GERONTOLOJİK BAKIŞ

Bakımevleri “Gözaltı Kurumu” Olmamalıdır!

 

Toplumumuz daha ‘Gerontolojik Hizmeti’ tanımıyor. Nereden tanıyacak? Gerontolojik hizmetin sunumunu mümkün kılacak koşullar hazır değil! Bunu en iyi gözlemeyebildiğim yer ise yaşlı bakımevleridir.

Ülkemizde yaşlı bakımevlerinin sayısı çok azdır. Bu yüzden doluluk oranı % 99’un üzerindedir. Çoğu modern çağın taleplerini karşılamamaktadır. Bakıma muhtaç yaşlı sayısının artışına uyumlu olarak yaşlı bakımevlerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Yaşlı bakımevleri, “gözaltında tutma kurumları” olarak çalışmaktadır. Buna kulağa daha hoş gelen “koruma ve kollama” da diyebilirsiniz. Fakat bu, gerçeği değiştirmez. Şimdiye kadar bakımevi yapımında dikkate değer bir gelişme görmedik ve yaşlı bakımevlerinin yaşlıya yaşam kalitesi sunan bir modernizasyonuna da rastlamadık.

“Gözaltındaki” bakıma muhtaç yaşlılar, asgari teknik donanımlı ve doluluk yoğunluğu yüksek bakımevlerinde adeta bir “mahkûm” olarak “yönetilmektedirler”. Gerontoloji açısından bunun kabul edilmesi mümkün değildir.

Son birkaç yıldır yaşlı bakımevlerindeki yaşlılara “gözaltındakiler” olarak değil, daha ziyade “hastane” modelinden hareket ederek, “hasta” muamelesi yapılıyor. Bakımevlerindeki “yaşlı hastalara” ne gerekir?

Bravo! “Tedavi” gerekir.

O zaman bakımevi, “bir nevi hastane” olarak, yöneticisinden “hasta yaşlılarla” ilgilenen personele varıncaya kadar hepsi “sağlık personeli” olmalıdır. Çoğunda da zaten hekim ve hemşire çalışıyor. Böyle bir anlayış kapsamında mutlaka Gerontologların istihdamına gerek duyulmasıdır. Sağlık Bakanlığımız yürüttüğü çalışmalarla bu sorunu çözmeye kararlıdır. Önerdiğimiz bu yaklaşım, yaşlı bakımında “fonksiyonel yönün vurgulanmasına” ve “reaktif bakım” kavramının ortaya çıkmasına yol açacaktır.

Gerontolog olarak önerilerim şunlardır: Yaşlı bakımevlerinin mekânsal (mimari) tasarımında “ev” kavramı odak noktaya konulmalıdır. “Bakımevi” kavramında da “ev” kelimesi var, ama dediğim gibi bakımevleri bakıma muhtaç yaşlıları toplumdan uzaklaştıran bir “hücre” gibidir. Hâlbuki çağdaş bir yaşlı bakımevi, öncelikle yaşam alanının da aktivasyonu, çeşitliliğiyle dikkat çeken iletişim seçenekleri, bireyselliği vurgulayan ve mahremiyeti koruyan özellikleriyle dikkat çekmelidir. Dikkat çeken ise, bütün bunların yaşlı bakımevlerinde olmamasıdır.

Önümüzdeki yıllarda bunun değişeceği belli değilse de şu kesindir: Yaşlılık, artık kimsenin görmezden gelemeyeceği bir sosyal olgu haline gelecektir. Bunların içinde bakıma muhtaç yaşlılar da yer alacaktır.

Öncelikle siyasetin yaşlıları görmezden gelme “lüksü” ortadan kalkacaktır. 2023 seçimlerinden sonraki seçimlerde yaşlıların sırtını sıvazlayan siyasetçilere çok daha sık rastlayacağız. Kürsüden, sosyal medyadan, televizyondan yaşlılara seslenecekler ve onlara verdikleri değeri dile getirecekler. Seçim öncesi ve sonrası karşılaştırılınca, yaşlılara seçim öncesi verilen sözleri unutma olasılığı da azalacaktır. Çünkü geleceğin yaşlısı daha bilinçli, daha eğitimli olacaktır. Ayrıca şimdiden her 2 hanede 1 yaşlı yaşıyor. Yaşlıların politik gücü hızla yükseliyor. Yakın gelecekte hane başına düşen yaşlı sayısının radikal artışına şahit olacağız.

Yaşlı bakımevlerinde Gerontologların istihdam edilmeleri de, bu yüzden yerinde bir karar olacaktır. Onlara milli servetten ayırılan paralar hem boşa gitmeyecek, hem de yaşlıların bakım ihtiyaçlarının daha iyi sağlanması mümkün olacaktır.

 

Yayın Tarihi
15.09.2021
Bu makale 939 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!