Anayasa Mahkemesi Kararının mı Anayasanın mı İhlali?

CHP Milletvikili Enis Berberoğlu için Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali var” kararı tartışılıyor. Oysa Anayasa’nın 153/son tümcesine göre Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

Buna göre Anayasa Mahkemesi kararı; hak ihlaline karar verdiği yerel mahkemece de TBMM’nce de  tartışılamaz, kayıtsız koşulsuz uygulanır.

TBMM Başkanı Şentop; yerel mahkemenin kesinleşmiş mahkûmiyet kararı durduğu sürece Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğine geri dönmesinin olanaksız olduğunu söyledi. Oysa Anayasa Mahkemesi’nin kararı; milletvekilliği düşmediği halde, Anayasaya aykırı olarak düşmüş gibi yargılandığına ilişkindir.

Başka bir deyişle; Milletvekilliği dokunulmazlığı devam ettiği halde “yok sayılarak” yargılama yapıldığına ilişkindir.

Bu durumun birinci sorumlusu TBMM Başkanlığıdır. Çünkü Milletvekili dokunulmazlığı devam eden bir üyesini, Anayasaya aykırı olarak yargıya teslim etmiştir.

İkinci sorumlusu kararı veren mahkemedir. Çünkü milletvekilliği dokunulmazlığı kalkmamış bir milletvekilini yargılamıştır. Oysa Anayasanın açık hükmüne göre dokunulmazlığı kalkmamış milletvekilinin bu durumunu görerek yargılamayı durdurması gerekirdi. Dosyayı TBMM Başkanlığına göndererek dokunulmazlığın kaldırılması kararını bekletici mesele yapmak suretiyle hukuka uygun davranması beklenirdi.

Milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılmamış bir milletvekilinin yargılanması ağır bir görev suçudur. Bunun ağır ihmalden, acemilikten ya da baskı altında kalmaktan kaynaklanması sonucu değiştirmez.

Yerel Mahkemenin; “Anayasa Mahkemesi yerindelik kararı veremez” şeklindeki değerlendirmesi hukuken kabul edilemez. Çünkü Anayasa Mahkemesi kararı yerindelik yani suçun işlenip işlenmediği ile ilgili değildir.

Anayasa Mahkemesi kararı yargılama koşullarının oluşmadığı ile ilgilidir.

Nasıl ki yasa dışı yollardan elde edilen kanıtlar geçerli sayılamaz ve mahkûmiyete esas alınamazsa; yargılamanın ön koşulu olan “dokunulmazlığın kaldırılması” olmadan verilen karar da geçerli olamaz.

Yerel Mahkemenin; Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali kararı” geldiğinde en azından “yargılamanın yenilenmesi” kararı vermesi zorunluydu. Aklama kararı vermese bile “yargılanmanın yenilenmesine” karar vererek “kesin kararı kaldırmak suretiyle” , dokunulmazlık ön şartını beklemesi gerekirdi.

Buna karşın Yerel Mahkemenin alel-acele Anayasa Mahkemesi kararını reddetmesi kesin hükmü kaldırmamak için bir yerlerden aldığı talimatla hareket ettiği izlenimini uyandırmaktadır. Çünkü hukukta bazı durumlar iki kere ikinin dört ettiği gibi kesindir.

Kaldı ki yerel mahkemenin böyle bir direnme ya da “yerindelik” incelemesi kararı verme yetkisi de yoktur. Anayasa dâhil hiçbir yasada böyle bir hüküm ve yetki yazılı değildir.

Görülüyor ki AKP iktidarı yargıyı emir ve komutası altına almaya devam etmektedir. Bugünkü tartışmalar, iktidarın tamamen hukuk dışı olduğunu ve Anayasayı takmadığını bir kez daha açıkça göstermiştir.

Enis Berberoğlu’nun dokunulmazlığı kaldırılmadan yargılandığına ilişkin Anayasa Mahkemesinin kararının uygulanmaması bir Mahkeme kararının uygulanmaması değil; doğrudan doğruya Anayasayı ihlal suçunun işlenmesidir.

 

Yayın Tarihi
14.10.2020
Bu makale 838 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!