Çoğunluk Diktası

                  Halkı terör ve şiddetle hizaya getiren AKP iktidarı şimdi de yeni Anayasa dayatmasıyla gayrı meşruluklarını yasal hale getirmeye; demokrasiyi sadece seçim sandığı olarak göstererek; toplumun örgütlü kesimlerini yok etmeye çalışmaktadır. İşçi sendikalarının örgütlenme olanaklarını elinden almıştır. Büyük kısmını yandaş sarı sendika haline getirmiştir. TMMOB, Çağdaş Eğitim Vakıfları, memur sendikaları, YARSAV, iktidarın güdümünde olmayan dernekler, vakıflar baskı altındadır.

                   Halkın doğru ve tarafsız haber alma hakkı ortadan kaldırılmıştır.

                   Basın, yayın organları, TV kanalları, topluma bilgi ulaştıran tüm internet kanalları iktidarın denetimi altındadır. İktidar ve Cumhurbaşkanı istediği zaman, istediğini kapatabilmektedir. Tıpkı bir 23 Nisan Çocuk Bayramında, yerine oturttuğu çocuk irisine dediği gibi “astığı astık, kestiği kestik”tir.

                   “Yurttaşlarımızın gündelik hayatı ve demokratik hakları baskı altında tutulduğu gibi, ekonomi dünyası da yolsuzluklardan doğan haksız rekabet koşullarına mahkûm edilmektedir. Dahası, iktidar, vergi cezalarını adeta bir silah olarak kullanmaktadır. Emekçilerimiz olumsuz ve denetimsiz çalışma koşullarına maruz bırakılmaktadır. AKP iktidarı, çalışanların haklarını hiçe saymaktadır” (*)

                   Hukuk tanımaz AKP iktidarı, işine gelmeyen mahkeme kararlarını uygulamamaktadır. Oymapınar Barajı ile ilgili Danıştay’ın iptal kararı uygulanmadığı gibi bu konuda çıkarılan kanunların iptaline ilişkin iki Anayasa Mahkemesi kararı da uygulanmamıştır. Bu arada işletici Mehmet Cengiz firması yedi yılda yedi yüz milyon lira elektrik parasını cebine atmıştır. Urla’da Recep Tayyip Erdoğan’a veya yakınlarına ait villalarla ilgili mahkeme kararları da uygulanmamış ya da uygulatılmamıştır. Bunun gibi yüzlerce örnek bulmak mümkündür.

                   İktidar sadece sandıktan çıkan oylarla meşruiyet sağlamadığını bilmektedir. Bu nedenle on üç yıldır yaptığı bütün yasa dışılıkları, yolsuzlukları ve Anayasa ihlallerini meşrulaştırmak için yeni Anayasa diye inat ve ısrar etmektedir.

                   Oysa “etkili denetim ve denge mekanizmalarına dayanan güçler ayrılığı demokrasinin temel ilkesidir. Türkiye’de AKP iktidarı, demokrasinin temeli olan denetim ve denge mekanizmalarına büyük zarar vermiştir. Türkiye’de demokrasinin karşılaştığı en temel sorun, tüm erklerin yürütme gücünün ve onun başındaki kişinin elinde toplanmasıdır. Yürütme erki, yasama erki üzerinde de mutlak denetim ve yetki sahibi kılınmıştır. Bunun da ötesinde güçler ayrılığı ilkesi, yürütmeye yargı üzerinde yetki veren düzenlemelerle sürekli olarak çiğnenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamıyla bağdaşmayan şekilde önemli gördüğü tüm konularda hangi yasaların, hangi içerikle çıkarılacağı konusunda karar vermektedir. AKP iktidarının yaklaşımı demokrasilerde bir ölçüye dek kabul edilebilecek yasama ve yürütme yakınlaşmasının sınırlarını aşmıştır. Başta yargı olmak üzere, “fren ve denge” işlevi gören çeşitli kurumlar iktidar partisinin doğrudan baskı ve güdümü altına alınmıştır.”(**)

         AKP, tıpkı İran’da Humeyni rejiminin gelişi gibi gelmiş; Orduyu, Yargıyı, Aydınları, Parlamentoyu, Milletvekillerini, STK (Sivil Toplum Kuruluşları)’larını itibarsızlaştırmıştır. Toplumsal değerler olan Ahlak, Erdem, Saygı, Kişiye Özel Yasa Yapılmama, Eşitlik, Özgürlük, Özgür Basın, Özgür Medya, Halkın doğru haber alma hakkı gibi tüm temel insani değerleri yerle bir etmiştir.

         Hitler’in ve Göbbels’ in propaganda örgütü gibi tek yanlı yandaş medya ile halk aldatılmakta, yanıltılmakta, devlet kesesinden verilen küçük maddi çıkarlarla iktidara (minnettar kılınmakta) oy sağlanmaktadır.

         Yerel Yönetimlerde, AKP’li olmayan personel, iktidarın dayattığı “YENİ ANAYASA” toplantılarına katılmaya mecbur edilmekte; katılmayanlar fişlenerek ya ilçelere sürülmekte ya da (taşeron işçisiyse) işten atılmaktadır. Öyle ki örneğin Antalya’da, başka başka nedenlerle de olsa, toplam 1600 taşeron işçisinin işine son verildiği gelen haberler arasındadır.

         Sonuçta AKP iktidarı Türkiye Cumhuriyetinin temellerini oymakta, laiklik ilkesi yer ile yeksan edilmekte, öğretim tamamen dinsel eğitim haline getirilmekte, bilim ve akıl gelişmesini sağlayan müzik, resim, beden eğitimi, felsefe, sosyoloji, mantık dersleri işlevsiz hale getirilmekte veya kaldırılmakta; yüzlerce Üniversitede Fizik, Kimya, Biyoloji, Matematik Bölümleri kapatılmaktadır.

         Dış politikamız ise tamamen yabancıların telkin ve tavsiyeleriyle yürümektedir. Dün Habur’da törenle terörist karşılayanlar, Oslo’da Türkiye’nin Üniter Devlet sistemini MİT ajanlarıyla satanlar şimdi vatan sever kesildiler. Bu durum aklımıza Dr.Hasan Şişli’nin “İhanet Büyümesi” şiirini anımsatıyor:

         Bir yerlerde ihaneti büyütüyor birileri

         Sevgi duvarlarına yükleniyorlar yüreklerimizin

         Gözlerimizden kitaplar dolusu ışık götürüyorlar

         İhanet var…

         ……..

         Gelinler süslediğimiz bugünleri vurdular

         Eli kınalı yarınları sürüyorlar saçlarından

         Bir duvar örüyorlar etrafımıza ıssız..

         Kanımızla işlediğimiz güneşi götürüyorlar

         İhanet var….

         ……..

 

 (*)Kemal Kılıçdaroğlu

CHP Gn.Başk.sunuşu

Rejimin otoriterleşmesi

Prof Dr.Sencer AYATA s:5

(**)AGE Sayfa:35

(***)Hasan Şişli, İihanet

Büyümesi’nden alındı.

Yayın Tarihi
15.01.2016
Bu makale 1608 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!