SİVİL TOPLUM

Mimarlar Odası’ndan 100 binlik plana dava

- Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Antalya-Burdur-Isparta Planlama bölgesi 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararını doğanın katledileceğini gerekçe göstererek yargıya taşıdı.

Mimarlar Odası, Antalya-Burdur-Isparta Planlama bölgesi 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararını yargıya taşıdı. Dava konuları arasında turizm tesis alanı olarak yapılaşmaya açılması planlanan caretta caretta ve Akdeniz fokunun yaşam alanları ve Kentsel Gelişme Alanı olarak yapılaşmaya açılan Tarım Alanları da var. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 08.02.2022 tarihinde onaylanan AntalyaBurdur-Isparta Planlama bölgesi 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı davalık oldu.

TMMOB Mimarlar Odası Antalya Şubesi, 15.02.2022 tarihinde askıya çıkarılan 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı değişikliği kararının bazı planlama alanları yönünden kısmi iptali ile yürütmenin durdurulması talebiyle Antalya Nöbetçi İdare Mahkemesi kanalıyla Danıştay‟a dava açtı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aleyhinde açılan dava kapsamında Antalya‟nın Kaş ilçesine bağlı Kalkan Fırnaz Koyu, Antalya merkez batı bölgesi, Aksu Çayı kıyısı, Kundu Sakızbucak Orman Alanı, Manavgat ve Gazipaşa gibi önemli alanlar bulunuyor. Dava konusu planlanan bölge içerisinde Kaş Patara ve Gazipaşa‟da deniz kaplumbağaları yuvalama alanı ve Akdeniz foku yaşam alanları da yer alıyor. Dava dilekçesinde bu bölgelerin turizm tesis alanı olarak yapılaşmaya açılması halinde nesli tükenmekte olan bu türlere zarar vereceği vurgulandı.

KAŞ BÖLGESİ

Dava konusu olan alanlardan biri Kaş Limanağzı mevkii Çukurbağ Yarımadası ve Gökseki bölgesi oldu. 12.11.2015 tarihli Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi‟nde kabul edilen 1/25 bin ölçekli çevre düzeni planı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 23.03.2015 tarih onaylı 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planıyla “turizm ve tercihli kullanım alanı” kararları getirildi. Planların iptali istemiyle açılan davada Danıştay 6‟ncı Daire 2021/1129 sayılı kararıyla “nüfus projeksiyonları, nüfus kabullerine ilişkin kısımları” yönünden planları iptal etti. Çukurbağ Yarımadası sürdürülebilir koruma ve kullanım alanı ile Limanağzı Bölgesi 3‟üncü derece doğal sit alanını kapsayan alana ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 09.07.2019 tarihinde onayladığı 1/25 bin ölçekli nazım imar planı Antalya 2‟nci İdare Mahkemesi 2020/790 kararıyla iptal etti. Dava konusu planlarla Çukurbağ Yarımadası ve yarımada girişi 1‟inci derece arkeolojik sit alanı içerisinde zeytinlik alanı olan ve 1‟inci derece arkeolojik sit, 3‟üncü derece doğal sit ve tarihi sit alanlarının bulunduğu Limanağzı bölgesinde, mahkeme kararlarıyla kaldırılan „turistik tesis alanları‟ yerine „eko turizm‟ kararı getirildi.

„MAHKEME KARARI YOK SAYILDI’

Plan kararı getirilen alanlarda ne tür bir eko turizm faaliyeti yürütüleceği, yapılaşma emsali ve yapılaşma kararlarının ne olacağı ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığı kaydedildi. Özellikle Limanağzı bölgesine ulaşım deniz yoluyla sağlandığından içme suyu, elektrik, katı atık ve atık su ile ilgili altyapı tesisleri yapım maliyetinin çok yüksek olacağı vurgulandı. Diğer yandan yeterli denetim yapılmaması nedeniyle çevresi üzerinde de yoğun işgaller ve yapılaşmalar nedeniyle çevresel bozulmalar ve kirlenmelere neden olacağına işaret edildi. Ayrıca zaman içerisinde de çevresinde yapılaşma baskılarının artacağına da dikkat çekildi. Dava dilekçesinde Antalya 2‟nci İdare Mahkemesinin iptal kararı verdiği davada eko turizm kararının hukuka uygun bulunmadığı da hatırlatılarak, “Mahkeme kararı yok sayılarak bu kez üst ölçekli dava konusu planda eko turizm kararı getirilmiştir” denildi.

KALKAN-PATARA-FIRNAZ KOYU BÖLGESİ

Dava dilekçesinde yer alan önemli alanlardan biri de Kaş Gelemiş Mahallesi, Patara ve Yeşilköy, Fırnaz Koyu ve çevresi doğal sit alanı oldu. Bu alanlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 22.08.2017 tarih ve 9908 sayılı kararıyla “Doğal sit-kesin korunacak hassas alan”, “Doğal sit-nitelikli koruma alanı”, “Doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” kararları aldığının hatırlatıldığı dava dilekçesinde, bölgedeki sit koruma alanlarının küçültüldüğüne vurgu yapıldı. Bu kararların iptali istemiyle açılan davada Antalya 4‟üncü İdare Mahkemesinin 2020/314 kararıyla işlemin iptaline karar verdiği hatırlatıldı. Alana ilişkin yapılaşma kararı getirilmesine yönelik sit kararı değişikliğinin iptali istemiyle açılan davada yapılaşmaya açılmasının sit alanına zarar verecek olması nedeniyle iptal kararı verilmiş olmasına karşın, Fırnaz Koyu 1‟inci derece doğal sit alanı içerisinde ve hemen alanın doğu bitişiğinde turizm kullanım kararı getirildiğine işaret edildi.

‘TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR VERECEK’

Dava dilekçesinde Kalkan ve Kaş yerleşiminin doğal güzelliğinin turizmle birleşmesi sonucu yerleşimde turizmin en önemli sektörlerden biri haline geldiği belirtilirken, “Turizmin gelişmesine bağlı olarak yerleşimde yoğun yapılaşmalar olmuş ve kentsel gelişme doğal alanları tehdit etmeye başlamıştır. Bu durum 1/100 binlik plan ile daha çok alt ölçekli planlarda fiziksel müdahaleler ile doğal değerlerin korunarak kentsel gelişmenin kontrollü yapılması sağlanmalıdır. Özellikle kıyı bölgelerinde yapılaşma koşulları, bu bölgelerde yaşayan caretta-caretta kaplumbağalarının korunmasında ve ekolojik dengenin korunmasında etkili olacaktır. Her iki alandaki yapılaşma kararları doğal sit alanlarına geri dönülmez, telafisi güç zararlar verecek çevresinde de yapılaşma baskılarını artıracaktır” ifadeleri yer aldı.

ANTALYA MERKEZ BATI BÖLGESİ

Davada Antalya kent merkezinin batı bölgesi de yer aldı. Dilekçede kentlilerin eğlence, dinlence ve deniz aktiviteleri için günübirlik yoğun olarak kullandıkları Antalya ile Beldibi arasında kalan Sıçanadası, Küçük Çaltıcak, Büyük Çaltıcak, Kındıl Çeşmesi‟ne turizm kararı getirildiği hatırlatıldı. Milli Park ve doğal sit statüsündeki Kındıl Çeşme ve Göynük Kamp Alanı için, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca yapılan 26.10.2015 tarihli, Beydağları Sahil Milli Parkı Uzun devreli Gelişim Revizyon Planı ile turizm amaçlı yapılaşmaya gidildiği de belirtildi. Antalya 3‟üncü İdare Mahkemesinin 2018/624 sayılı kararıyla bu planları iptal ettiği hatırlatılan dava dilekçesinde, iptale ilişkin yargı kararlarına karşın alanlara, yargı kararlarına aykırı olarak yeniden turizm alanı kararı getirildiği kaydedildi. Dava dilekçesinde, “Dava konusu planla turizm kararı getirilen bu yerlerin hepsi, kamp ya da piknik yapmak, denize girmek suretiyle halkın yararlandığı ender alanlardır. Kıyı kesiminin bu alanlar dışındaki yerleri, tamamıyla turizm tesisleri tarafından işletilmekte olup dava konusu plan ile halka ayrılmış bu alanlar da yok edilmektedir” görüşlerine yer verildi.

ANTALYA LARA KUNDU BÖLGESİ

Kemerağzı Kundu Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesinde kalan sahil kesimi de dava konusu oldu. Dilekçede kentin yeni konut alanı ihtiyacı olmamasına karşın kıyı kesimi turizm alanlarının arka kısmının konut alanı olarak planlandığına işaret edildi. Hızla artan nüfusun ihtiyaçlarına yönelik kent ormanı olarak planlanan ancak plan değişikliği yapılarak golf alanı kararı getirilen Kundu Sakızbucak Orman Alanı ile ilgili golf alanı kararının yargıya taşındığı hatırlatıldı. Danıştay 6‟ncı Dairesi‟nin 2015/7577 sayılı kararıyla bu planlar iptal edilirken onaylanan planlarda yargı kararına aykırı turizm alanı kararı getirildiği vurgulandı. Plan kararıyla mahkemece iptal edilen orman ve kent parkı olarak halkın yararlanmasına açılan bölgenin son planda yine golf sahası olarak plana işlendiği belirtildi. Ayrıca Aksu Çayı‟nın doğusu ve batısında, Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi sınırları içerisinde kalan sulu tarım arazilerinin kentin yeni konut alanı ihtiyacı olmamasına karşın konut alanı olarak planlandığına da yer verildi. Konut kararının bölgenin Kültür ve Turizm Gelişim Bölgesi ilan edilmesinin amacına da aykırı olduğu savunulurken, “Küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin en önemli yansıması, tarım alanlarının azalmasıdır. Dünya da ve ülkemizde tarıma ve tarım alanlarının önemine yönelik çalışmaların yapıldığı bir dönemde, tarım alanlarının turizme açılmasında kamu yararı bulunmamaktadır” denildi.

MANAVGAT BÖLGESİ

100 binlik plana yönelik açılan iptal davasında 20.09.2012 tarihinde hazırlanan Antalya Bütünleşik Kıyı Alanları Planında Manavgat Irmağı‟nın denize döküldüğü noktada 1200 yat kapasiteli yat limanı önerisi de yer aldı. Irmağın ağzında yapılacak düzenlemeyle bu bölgede yat limanı, çekek yeri ve bakım onarım tesislerinin yer aldığı önemli bir yatçılık merkezi kazanılması hedeflendiği hatırlatılarak, kurum görüşünü yinelemesine karşın golf tesisi alanı olarak belirlenen alanla ilgili Antalya 3‟üncü İdare Mahkemesinin 2022/290 sayılı kararla planların iptaline karar verildiği kaydedildi. Mahkemenin iptal kararına rağmen, bölge dava konusu planda golf alanı olarak yer aldığı vurgulandı. Yeni açılan davada, “Mahkemece planlar iptal edilmiş ve dava dilekçemizdeki iddialarımız doğrulanmıştır. Tarım topraklarının bulunduğu alanlar golf alanı, batısında tercihli konut ve devamında kentsel gelişme alanı, ırmağın batısı turizm alanı, 1‟inci derece doğal sit alanı, sulanabilir ve verimli tarım topraklarının bulunduğu kuzeyi ise kentsel gelişme alanı plan kararı getirilerek yapılaşmaya açılmıştır. Verimli tarım topraklarının yasada belirtilen amaçlar doğrultusunda tarım dışı amaçla kullanılması kamu yararına ve yasalara aykırılık taşımaktadır” ifadeleri yer aldı.

GAZİPAŞA BÖLGESİ

100 binlik planın iptali için açılan davada Gazipaşa İnceağrı Çayı doğu ve batı kesimi de bulunuyor. Bu alana ilişkin dava dilekçesinde, “Sahil kesimi arkası D400 karayoluna kadar olan verimli sulanabilir dikili ve örtü altı tarımı yapılan tarım toprakları ise kentsel gelişme alanı plan kararı getirilmiştir. Gazipaşa Belediye Encümeninin 27.11.2019 tarih ve 355 sayılı kararı ile dayanağı 1/25 bin, 1/5 bin ve 1/1000 ölçekli imar planlarına Antalya 2‟nci İdare Mahkemesi 2021/261 sayılı kararıyla planların iptaline karar vermiştir. Gazipaşa, Antalya kıyı ilçeleri içerisinde yoğun turizm yapılaşması olmayan, doğal ve kültürel değerlerini ve güzelliklerini koruyan, bugüne kadar yurtdışından yüksek bedeller ödenerek ithal edilen papaya, avokado, pepino, ejder meyvesi, pikan cevizi, pomelo gibi tropikal meyve çeşitlerinin yetiştirildiği ülkemizin ender bölgelerinden birisidir. Üretilen Gazipaşa Muzu ve diğer tropikal meyveler ihraç edilmekte ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır” denildi.

‘RANT AMACIYLA YOK EDİLMEMELİ’

Oluşumu milyonlarca yılda gerçekleşen, kaybedildiği zaman yerine yenisi konulamayan sulanabilir verimli tarım topraklarının kentsel gelişme alanı plan kararı getirilerek yapılaşmaya açıldığının vurgulandığı dava dilekçesinde, şu görüşler yer aldı: “Bu alanlarda çok kısa bir sürede ikinci konut olarak yapılaşacak kent dışında yaşayanlara ve yabancılara ikinci konut olarak satılacaktır. Dünyada Covid 19 pandemisi yaşandığı şu günlerde tüm bilim insanları, pandemi sonrası, yiyecek sıkıntısı yaşanacağını ve tarım alanlarının ve üretimin çok önemli olduğunu özellikle vurgulamaktadırlar. Kaldı ki kitlesel iklim krizi ve küresel ısınma açısından da özellikle de sulanabilir verimli tarım topraklarının, rant amaçlı kısa dönemli çıkarlar uğruna yok edilmemesi gerekliliği ortadadır. Turizm tesis alanı olarak belirlenen Gazipaşa Sahili‟ndeki yapılaşma, verimli tarım toprakları üzerinde yapılaşma baskılarını artıracağı gibi tarım sektöründe çalışanların daha rahat olması nedeniyle özellikle genç kesimi tarım sektöründen kaçarak, daha rahat olan turizm hizmet sektörüne kayması kaçınılmaz olacak, tarımsal üretim giderek zayıflayacaktır. Bütün bunlar göz önüne alındığında, sahilin tamamının turizm tesis alanı olarak belirlenmesinde kamu yararı da bulunmamaktadır.”

‘TURİZM TESİS ALANI PLANLAMASI İLE BAĞDAŞMAZ’

Kaş, Patara, Gazipaşa‟nın deniz kaplumbağaları yuvalama alanı ve Akdeniz foku yaşam alanı içerisinde olduğu belirtilen dava dilekçesinde, şu tespitler sıralandı: “Tüm bu bölgelerin turizm tesis alanı olarak yapılaşmaya açılması nesli tükenmekte olan bu türlere zarar verecektir. Gazipaşa planlama alanında, tüm dünyada nesli ileri derecede tehlike altında sayılan Akdeniz foku yaşamaktadır. Tüm dünyada popülasyonu 700 olarak varsayılan bu türün 100 tanesinin Türkiye‟de yaşadığı düşünülmektedir. Planlanan bölge caretta caretta ve Chelenio türü deniz kaplumbağalarının yuvalama alanıdır ve deniz kaplumbağaları yuvalama alanları koruma ve kullanma koşullarına tabidir. Çevre ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün „Deniz Kaplumbağalarının Korunması‟ konulu 2019/10 sayılı Genelgesinde Gazipaşa ve Kaş önemli deniz kaplumbağası yuvalama alanları içerisinde sayılmıştır. Sert tedbirlerin alındığı bir bölgenin turizm tesis alanı planlaması ile bağdaşmayacağı ortadadır. Beş yıldızlı otellere gelen müşteriler sabah akşam denize girmek isteyecek, plajları dolduracak, her türlü su aktivitelerini yapmak isteyecek ve kıyıdan olabildiğince yararlanacaktır. Genelgede belirtildiği şekilde tedbirlerin uygulanması mümkün olmayacaktır. Dava konusu plan kararında bu yönüyle de hukuka uyarlılık bulunmamaktadır.” İPTAL NEDENLERİ Dava dilekçesinde planlama esasları yönünden şu değerlendirmeler yapıldı: “Çevre Düzeni Planı kararları alınırken, 40-50 yıl sonrası nüfus yoğunluğu, ulaşım gibi hedefler belirlenerek karar oluşturulur. Dava konusu Antalya-Burdur-Isparta Planlama Bölgesi 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı ''Amaç ve İlkeler‟ başlıklı bölümde planın 2025 yılı hedef alınarak yapıldığı belirtilmektedir. 3 yıl sonrası, çok kısa bir süredir ve planın gelecekteki hedefine ulaşması mümkün değildir. Çok kısa bir süre sonra yeniden plan değişikliği yapılması gündeme gelecektir ki buda planlama esaslarına uygun değildir. Plan değişikliği kararları ile sahil bandı gerisindeki verimli tarım arazileri, turizm amaçlı yapılaşmaya açılmıştır. Plan incelendiğinde tüm sahiller, Aksu Çayı kıyısı, Manavgat ve Gazipaşa‟da sahil kesimlerinin arkasında bulunan, sulanabilir verimli tarım topraklarının olduğu tarım alanlarının, turizm tesis alanına dönüştürülerek yapılaşmaya açıldığı görülecektir. Bu plan kararı, kendi içerisinde yukarıda belirtilen plan açıklama raporundaki tarım ilkeleri ile çelişmektedir. Sahil gerisindeki verimli tarım arazilerinin, turizm alanına dönüştürülmesi Anayasa‟ya ve kanunlara da aykırıdır. Dava konusu plan ile kıyılardaki doğal ve kültürel değerlerin, sulanabilir verimli tarım topraklarının, arkeolojik ve doğal sit alanların, orman ve zeytinlik alanları, deniz kaplumbağası üreme alanlarının zarar görmesi ve yok olması kaçınılmaz olacaktır. Dava konusu yapılan bölgeler için öncesinde açılan dava ve yargı kararları olmasına rağmen dava konusu plan kararı ile önceki yargı kararlarına aykırı olarak uygulama getirilmiştir” 

 

Yayın Tarihi
17.05.2022
Bu haber 1509 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!