Bir kentin hatta bir ülkenin olumlu yönde gelişmesinde genç nüfusun, genç nesilin önemi azımsanamaz.
Genç nüfusa sahip olan bir ülke, gelişim için en güçlü dinamiğe sahip demektir. Genç nüfus ilericidir, genç enerjiktir, genç nüfus yaratıcıdır.
Eğer gençliğin önünü açarsanız, onlara kendilerini ifade etme şansı verirseniz yani, özgüvenlerini kazanmalarını sağlarsanız, kentin gelişiminde çok önemli bir rol oynarsınız.
En üretken ve en enerjik dönemlerinde gençliği evde oturtmak ya da bilgisayar karşısında çürütmek yerine onlara yaşam alanları sunmak, bu yaşam alanlarının da içini doldurarak onlara kent içinde hareket alanları yaratmak en iyi yoldur.
Kontrolsüz güç, güç değildir hiçbir zaman,
Önemli olan enerjinin rasyonel bir şekilde hayata dağılmasıdır. Gençlerin de bu enerjiyi kentlerinde dağıttıkları ve yine kentleri için kullanacakları alanlar yaratmak gerekmektedir.
Şahsi fikrim olarak, gençliğin dilinden ve sorunlarından iyi anlayan bir belediye başkanımız var. Kendisinin uzun süre bilim camiasında bulunması neden sonuç ilişkisinde kentin sorunlarını iyi değerlendirebilmeyi ve tartışabilmeyi sağlıyor.
Antalyalı bir genç olarak ben de belediye başkanının partiler üstü bir insan olması gerektiğini düşünüyorum. Her nereden olursa olsun tüm gençlere kucak açan bir belediye başkanı.
Siyasetten uzak ve kenti için çalışan bir belediye başkanı….
Aydın, demokrat, yenilikçi…
En önemlisi fikir dinleyen, insan dinleyen bir belediye başkanı…
Antalya’yı kim yönetirse yönetsin, bu anlayışta olmalı zaten… Daha başkasını Antalya kaldıramaz, daha başkasını Antalya sindiremez…
Sonunda Antalya’da yaşayan üniversite öğrencileri hatırlandı diye düşünüyorum.
Kentin belirli yerlerinde, kentimize yeni gelen öğrencilerimize ‘Hoş Geldiniz’ yazan pankartları görünce mutlu oldum…
Bu ne demek biliyor musunuz ?
Bugüne kadar sayısı 20.000’i bulan ve Meltem Mahallesinden çıkmayan öğrenci arkadaşlarımızın Antalya’ya inmesi demek.
Ortaya çıkması demek. Bu kentin gelişiminde onlarında katkısına açık olmak demek.
Bu gelişme,çeşitli projelerle yavaş yavaş, bir üniversite kenti de olmak demek..
Antalya zor bir memleket. Ne yapsanız eleştirilirsiniz. Antalya rantı yüksek bir kent, ne yapsanız mutlaka çıkar birileri bir şey der.
Elbet herkes her şeyi der.
Yalnız kimsenin de felaket tellallığı yapmasına gerek yok….
Moral bozmak yerine, bu kente ve çalışanlarına destek vermek lazım. Kavganın ve hizipçiliğin inanın kimseye faydası olmaz.
Ben Akaydın Hoca’nın Antalya’da yaşayan gençliğin sesi olacağı kanaatindeyim.
Onlara kendilerini ifade edecekleri alanlar yaratacağına, onları dinleyeceğine, gençliğin enerjisiyle kentimizi birleştireceğine inanıyorum.
Bir turizm kenti olarak anılmanın yanında, bir üniversite kenti, bir kültür ve sanat kenti olmak hayalini kuruyorum. Buna da hangi siyasetten olursa olsun, hangi cenahtan olursa olsun herkesin destek olması gerekir. Çünkü destek yerine köstek olanları tarih yazar bir kenara….
Bu uğurda herkese görev düşer. Herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Yalnız bu kentte değil bu ülkede hayalimiz gençliktir.. Hayalimiz üretebilmektir…
Yarınlar gençliktedir…
Onların doğru eğitilmesi, enerjilerinin doğru alanlara kanalize edilmesi yarınlarla ilgili umutlarımızı yeşertecektir ve gençlerimiz sayesinde kentimiz adım adım kendini yenileyecektir.
Soran, sorgulayan, kentine sahip çıkan, onu tanıyan ve geliştiren anlayışa sahip, bir kent kimliği dileğiyle….