir. Arzu, istek ve cinsel çekimde azalmanın en önemli nedeni aslında çiftin kendi cinselliklerini konuşamıyor olmalarıdır. İlişki ve evliliklerin ilk gününden itibaren ne yazık ki toplumumuzdaki cinsel mitlerin etkisinde kadın ya da erkek olmanın gereklerini yaptıkları bir cinsel yaşam döngüsüne girerler çoğu zaman. İlerleyen yaşlarla birlikte geçmiş dönemlerden biriktirilen olumsuz duygular eğer ki sorun yaşandığı zamanlarda yeterince işlenmemişse, üzeri örtülmüşse, büyük patlamalarla karşılaşılabilir. Kırgınlıklar öfkelere dönüşür. İlişkideki şefkat, samimiyet ve güven duygularının derin anlamlarla ifade bulduğu cinsel iletişimin de olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır. 

 

EVLİLİKTE CİNSEL YAŞAMIN SONA ERMESİ BOŞANMA SEBEBİ SAYILABİLİR Mİ?

 Cinsel yaşamın sona ermesinin ya da sorunlu olmasının çift ilişkisini etkilemesi beklenir. Bazen ilişkiler bitebilir. Farklı açıdan bakacak olursak kadın ya da erkek duygusal anlamda kırgınlıklar yaşadıklarında cinsel istekleri etkilenir. Hayal kırıklıkları yaşanan bir ilişkinin cinsellik alanında da sorunlar yaşanması kaçınılmaz olur çoğu zaman. Nadiren çok tartışıp cinselliklerinde ki uyum ile ilişkilerini sürdürdüğünü ifade eden çiftler de görebiliriz çevremizde.

EVLİLİKTE CİNSEL HAYATI CANLANDIRMAK İÇİN PROFESYONEL DESTEK ALINABİLİR Mİ?

Profesyonel destek aslında evliliğin hazırlık aşamasından itibaren koruyucu ve iletişimi düzenleyici olabilir. Ne yazık ki biz çiftleri daha çok sorun yaşadıklarında hatta ilişki bitmek üzere iken son umut olarak görebiliyoruz. Uzun süreli ilişkilerde yaşam içerisindeki bireyin ve çiftin sorumluluklarının yoğunluğu, dönemsel değişiklikler, karşılaşılan stres faktörlerinin de etkisi ile cinsel yaşam etkilenebilir. Başlangıçtaki cinsel ilişki frekansı zaman içerisinde azalabilir. Cinsel bilgi eksikliği ile cinsellikten haz almayı bilmeyen, konuşamayan ve cinselliğini geliştiremeyen çiftin iletişiminde de sorunlar ortaya çıkabilir. Çatışmalarla çiftler birbirinden uzaklaşarak yabancılaşmaya başlayabilirler. Öncelikle iyi bir iletişim, karşımızdakine değerli olduğunu hissettirmek önemlidir. Sürprizler, cinsel fanteziler ile ilgili tercihler çiftin kişilik özelliklerine ve karşılıklı uyumlarına göre değişir. Çift terapileri ve cinsel terapilerde küçük müdahaleler bile oldukça yararlı olabilir. Yoğun iş yaşantısı içinde de çiftler sağlıklı ilişkiler sürdürebilirler. Stres yönetimini öğrenmek, fiziksel yorgunluk ve mobbing gibi sorunlar karşısında etkili olabilir. Geçirilen zamanın kaliteli olması, ortak paylaşım alanları  oluşturarak sosyalleşmeleri çiftin ilişkisini destekleyebilir.

EVLİ ÇİFTLERİN CİNSEL YAŞAMINI HANGİ DIŞ SORUNLAR ETKİLEYEBİLİR?

İş, ekonomik koşullar, eşin anne- babası ile kurulan ilişkilerde yaşanan sorunlar, sağlık problemleri, çocuk sahibi olma ya da olamama gibi pek çok faktöre bağlı sorunlar çiftin cinsel yaşamını etkileyebilir. İlişkilerde yıllar geçtikçe artan sorumluluklar, eşlerin birbirleriyle ilgilenmelerini güçleştirebilir. Çocuklu ailelerde, çocukların okul eğitimi, ergenlik sorunları ,kendi anne baba ve yakınlarının sağlık sorunları gibi değişkenlik gösteren durumlar çiftin yaşam döngülerine zarar verebilir.

ÇOCUK SAHİBİ OLMAK EVLİ ÇİFTLERİN CİNSEL YAŞAMINI NASIL ETKİLER?

Evliliğin ikinci dönemi, ebeveynliğe geçiş ve ilk çocukla birlikte ailedeki değişimdir. Aileye çocuğun katılımıyla birlikte, eşlerin daha geleneksel eş rollerini benimseme eğiliminde olduğu, bunun çiftin ilişkilerinde yeniden uyum sorununa yol açtığı belirtilmektedir. Araştırmalara göre sadakatsizlik en çok bebek sahibi olunan dönemlerde görülüyor. Eş rolünü tam olarak benimsemeden kısa sürede anne baba rolüne geçiş yapmak bazı çiftlerde kriz dönemine neden olabiliyor. Kadının bakım vermek zorunda olduğu bebek ile ilgilenmek zorunda kalması erkekte narsistik kırılma ile yalnızlık duygusuna neden olabilir. Yatak odasına giren bir bebekle birlikte cinsellik çiftin gündeminden çıkabilir. Bebeğin huzursuzluğunu ortadan kaldırmak için bütün bir gece bebeği emzirmek zorunda hisseden anneler hiç de az değil. Erotik bir nesne olan meme süt veren bir organa dönüşüvermiştir. Kadının anne rolüne geçişi ile eş rolündeki çekiciliğini yitirebilmesi olasıdır. Fiziksel çekiciliğin kaybı ile kadının anne rolünde görülmesi her iki cinsi de birbirinden uzaklaştırabilir

Pek çok çift çocukları ile aynı yatağı paylaşmaya devam edebilmektedir ne yazık ki. Çoğu zaman eşlerden biri yatak odasında çocukla kalırken diğeri salon ya da çocuk odasında, bazen de eşlerden biri çocukla birlikte çocuk odasında kalırken diğeri yatak odasında yalnız kalabiliyor. Cinsellik çiftin hayatında lüks olmaya başlayabiliyor ve uzaklaşmalara sebep olabiliyor. Gece eşe yakınlaşmak, sarılarak uyumak, öpmek, dokunmak ruhsal dengemiz için de önemli bir yer tutuyor. Eş olmanın gereklerini anne baba rollerindeki sorumlulukları yerine getirirken ihmal etmemeye özen göstermek gerekiyor.

EVLİLİKTE CİNSEL İLİŞKİNİN AZALMASI MI YOKSA KALİTENİN DÜŞMESİ Mİ ÖNEMSENMELİ?

Eşlerin kaliteli zaman geçirmeleri ve iyi iletişim içerisinde olmaları yaşanan sorunları atlatabilmeleri için önemlidir. İçerik, kaliteli zaman geçirmek nasıl ki iletişim de önemliyse cinsel iletişimde de değerlidir.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist & Psikoterapist

CETAD Antalya Temsilcisi

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.

1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5

Tel: 0 (242) 316 98 99

facebook.com/psikiyatristsevilayzorlu

instagram/psikiyatrist_sevilay_zorlu

twitter.com/DrSevilayZorlu

Yayın Tarihi
01.03.2018
Bu makale 1425 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!