DUAYEN

Türkiye bir din devleti olur mu?

İsterseniz ilk önce dünyadaki İslam devletlerine bir bakalım. Dünyada altı adet Şeriat kanunları ile yönetilen devlet var: Afganistan, İran, Pakistan, Moritanya, Suudi Arabistan ve Yemen. On beş kadar da İslam dinini devlet dini olarak kabul eden ülke var. Bizim için ilginç olan Afganistan ve İran’a bir göz atmak istiyorum.

  • İran, Pers imparatorluğuna dayalı kadim bir devlettir. Rıza Pehlevi Şah 1923 yılında; İngilizlerin yardımı ile başbakan 1925 de de İran Şahı oluyor. Sanayileşme, ulaşım ve yükseköğretimde gösterdiği başarılarla İran’da modernleşme hamleleri yapıyor. 1941 yılında tahtı oğlu Muhammet Rıza Pehlevi’ye bırakıyor. Muhammet Rıza Pehlevi İsviçre’de tahsil görmüş aydın bir kişi. Hükümdar olarak İran’ı küresel bir güç ve modern bir ülkeye dönüştürme iddiası ile çalışmıştır. Kadınlara oy hakkı tanınması ve çeşitli endüstrilerin ulusallaştırılmasının da dahil olduğu bir dizi ekonomik, sosyal ve siyasal reformu içeren “Beyaz Devrim” adlı programını uygulamaya koymuştur. Bütün bunlara rağmen 16 Ocak 1979’ da Ruhullah Humeyni’ nin başlattığı dini ayaklanmaya dayanamayarak İran’ı terk etmek mecburiyetinde kalmıştır.
  • Afganistan birçok savaşlardan sonra, 1919-1929 arsında Emanullah Han tarafından monarşik bir sistemle yönetildi. 1920 da tahta çıkan Nadir Şah 1933 de öldürülünce tahta 19 yaşındaki oğlu Muhammet Zahir Şah geçti ve 1973 yılına kadar uzunca bir zaman ülkeyi idare etti. Muhammet Zahir Şah Fransa’da askerlik eğitimi görmüş aydın bir kişiliğe sahipti. Halkın refahını sağlayacak pek çok ekonomik kalkınma projeleri üretti. Afganistan’da önemli eserler yaptırdı. Zahir Şahtan sonra Afganistan önce Rusların sonra “İslami köktendinci Taliban” güçlerinin yönetimine girdi. Kulelerin 11 Eylül 2020 de yıkılmasından sonra USA Afganistan’ı işgal etti. Hepinizin bildiği gibi, USA ve tüm yabancı güçler; Eylül ayının başında, Afganistan’ı Taliban’a bırakarak terk ettiler. Taliban muhtemelen aynı vahşi şekilde; Allah’ın emirlerini yerine getiriyoruz diyerek, ülkeyi idare etmeye devam edecektir.

Şunu da unutmamak gerekir ki; Osmanlı bir Şeriat devleti olmasına rağmen, her yenilikçi bir harekette “Din elden gidiyor” diye isyanlar olmuştur. Bunlardan bazıları: Patrona Halil isyanı (1730),  Kabakçı Mustafa isyanı (1808), 31 Mart Ayaklanmaları (1909). Cumhuriyet döneminde de iki irticai ayaklanmaya rastlıyoruz: Şeyh Sait isyanı (1925) ve Menemen olayı (1930).

Geçenlerde Soner Yalçın, Afganistan’ı anlattıktan sonra yazısını şöyle bitiriyor: “Afganistan liderlerinin yapamayıp Atatürk’ün gerçekleştirdiği, feodal gericiliği tasfiye etme devrimi idi”. Doğru ama bu yeterli mi? Feodal (derebeyi) topluluklardan daha önemli olan, yöneten Devletin kendisinin Feodaliteye dönüşmesidir. Bu ihtilal falan da gerektirmiyor, cuk diye bir günde sistemi değiştirebiliyorsunuz. Afganistan ve İran’dan Türkiye’nin en büyük farkı, Dinci devrimcilerin iktidarda olmasıdır. Türkiye’yi bir İslam cumhuriyetine dönüştürmeyi, AKP Feto ile ortak olarak yapmak istemişti. Allahtan aralarında anlaşamadılar ve AKP Fetoy’u tasfiye etmek mecburiyetinde kaldı. Şimdi bu işi yalnız başına yapmaya çalışıyor. Bunu şunlardan anlıyoruz:

  • AKP zaten dindar bir gençlik yetiştirmek istediğini daha başında söylemişti.
  • Nerdeyse her mahalleye bir İmam Hatip Okulu yapmayı başardılar.
  • Türkiye’de bazı bölgelerde medrese eğitimi başladı.
  • Diyanet işleri en fazla kadroya ve bütçeye kavuştu.
  • Ayasofya camiinin açılışında olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanı, Cumhurbaşkanının gözünün içine baka baka Atatürk’e hakaret edebiliyor.
  • Laiklik karşıtı meczuplar “Keşke İstiklal savaşını Yunanlılar kazansaydı” diyebiliyor.
  • Türkiye Cumhuriyetinde ilk defa; eğitimle hiç bir ilgisi olmayan, İmam Hatipli bir Haberleşme mühendisi Milli Eğitim Bakanı olabiliyor. ( Sayın Ziya Selçuk’un yardımcılığını nasıl bir anlayışla yaptığını sanıyorsunuz?) Sayın Mahmut Özer aynı zamanda İslam Dünyası Yükseköğretim Kalite Güvence Ajansı Birliğinin Başkan Yardımcısı.
  • Talim Terbiye ’ye Harf inkılabına karşı olan din hocaları atanabiliyor.
  • Yeni eğitim yılına girerken Cumhurbaşkanımız yirmi yıl sonra, müfredatın değiştirileceğini ve eğitimin kalitesinin yükseltileceğini söylüyor. Bu değişikliğin bence din yönünde olacağından hiç şüphem yok.  
  • Törenlerde verilen hediyelerin niteliklerine hiç dikkat ettiniz mi? Ben hiç sanat eserine rastlamadım. Hemen hepsi hat yazısı ile Arapça ayetler. Çünkü bunların sanatla ve ilimle (ilim yapmak onlarca kuran tefsir etmektir) hiç bir ilgileri yok, varsa yoksa “DİN”
  •  Voleybolcu kızlarımız İzmir marşını söyleyince TRT neden yayını keser?
  • Seçme sınavlarından sonra mülakat sorularına bir bakın nasıl insanları işe aldıklarını anlarsınız.
  • Tarikat şeyhlerinin cenaze namazında toplanan cemaatin yoğunluğu insanı adeta ürkütüyor.

Hemen aklıma gelen bunlar. İnanın, beş-on yıl sonra bakarsınız ülkenin büyük bir çoğunluğu köktendinci oluvermiş. Covid 19 gibi taassup, devlete bulaşmış ve başta laiklik olmak üzere devleti yiyip bitiriyor.

Şeriat devleti biraz zor olsa da, İslam Cumhuriyet’i garanti gözüküyor. En azından laiklik isimi değişmese bile uygulama öyle olacak gibi.

Yayın Tarihi
12.09.2021
Bu makale 1171 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!