PSİKİYATRİST

Bağlanma Aşk ve Cinselli, Yakın İlişkiler

Bağlanma davranışı, insan tabiatının hayat boyu bir karakteristiğidir.

· AŞIK OLMAK, bir bağın oluşması

· SEVMEK, bağı sürdürmek

· KAYGI VE KIZGINLIK bir bağın kopması beklentisi

· YAS bir bağın kopması demektir.

Bağlanma sadece cinsel işlev ya da bozukluğu üzerine odaklanmaz, fakat doyumlu cinsel işlev bizim subjektif iyi oluş durumumuzun temel bir yönüdür

Yaşam kalitemiz yaşam, aşk ve bağlanma ile ilgili duygularımızı yansıtır doyurucu cinsel işlev yakın bir ilişki içinde her iki cins için de doyumlu bir yaşam kalitesine katkıda bulunur

Bağlanma ve yakınlık sorunları cinsel sorunlara, cinsel sorunlar da iletişim, ilişki sorunlarına yol açabilir.

 

FAİRBAİRN’İN OBJE SİSTEMLERİ

I-Merkezi ego ve onun ideal objesi:  Merkezi ego ve objeleri nispeten bilinçli ve makul ilişkiler halindedir.  İdeal obje özelliği ne fazla reddeden ne de fazla heyecanlandırandır.

II-Libidinal ego ve obje: Libidinal obje ihtiyacı aşırı heyecan olarak hissedilir veya “bir şeyi verir gibi uzatıp geri çekmek suretiyle kızdırılmak” olarak hissedilir. Egonun bir kısmı bu objeye açık acı veren doyurulmamış bir duygu ile bağlıdır.

III-Antilibidinal ego ve obje:  Reddeden ihmal eden, tahrip eden kötü objeyi simgeler. Benliğin bir kısmı bu ilişkiye çekilir. Böylece ilişki kızgınlık, hayal kırıklığı ve nefretle karakterize olur. Cinsel arzu, heyecanlandıran ve iten objeler ile ilişkilidir. Arzu objesini isteyen libidinal egonun duygusudur

 

YAKINLIK VE CİNSELLİĞİN KAYNAKLARI

Bebek fiziksel süreçlerle ilişki kurduğu için, anne onu tutar, fiziksel ihtiyaçlarını karşılar, bebekte annesine yanıt verir. Karşılığında, annenin yanıtları bebeğin heyecanlarında yükselme ve alçalma oluşturur. Cinsel gelişim bu ilişkiden doğar. Winnicott buna “psikosomatik eş ilişkisi” der.

Bebek ve anne birbirlerine vücutları yüzünden ilişki kurarak bağlanırlar. Bu ilişki karşılıklı bağlanma ve haz alma ilişkisini geliştirir. Bu suretle emziren-emzirilen çifti psikosomatik partnerlik ilişkisi geliştirirler. Bebeğin nörolojik kapasiteleri annenin ve ailenin desteği ile olgunlaşır, vücudunu nasıl kullanacağını öğrenir, duygularını yorumlayabilir.

Seksüalite, memnuniyetin fiziksel ve sembolik düzeyleri arasındaki eski bağları yeniler. Çocukluktaki gelişimsel çelişkileri canlandırır ve geçici olarak daha doğrudan bir hazza izin verir. Bir çiftin yakınlığının derecesi o kadar yoğundur ki, anne ve ilk aylarda ki çocuk arasındaki ilişkiyle karşılaştırılabilir.

Erişkin çiftler de benzer bir psikosomatik partnerlik yaşarlar. Psikosomatik birlik, vücut ve ruhun katıldığı geçmişe uzanan bir köprü oluşturur. İnsanlar bundan dolayı cinsel birliktelikleri sırasında çocuklaşırlar. Aşk ve cinsellik regresif bir süreçtir.

Yetişkinlerde kişisel gelişimin sağladığı güven, çocukluk gereksinimlerinin ortaya çıkmasına ve onları çözmeye olanak verir.

BEBEK - ANNE İLİŞKİSİYLE SEVGİLİLER ARASI İLİŞKİ ARASINDAKİ PARALELLİKLER

1-Anne ile çocuk göz teması kurar ve birbirine dokunurlar.  Benzer olarak sevgililer göz göze bakarlar, birbirinin yüzündeki ayrıntılarla ilgilenirler ve sık sık birbirlerine dokunurlar.

2-Anne ile çocuk birbirine sesler çıkarır ve kendi dillerini geliştirirler, bu dil çoğunlukla sözel olmayan bir dildir. Sevgililer de kendi sözel ve sözel olmayan dinlerini geliştirirler birbirleri için isimler bulurlar.

3-Bebekler oyuncaklarını ve keşfettiklerini anneyle paylaşırlar. Sevgililer de birbirlerine hediye verirler ve birbirleriyle deneyimlerini paylaşırlar.

4-Sıkıntılı bir bebek anne ile fiziksel temas arar. Bir sevgili de sıkıntılı olduğunda partneri tarafından tutulmak ve rahatlatılmak ister.

5-Bebek kendini güvensiz hissettiğinde, annesinin kendisini onaylayıp onaylamadığına  dikkat kesilir. Sevgililerde bir ilişkide güvensiz hissettiklerinde çoğu zaman sevildiklerine dair ipuçlarına duyarlı olurlar ve sevgilileri tarafından onaylanmak isterler.

6-Her ikili için de bağlanma hiyerarşisi vardır. Bebek aynı zamanda birden fazla insana bağlanabildiği halde her seferinde genellikle bir tane ana ilişkisi vardır. Yetişkinlerde birden fazla insan sevebilirler, fakat yoğun aşk çoğu zaman her seferinde bir tek partnerle yaşanır.

 

AŞK, BAĞLANMA VE CİNSELLİK

Freud temel ilişki biçimleri tanımlanmıştır:

I-Anaklitik: Sömürücü; bağımlı; nesnenin ayrı bir birey olarak algılanamaması Çocuğun anne arayışındaki oraliteye benzer.

II_Sembiyotik : Partnersiz işlev kaybı, yaşam enerjisinin yitimi, kendine güvensizlik,

sürekli onay ve hayranlık beklentisi.

III-İdealize : Sürekli mükemmel algılanan bir nesne ile ideal ilişki beklentisi

IV-Ambivalan : İlişkide karşılıklılık, duygularda  ambivalans vardır. Erkekler daha çok anaklitik, kadınlar ise narsisistik tipte nesne seçerler.

BAĞLANMA; kendine güven, emniyet duygusu ve mutluluğun temelidir. Annesinin yanında ve kendisini bu bağ içinde emniyette hisseden bebekler, çevreyle ilgilidir ve çevreyi araştırma eğilimi gösterir.  Diğer insanlarla da ilişkiye girerler.

Annenin yokluğunda ise çocuk anneyi arama davranışına girer ve diğer aktivitelere ilgi duyması belirgin bir şekilde azalır. Çocuk anneyi bulabilmek ve yeniden bağ kurabilmek için ses çıkarma, ağlama ve aktif olarak arama gibi çeşitli araçlara başvurur.

KENDİNE GÜVEN; bağlanma figürlerinin ulaşılabilirliğidir. Çocukluk ve ergenlik yıllarında oluşur ve yavaş yavaş nispeten değişmez bir hal alır.

İnsanların kendileri ve ilişkileri ile ilgili geliştirdikleri duygular ve modeller, gelecekteki ilişki kalıplarının doğasını büyük oranda belirler. Bir yetişkinin aşk ilişkisi bittiğinde gösterdiği tepkiler, bebekteki ayrılık anksiyetesiyle karşılaştırılabilir.

 

ÇOCUĞUN AYRILMA KARŞISINDAKİ TEPKİLERİ

Başlangıçta, bebek etrafındaki kişilerin sakinleştirici gayretlerine direnç gösteren bir protesto tutumu içindedir. Daha sonra ki dönemde üzgün ve edilgen bir tutuma girer. Son olarak da bebek savunmacı bir tutumla anneden kopar, bu aşamadan sonra anne dönecek olsa bile anneyi reddeder. Ergenler de ayrılık ve kayıp zamanlarında benzer duygulanımlar gösterirler.

Yayın Tarihi
30.05.2021
Bu makale 1010 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!