Bu Filmi Daha Önce Gördük

1974 Kıbrıs harekâtından sonra Türkiye’de yaygın terör olayları başladı.

Birisi bizi yani Türkiye’yi terör sopasıyla dövüyordu.

Toplumun en alt katlarından başlatılan katliamlar, yıllar içinde tırmandırılarak en üst katmanlara kadar çıkarıldı. Son aşamada siyasetçiler, siyasi parti İl Başkanları, eski bakanlar, yüksek rütbeli eski subaylar öldürülmeye başlandı.

1977 yılının bir Mayısında, Taksim’de yapılan İşçi Bayramı kutlamalarında; taksimdeki sular idaresinin (suların eskiden taksim edildiği yer) ve Meydana bakan İnterkontinental Otelinin pencerelerinden yüz binlerce kişiyi tarayan meçhul kişiler tam bir katliam yaptılar. Bunlardan birisi bile halen yakalanmış değildir.

Komşumuz Yunanistan kendi isteğiyle NATO’nun askeri kanadından çekilmişti. Sonradan pişman oldu, fakat yeniden girişi Türkiye’nin onayına bağlıydı. ABD girişe izin vermesini Türkiye’yi yöneten Bülent Ecevit’ten rica etti. CHP ve Bülent Ecevit bunu reddetti. 1977’de %42 oyla iktidara gelen Ecevit Hükümeti, iki yıl içinde terör, ekonomik ve askeri ambargo ve diğer bazı nedenlerle 1979’da büyük hüsrana uğrayarak ara seçimlerin tamamını kaybedip hükümetten çekildi.

Yerine gelen Süleyman Demirel de Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesini reddetti. Bunun üzerine terör dalgası devam etti. Türkiye’de artık hiçbir ilde akşam güneş battıktan sonra insanlar sokağa çıkamıyordu…

Sonunda teröre teslim olduk.

Can güvenliği sağlansın da kim iktidara gelirse gelsin dedik.

ABD askere darbe yaptırdı, iktidara askerler geldi.

Siyasi Partiler, dernekler, sendikalar, gazeteler, dergiler kapatıldı.

12 Eylül 1980’in ertesi günü terör diye bir olay kalmamıştı…

Türkiye teröre teslim olmuştu.

Şimdi aynı oyun yeniden oynanıyor.

6 Haziran 2015’te çoğunluğu kaybeden AKP; ertesi gün terörü başlattı.

İlk patlamayla (Ankara Katliamıyla) oylarını yüzde beş artırdı.

Türkiye teröre yeniden teslim oldu.

Tek başına iktidarı kaybeden AKP, altı ay sonra iki buçuk milyon oy artırarak yeniden tek başına iktidar oldu.

Şimdi terör yine devam ediyor.

Her gün beş ile sekiz şehit haberi geliyor.

Bütün büyük kentleri silah ve patlayıcı madde deposu haline getiren PKK’nın yaptıklarından haberi olduğu için, Oslo görüşmelerinde MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, PKK temsilcilerine “büyük şehirlere bomba yığıyorsunuz, haberimiz yok sanmayın” diyordu.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı Cumhuriyet Baş Savcılığı ; PKK’nın şehir örgütlenmesi olan KCK’nın örgütlenmesine yardım ettiğine ilişkin kanıtlar bulunduğu gerekçesiyle savunma yapmak üzere ifade vermeye davet etti.

Ödleri patladı.

Dört gün, yargının emrini uygulamadılar. Anayasayı böylece ihlal ettiler.

Benim de milletvekili olduğum sırada dört gün TBMM’ni gece sabahlara kadar çalıştırarak MİT Müsteşarının yargılanamayacağına, Başbakanlığın izni olmaksızın ifadesinin alınamayacağına ilişkin kanun çıkardılar.

Keşke bizim o gecelerde yaptığımız konuşmaları halk öğrenebilse…

Sonuçta terör devam ediyor.

Anlaşılan odur ki Türkiye’de ayrı bir Kürt Devleti kuruncaya kadar durmayacak.

Türkiye sürekli terör sopasıyla dövülüyor.

Bizi, laik, demokratik, çağdaş bir devlet düzeninden ayırmak; Türkiye’yi 21 parçalı bir Federal Devlet haline getirmek için yeni Anayasa dayatılacak.

Bize laik bir devlet düzenini layık görmeyen ABD ve AB ; sürekli “ılımlı islam olun” tavsiyesinde bulunuyor da kendileri acaba neden “ılımlı Hristiyan” olmaktan şiddetle kaçınıyorlar?

Biz bütün bunları yaşadık, bu filmi daha önce gördük.

Türkiye teröre teslim olmamalı, terörün gerçek nedeni olan bu iktidarı kendi iradesiyle indirmeli ve yeni bir sayfayı açmayı başarmalıdır.

Aksini düşündüğümüzde çok kanlı ve acılarla dolu bir yolu seçmiş olacağız.