TEK TEK

Toprak Damlı Evlerin Anaları

“Ne hoş bir güzelliği vardır; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin. Kimseye bir kötülüğü dokunmadan yaşayanların.”
(Virginia Woolf / Kendine Ait Bir Oda)

Bir şehrin geçmişinin seslerini dinlemek mümkünmüş. Zamanı geriye sarıp enkazı bile kalmamış ‘toprak damlı evler’de ağırlanmak  mümkünmüş. O evlerin umudu çocuklarla görüşmek ve o evleri yuvaya dönüştüren annelerle sohbet mümkünmüş. Meğer bunları mümkün kılan üç sihirli sözcük varmış: Niyet, yürek, emek.

Hatıra, kişinin kendisinden başkasının girmesine izin verilmeyen hafıza adlı ilahi imbiğin kristal haznesinde saklanmış, yaşamından damıtılan özdür. Demans, o özü yiyip tüketen ve kişiyi geçmişinden yoksun bırakan hastalığın adıdır. Demans anıların, yaşanmışlıkların ve hayallerin korunduğu kristal haznenin görünmez bir el tarafından çalınmasıdır.

Demans, sadece insana özgü bir hastalık değil, şehirlere de musallat olan bir rahatsızlık. Çünkü şehirlerin de hafızası ve hatıraları olur. Hatırlanan ne varsa geçmişe dairdir. Hatırlamak ise an’ın nimeti.

Kadim bir şehrin kristal haznesinde eser miktarda kalan birkaç damla hatırayı kurtarmak için niyet, yürek ve emeğe sahip bir çağdaş fedai Türkçenin kalbi kabul edilen Karaman’dan çıktı. Anı Bisküvi A.Ş. kurucu ortaklarından İbrahim Rıfkı Boynukalın, “Toprak Damlı Evler” serisinin üçüncü kitabını hazırladı. Anı Bisküvi Kültür Yayınları’nın 14. kitabı, Cumhuriyetimizin 100. Yılı anısına “Toprak Damlı Evlerin Anaları” adıyla yayımlandı.

İbrahim Rıfkı Boynukalın’ın “Toprak Damlı Evlerin Çocukları”  serisiyle başlayan ve bu kez “Toprak Damlı Evlerin Anaları” ile devam eden çalışmaları, Karaman’ı demans illetinden koruyan iksir olarak adlandırılabilir. Başka şehirlere de önerilecek bir ilaç hükmündedir.

Kitapta Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, Kazım Karabekir’in annesi Havva Hanım, Mevlâna’nın annesi Mümine Hatun, Sultan I. Murat’ın kızı Nefise Sultan, yazar Halide Nusret Zorlutuna, Prof. Dr. Ayşe Baysal’la birlikte büyük bölümü bugün hayatta olmayan 50’yi aşkın kadının yaşamından kesitler sunulmuş. Kitap, ortak kaderi yaşamış, birinin hayatı diğerinden farksız kadınlara, Anadolu’nun çilekeş, fedakâr, cefakâr analarına hürmetin, saygının, vefanın ve minnettarlığın göstergesi sayılacak bir düşüncenin ürünü.

İddialı bir cümle olacak ama bu kitap, ialanında yayımlanan ilk eser. Benzerlerinden farklılığı Türkiye’nin bir döneminin öyküsü olması. Öykülerin anlatıcıları ise kitapta yer alan kadınların birinci dereceden yakınları. Bu haliyle belgesel nitelikli ve olaylara tanıklık eden bir eser ortaya çıkmış.

Ana yüreği gibi var mı; güçlü, içten ve koruyucu sevginin kaynağıdır ana yüreği. Yıllar bizi ve şehirlerimizi kazıya kazıya geçip gidiyor. Hatıralar, kurtların kemirdiği ahşap evin çürümesi gibi, çivilerin birer birer küflenip dökülmesi gibi önce eskiyor, sonra kayboluyor.

“Toprak Damlı Evlerin Anaları” yanarak etrafına ışık veren, kendini eriten ‘mum anneler’den günümüzü aydınlatan bir şamdan… Mevsimi geçmeden devşirilmiş bir beyaz zambaklar demeti… Kuruyup gitmesine göz yumulamayacak bir söğüt ağacı… Ekmek, salça, turşu, kavun, elma, çamaşır, badana, ahşap kokusu… Kaynayan tencere, çiçekli perde, tahta döşeme, güllü bahçe… Çocuk sesleri, kuş cıvıltıları, konu komşu, hısım akraba… Alna konulan serin havlu, en sıcak, en yumuşak el... Şefkat rehberi… Yüzyıl öncesinden bugüne köprü…

Ünlü yazar Vladimir Nabokov, “Bir insan yaşamının özeti, yosunla çerçevelenmiş olarak, bir mezar taşının üstüne kolayca sığarsa da, ayrıntılar her zaman hoşa gider.” demiş.

“Toprak Damlı Evlerin Anaları” bir dönemin yükünü omuzlarında taşıyıp asla şikayet etmemiş, yakınmamış analara bir nevi saygı duruşu... Yaşamları, bir mezar taşının üstünde yosunla çerçevelenmiş özet olarak kalmasına gönlü razı olmamış çocukların, analarına son veda…

Analarımızı anmak inceliktir. “Toprak Damlı Evlerin Anaları” bu inceliğin devşirilip kitap olarak sunulduğu bir hürmet pınarıdır. Anneler Günü’ne sayılı günler kala, bir ‘unutmabeni çiçeği’dir. Hayatta olan annelerimize sağlık, ölmüşlere rahmet dilerim. Bu güzel eserin ortaya çıkmasına katkıda bulunanlara teşekkür ederim.

Ne hoş güzellikleri varmış, toprak damlı evlerin analarının; hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçmişler. Melek kanatlarıyla dokundukları her şeyi yeşertmişler. Onlar ki, içimizin görünmeyen pencerelerinin ferahlığı olmuşlar.

 

Yayın Tarihi
26.04.2023
Bu makale 856 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
İbrahim Rıfkı Boynukalın beyin bu değerli kitabından dolayı kutluyorum. Karamanımızın hafızası olması dileğiyle. Ahmet Tek üstadıma da bu kitabı bizlere tanıttığı için teşekkür ediyoruz.

Murat Ay 26.04.2023

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!